19. Avrasya Ekonomi Zirvesi

19. Avrasya Ekonomi Zirvesi
Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Türkeş:- "Münferit terör saldırıları açısından, Londra, Paris, Brüksel ve hatta Washington ne kadar güvende ise İstanbul ve Ankara da o kadar güvenli bir şehirdir. Tabiatıyla, bu şehirlerde veya dünyanın herhangi bir yerinde zaman zama

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, terör saldırıları açısından, Londra, Paris, Brüksel ve Washington ne kadar güvende ise İstanbul ve Ankara'nın da o kadar güvenli olduğunu belirterek, "Terör başka bir şeydir, terörize olmak başka bir şeydir. Biz terör örgütlerinin gündemimizi ele geçirmesini reddediyoruz. Elbette terörle mücadelemiz sürecek ama asla terörize edilmemize izin vermeyeceğiz." dedi.

9. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin "Diyalogla İpekyolu Ekonomi, Enerji, İstemsiz Göç ve Terörizm" oturumuna katılan Türkeş, zirvenin, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk insanının, demokratik değerler ve evrensel insan haklarının ışığında, ülkesi ve bölgesinde her alanda aktif, yapıcı ve etkin politikalar üretme, kapsamlı iş birlikleri sağlama gayretinin önemli bir ürünü olduğunu söyledi.

Avrasya'nın, kaynakları bakımından önemli bir rekabet alanı haline geldiğini anlatan Türkeş, Türkiye’nin, hem dünya siyasetini yakından ilgilendiren bir bölge olması hem bölge halklarıyla tarihi, kültürel ve coğrafi yakınlık ve derin bağlar nedeniyle, Avrasya coğrafyasındaki gelişmelere kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını aktardı.

Türkeş, Türkiye'nin uluslararası alanda yükselen siyasi ağırlığı ve dinamik ekonomisiyle bölgenin siyasi ve iktisadi kalkınması için geliştirilebilecek her türlü iş birliğinde bölge ülkeleri ve halklarının yanında yer almaya devam edeceğini belirterek, "Bölgede istikrarın, ekonomik gelişme ve kalkınmanın sağlanması, enerji ve ulaşım koridorlarıyla Avrupa ve Asya'nın sıkı bir işbirliği ve karşılıklı kazanca yönelik olumlu bir gündemle birbirine bağlanması ülkemizin temel hedefidir. Enerji sahasında ülkemiz, üretim ve tüketim bölgeleri arasında önemli bir koridor olmanın sağladığı potansiyelini kararlı bir şekilde geliştirmekte, geleceğe yönelik yatırım ve öngörülerle insani ve çevresel boyutları da gözeten projeler üretmektedir." diye konuştu.

Türkiye'nin, Rusya, Hazar Havzası ve Orta Doğu ile Avrupa ülkelerinin arasında, enerji kaynaklarının nakil istikametinde stratejik, güvenilir ve istikrarlı bir ortak olmanın gereklerini yerine getirdiğini anlatan Türkeş, "Bu bağlamda sadece bilinen yer altı kaynakları değil, düşük karbon tüketimli bir geleceği de kapsayan eylem planları belirlenerek, iş birlikleriyle, enerji alanındaki güçlü konumumuz geliştirilebilecek, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelemizde kararlı bir şekilde ilerlenebilecektir." ifadelerini kullandı.

- "Azerbaycan'ın mücadelesini destekliyoruz"

Türkeş, Türkiye'nin, tarihi ve kültürel bağlarının olduğu, soydaş ve akraba toplulukların yaşadığı, kardeş ülke ve halklar bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu ülkeler ve halklarla, ortak dil, tarih; sosyal ve kültürel etkileşimin yanı sıra yeri geldiğinde karşılıklı ticareti geliştirecek adımlar atılmakta, insan ve malların rahat dolaşımı açısından vizesiz dolaşım anlaşmaları imzalanmaktadır. Bu coğrafyada birlikte yaşamanın getirmiş olduğu tarihi, insani ve ahlaki sorumlulukla, bu ülke ve halklarının sevinçlerine olduğu gibi acılarına da ortak oluyoruz. Azerbaycan’ın kadim toprağı olan Dağlık Karabağ’da yaşanmakta olan çatışmalarda şehit olan Azerbaycanlı gardaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Türkiye, Azerbaycanlı gardaşlarımızın haklı mücadelelerini her türlü uluslararası platformda savunmaktadır ve savunmaya devam edecektir."

