Dilek Doğan iddianamesi kabul edildi !

Dilek Doğan iddianamesi kabul edildi !

Sarıyer'de polisin silahından çıkan kurşunla yaralanan daha sonra hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın iddianamesi kabul edildi.

Sarıyer'de 18 Ekim'de gerçekleştirilen terör operasyonu sırasında polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. Yaşanılan olayda Dilek Doğan'ın hayatını kaybetmesine neden olduğunu öne sürülen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Y.M'nin "İhmali davranışla kasten adam öldürme" suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis talep ediliyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sarıyer'de bulunan ABD Başkonsolosluğu'na 10 Ağustos 2015'te iki kadın tarafından saldırı yapıldığı, güvenlik güçleriyle çıkan silahlı çatışmada Hatice Aşık'ın yakalandığı, saldırıya katılan diğer şahsın Hatice Ruken Kılıç olduğunun tespit edildiği, yapılan bu saldırıyı DHKP/C terör örgütünün üstlendiği ve Hatice Aşık'ın DHKP/C savasçısı ilan edildiği anlatıldı. Saldırıda kaçmayı başaran Hatice Ruken Kılıç'ın eylem arayışı içerisinde olduğu değerlendirildiğinden birçok adrese operasyon gerçekleştirildiği, ancak şahsın yakalanamadığı ifade edildi. Hatice Ruken Kılıç'ın saklanma ihtimali olan adreslerinin tespit edildiği, bu adreslerde arama yapılarak şüphelilerin yakalanması için 17 Ekim'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı'ndan yazılı talimat alındığı anlatıldı.

OPERASYONA 13 GÖREVLİ MEMUR GİTMİŞ

Sarıyer, Baltalimanı Mahallesi'ndeki adrese İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün çesitli birimlerine mensup 13 görevli memurun biri zırhlı,

dört sivil araçla gittikleri, şüpheli polis memuru Y.M'nin aramaya katılan özel harekat grubunun amiri olduğu kaydedildi. Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli beş polis memurunun operasyonel birlik ekibini oluşturdukları için saat 04.00'da Y.M'nin önderliğinde öncelikle girdikleri, Y.M'nin evde arama yapılacağını bildirmesi üzerine, kapıda oturan Mehmet Doğan'ın annesinin hasta ve yaşlı olduğunu belirtip, eve önceden girip onları uyandırmayı teklif ettiği, şüphelinin bu teklifi makul bularak öne Mehmet Doğan'ı alarak arkasından eve girdikleri anlatıldı.

DİLEK "YA NE YAPIYORSUN" DEDİĞİ ANDA PATLAMA DUYULMUŞ

Baba Metin Doğan ve anne Aysel Doğan'ın ayakta bekler vaziyette oldukları, bu sırada odadan Dilek Doğan'ın çıktığı, Y.M'nin "Bu kim?"sorusuna, Mehmet Doğan'ın "Kardeşim" diye cevap verdiği, bu konuşma sırasında anne-babanın durumu protesto eder şekilde "Niye geldiniz?" tarzında konuşmalar yaptıkları belirtildi. İddianameye göre olay şöyle gelişti: Dilek Doğan, şüpheli polis memurlarına "Ayağınıza galoş giyin" dedi. Şüpheli Y.M kendilerinin operasyonel birlik oldukları için galoş giymediklerini, ancak içeri girip evde arama yapacak memurların ayaklarına galoş giydirecegini söyledi. Kaba arama yapan ekip, evin güvenli olduğunu anlayınca diğer birimlerden oluşan arama ekibini içeri çağırdı. Ayakkabılarını çıkararak içeri giren arama ekibinin çalışırken şüpheli Y.M'nin dış kapı girişinde beklediği sırada aile mensupları arama işlemini protesto eder tarzda konuştular. Şüpheli Y.M. sakin olmalarını, aramayı bitirip hemen ayrılacaklarını söyledi. Ancak Mehmet Doğan'ın polisler aleyhine söylenmeye devam etti, şüpheli Y.M. "Ben sana ne dedim" diye

karşılık verdi. Bilirkişi raporuna göre bu cümlelerin bitiminde ne olduğu tespit edilmeyen bir patırtı sesi geldiği, Dilek Doğan'ın "Ya ne yapıyorsun" dediği anda, bir saniye içinde silah ateş aldığı ve patlamanın duyulduğu belirtildi.

PATLAMA ANININ GÖRÜNTÜSÜ YOK

İddianamede, şüpheli polis memuru Y.M ile şikayetçiler tarafından olayın farklı anlatıldığı, patlama anına ait bir görüntü olmadığı vurgulandı. Olaya ait görüntülerin bulunduğu CD üzerinde inceleme yapıldığı, olay yerinde olduğu tespit edilen altı polis

memurunun da tanık olarak ifadeleri alındığı iddianamede anlatıldı. Olay anında taraflara en yakın olduğunu bildiren polis memuru G.D'nin ifadesinde, "şüpheli Y.M'nin arama islemine engel olmalarının engellenmesi çabasıyla evdekileri salona doğru iteklediği sırada, birden silahın patladığını, bu anda Y.M'nin arkasının kendisine dönük olduğunu, patlama öncesi Y.M'nin evdekiler tarafından

birkaç kez çekistirilmesi nedeniyle ileri geri hareket ettiğini, tüfeği havada tuttuğu için elleri yukarıda olduğundan, diğer şahısların ellerini göremediğini, silahın patlamasıyla Dilek Doğan'ın yere düştüğünü" söylediğine yer verildi.

ŞÜPHELİ Y.M: "HEPSİ GERİYE ÇEKMEK İSTEDİĞİ ANDA TÜFEK PATLADI"

23 Ekim'de ifadesi alınan şüpheli Y.M'nin sevk edildiği hakimlikçe adli kontrol altına alındığı anlatılan iddianamede, Y.M'nin ifadesinde, arama yapanların güvenliği için kapı girişinde beklediğini, sözlü uyarılarına rağmen evdekilerin bağırıp çağırarak salondan çıkmaya çalıştıklarını söylediğine yer verildi. Şüpheli Y.M'nin ifadesi iddianamede şu şekilde yer aldı:

"Ailenin tekrar salondan çıktıkları, operasyon sırasında kayışını çıkartmış olduğu için tüfeğini omzuna asamadığını, tüfeğini yatay vaziyette göğüs hizasında dipçik ve namludan tutarak şahısları salona geri sokmak istediğini, önünde Mehmet Doğan ve Metin Doğan'ın olduğunu, anne ve kızın sol tarafında kaldığını, Mehmet Doğan'ın tüfeğine dogru hamle yaptığını, hepsinin birden kendisini kollarından, elbise ve tüfeğinden tutup salona doğru çektikleri sırada son gayretle kendisini geriye çekmek istediği anda tüfeğin patladığını ve genç kızın vurulduğunu, evdekilere "Sakin olun hemen 112'yi çağıralım, istemeden tüfeği patlattınız. Ben patlatmadım" dediğini, evdekilerin kendisine ve polis memurlarına saldırdıklarını..."