Ölümlü kazadan sonra ABD'ye kaçmışlardı, iade edilecekler

Ölümlü kazadan sonra ABD'ye kaçmışlardı, iade edilecekler
Güncelleme:

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Eyüpsultan'da meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının ardından ABD'ye kaçan E.T. ve oğlu T.C.'nun Türkiye’ye iadelerine karar verildiğini açıkladı.

Adalet Bakanı Tunç, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, "İstanbul Eyüpsultan'da meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının ardından başlatılan adli soruşturma sonrasında ülkemiz dışına çıkarak Amerika Birleşik Devletleri'ne giden ve iade talebimiz kapsamında ABD'de yakalanarak gözaltına alınan ve tutuklanan şüpheliler E.T. ve T.C.'un Massachusetts Bölge Mahkemesi tarafından ülkemize iadelerine karar verilmiştir. Adaletin tecellisi için şüphelilerin ABD'den ülkemize iadeleri hakkında gerekli girişimlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

İstanbul’da ehliyetsiz kullandığı araçla Oğuz Murat Aci’nin ölümüne ve 4 kişinin yaralanmasına neden olan T.C. ve kendisini yurt dışına kaçıran annesi E.T.’un ABD’den Türkiye’ye iadesine karar verildi. Boston’daki federal mahkemede görülen davada, hakim iade sürecinin başlatılmasına hükmetti ve karar, nihai onay için ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderildi.

Mahkeme: "Anne ve oğul Türkiye’ye iade edilecek"

Boston'daki federal mahkemede görülen duruşmada, Hakim Donald Cabell, T.C. ve E.T.’un Türkiye’ye iadesinin uygun olduğuna karar verdi. Mahkeme, Türkiye ile ABD arasında yürürlükte olan Suçluların İadesi Anlaşması kapsamında sanıkların Türkiye’ye teslim edilmesine hükmetti.

Kararda, T.C.’un Türkiye’ye iade edilmemesi yönünde yaptığı başvurunun reddedildiği belirtilerek, "Türkiye'deki yetkili makamların talebi üzerine, T.C.’un Türk Ceza Kanunu’nun 85/2 maddesi uyarınca ‘taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan, ABD ile Türkiye arasındaki antlaşma hükümlerine göre teslim edilmesine ve kararın onay için ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderilmesine karar verilmiştir." ifadelerine yer verildi.

E.T. ile ilgili mahkeme kararında ise, "E.T.'un davanın düşürülmesi talebi ve kefaletle serbest bırakılmasına ilişkin değiştirilmiş talebi reddedilmiştir. Türkiye'deki yetkili makamların talebi üzerine, E.T.'un Türk Ceza Kanunu’nun 283. maddesi uyarınca ‘suçluyu korumak’ ve Türk Ceza Kanunu’nun 281. maddesi uyarınca ‘delilleri yok etmek, gizlemek veya değiştirmek’ suçlarından, Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasındaki iade anlaşması hükümlerine göre Türkiye'ye teslim edilmesine ve kararın onay için ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderilmesine karar verilmiştir." ifadeleri kullanıldı.

Mahkeme ayrıca, ABD Hükümeti'nin yedi gün içinde bir iade tasdiknamesi ve taahhütname sunması gerektiğini belirtti. Bu belgeler, mahkeme katibi tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’ne iletilecek.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın nihai kararı bekleniyor

Mahkeme kararını açıklamış olsa da, ABD’deki iade süreçlerinde nihai karar ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından veriliyor. New York'ta bulunan Avukat Büşra Cundioğlu, E.T. ve oğlunun mahkeme kararına itiraz edip edemeyeceği konusunda yaptığı değerlendirmede, "Karara itiraz etmek için birkaç hukuki yol mevcut olsa da, bunlar detaylı bir şekilde yazılmış bir mahkeme kararına karşı etkili olmayacaktır. Hakim, tüm süreci ve delilleri detaylı olarak incelediğinden, iade işleminin büyük ihtimalle gerçekleşeceğini öngörüyorum." şeklinde görüşünü paylaştı.

Bu süreçte ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, mahkeme kararını göz önünde bulundurarak Türkiye’nin iade talebine olumlu ya da olumsuz bir yanıt vermesi bekleniyor.

Sanıklar ABD gözetiminde kalacak

Mahkeme kararında, E.T. ve oğlu T.C.'un iade işlemleri tamamlanana kadar tutukevlerinden adli güvenlik gücü US Marshals’a teslim edilmesine karar verildiği ifade edildi.

Türkiye ile ABD arasındaki iade süreci nasıl işleyecek?

Mahkemenin iade yönündeki kararı kesin bir hüküm olmasa da, sanıkların Türkiye’ye gönderilme sürecinin başladığını gösteriyor. Sürecin tamamlanması için ilk olarak ABD Hükümeti, yedi gün içinde mahkemeye bir iade tasdiknamesi ve taahhütname sunacak. Mahkeme, bu belgeleri ABD Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’ne iletecek. ABD Dışişleri Bakanlığı, sanıkların Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceğine dair nihai kararını açıklayacak. Eğer iade onaylanırsa, T.C. ve E.T. Türkiye’ye gönderilecek ve yargılanacak.

Acılı baba Özer Aci konuştu: "Onları havaalanında karşılayacağım"

ABD’de Massachusetts Bölge Mahkemesi, İstanbul'da ehliyetsiz kullandığı araçla Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan T.C. ve kendisini ABD’ye kaçıran annesi E.T.’un iadesine karar verdi. Kararın ardından Oğuz Murat Aci'nin babası Özer Aci, "Kelepçeli gelmeyin dedim kelepçeyi tercih ettiler. Şimdi tıpış tıpış gelecekler. Havaalanında karşılayacağım" dedi.

"Dört gözle bekliyor olacağım"

Kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin acılı babası Özer Aci anne ve oğlunun Türkiye'ye iadesine ilişkin, "Davama inanmıştım. Bu inancımın sonucu mücadele ettim, çaba gösterdim, uyumadım, uykusuz kaldım. Davam için ne gerekiyorsa yaptım. Bu hala başlangıç. Ben sürekli E.T. eli kelepçeli gelme dedim ama o eli kelepçeli gelmeyi tercih etti. Paşa gönlü bilir. Onlar zannetti ki kaçarım ABD'ye param var, izimi kaybettiririm. Vicdanı içeriden kemiriyor ve kemirmeye devam ediyor. Pırıl pırıl çocuk yetiştiriyor, şimdi tıpış tıpış Türk adaletine teslim edecek. Beni köyde oturan, yalnız, gariban zamanla unutacak biri sandılar. Tam 1 yıl oldu. Ne oldu? Adalet Bakanlığı aradı, Türkiye’ye iade edileceklerini söyledi. Önümüzde 1-2 ay daha var. Dört gözle bekliyor olacağım, havalimanında karşılayacağım. Yüreğimize su serpildi. Hani insan düşer, yorulur bir enerjiye ihtiyacı olur ya, işte bu benim enerjim. Tam yere düşerken kalktım ayağa, mücadeleye dimdik devam ediyorum. Sizler, devletimiz, siyasiler ve Adalet Bakanımız sayesinde mücadeleye devam ediyorum. Yalnız değilim, rüzgar önümden değil arkamdan esti. Onların yaptığı yanına kâr kalmadı, kalmayacak. İnşallah Türk Adaleti örnek bir karar verir. Böyle insanlar vurup kaza yapıp kaçmazlar, kaçamazlar. Ben bu yaşta evlat kaybetmeyi hayal etmedim ama onlar da 17 yaşındaki çocuk 1 sene ABD gibi yerde hapiste kalacak diye hayal etmediler. İlahi adalet budur. Sen birine vurup öldürürsün ama o insanın da annesi, babası, evladı var. Annelik içgüdüsü yaparsın ama arabaya bindirip çocuğunu bizim çocuklarımıza da annelik yapsaydın ne olurdu? Ne kaybederdin? Bana göre diri diri kendi çocuğunu öldürdü. Bu olaya gelince yüreğimize su serpildi ama yaramız iyileşti mi? Hayır. Bu kolay bir şey değil. 1 yıl geçmesine rağmen aynı noktadayız, aynı durumdayız. Hak yerini, adalet yerini bulana kadar değişen bir şey olmayacak. Çalışacağım, çabalayacağım bunların yüreğime su serpilinceye kadar en yüksek cezaları almaları için uğraşacağım."

"Milyon dolarlar harcadılar ellerine ne geçti?"

"Yalnız değilim acımı acısı yapan binlerce yürek var. E.T.'u da katil çocuğunu da hep böyle basın aracılığıyla gördük. Bir insan böyle bir kötülüğü evladına nasıl yapar? Bu nasıl bir anne ki hem benim evladıma hem kendi evladına kötülük yapıyor? Gördüğüm zaman bunu kendisine soracağım. Böyle mi annelik oluyor? Her suçlu annesi tarafından kaçırılıyor mu? Bu mu gerekiyor? Neden kaçtı bunu kendisine sormam lazım? Burada E.T.'un akrabaları yok mu? Eşinden ayrılmış doktor bozuntusu aramıyor beni ama aileden de kimse aramıyor. Bizim buna ihtiyacımız yok ama devlet devletten özür diliyor. Ne oldu paraları vardı? Milyon dolarlar harcayıp oradan oraya kaçtılar. Ellerine ne geçti sıfır. 8 aydır hapisteler. Bakan Bey ile görüştüm 2 ay daha sürecek, 10 aydır ABD gibi yerde hapisteler. Size dünyayı dar edeceğim, Fizan'a da gitseniz arkanızdan geleceğim dedim. Benim pasif sandılar. Buradan doktor beye de sesleniyorum, beni pasif sanma doktor bey. Benim senin kadar param yok ama acımı acısı sayan binlerce insan var. Ben yüzüne karşı da "Sen yanlış yapmışsın doktor bey" dedim. Bu maddiyatla maneviyatın savaşına döndü. Hala paradan bahsediyorlar. Bakalım parasının gücü nereye yetecek. Bunu zaman gösterecek. İstanbul'u bana verse oğlum geri gelecek mi? Bedel diyorsa şimdi oğluna bedel biçsin ben o parayı vereceğim." diye konuştu.

Ne olmuştu?

İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde 1 Mart saat 23.50 sıralarında T.C.'un lüks otomobille seyir halindeyken yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan 3 adet ATV tipi araca çarpması sonucu 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmiş, birden fazla kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrasında ehliyetsiz sürücü T.C., annesi yazar E.T. tarafından önce Mısır'a, ardından da ABD'ye kaçırılmıştı. Olayla ilgili soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2 Mart saat 03.50 sıralarında havalimanından Mısır'a gittikleri tespit edilen anne E.T. hakkında "suçluyu kayırma" suçundan, oğlu hakkında, "1 kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan yakalama kararı çıkarırken, kırmızı bülten çıkarılmasını da talep etmişti. Türkiye, mayıs ayında haklarında kırmızı bülten çıkarılan anne ve oğlunun ABD'den iadesini talep etmişti. T.C. ve E.T., 14 Haziran Cuma günü ABD'nin Boston kentinde polis tarafından gerçekleştirilen operasyonla yakalanmıştı.

İHA