Türkiye ile KKTC arasındaki özel ilişkinin de önemine değinen Türkeş, Türkiye’nin eskiden beri KKTC’ye sahip çıktığını anımsattı.

Devam eden müzakere sürecinden bağımsız olarak, KKTC’ye her türlü, mali, ekonomik ve sosyal yardımları sürdürmeye kararlı olduklarını vurgulayan Türkeş, "Türkiye, yapılan yardımlarla, KKTC’de, kendine yetebilen, küresel koşullara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir ekonomik düzen ile sağlam bir devlet yapısı oluşturulması amaçlamaktadır. Müzakere sürecinin KKTC için öneminin farkındayız. Hükümetimizin her durumda Kıbrıs Türkü'nün yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini bir kez daha teyit etmek isterim." şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Suriye ve Irak’ta yaşanan olayların tüm dünyayı etkilediğini dile getirdi.

"Esed’in kendi vatandaşlarına uyguladığı devlet terörü neticesinde, dünya ve ülkemiz yeni bir terör dalgasıyla, insani krizlerle, mülteci sorunlarıyla mücadele etmek durumunda kalmıştır" diyen Türkeş, bölgenin istikrarsızlığının, DAEŞ, PKK ve PYD gibi terör örgütlerinin varlığına zemin oluşturduğunun altını çizdi.

- "Terörle mücadelemiz devam edecek"

Türkeş, bu terör örgütlerinin, din, milliyet, etnik kimlik ayrımı göz etmeksizin tüm dünyayı hedef aldığını aktararak, şunları belirtti:

"Türkiye’nin nereden ve kimden gelirse gelsin insanlık dışı terör belasıyla mücadelesi kararlılıkla sürecektir. ‘Senin teröristin iyi benimki kötü’ gibi hastalıklı bir anlayışın önlenmesinde siz değerli insanlarının etkin katkılar sunabileceğine inanıyorum. Dünya barışı ve terörle, terörizmle mücadele için ülkeler, uluslararası bir mutabakat çerçevesinde, teröristle, terörizmle mücadele bildirileri yayınlamakta, ortak komisyonlar kurmaktalar. Bu mekanizmalar kurulabilir, kurulmalı da ama asıl mesele bu mücadelede ne kadar samimi olduğunuzdadır. Umarım yürütülen çalışmalar somut neticelere vesile olur."

Türkiye’nin, Suriyeli göçmenlere topraklarını açtığını hatırlatan Türkeş, Türkiye'nin, 2 milyon 750 bini Suriyeli olmak üzere yaklaşık 3 milyonun üstünde mülteciye kapılarını açtığını aktardı.

Türkeş, Suriyelilerin eğitimden, sağlığa birçok ihtiyaçlarının karşılandığını kaydederek, şunları aktardı:

"Türkiye’nin Suriye meselesindeki insani duruşu bu şekildeyken, insanlığın en büyük sınavında zengin Avrupa Birliği ne yapmaktadır? Öte yandan, terör konusuyla ilgili önemli bir hususu dikkatinize sunmak istiyorum. Malumunuz olduğu üzere bazı ülkelerin temsilcileri Türkiye’de meydana gelen terör hadiselerini bahane ederek bu önemli buluşmaya katılmadılar. Bilmenizi isterim ki münferit terör saldırıları açısından, Londra, Paris, Brüksel ve hatta Washington ne kadar güvende ise İstanbul ve Ankara da o kadar güvenli bir şehirdir. Tabiatıyla, bu şehirlerde veya dünyanın herhangi bir yerinde zaman zaman teröristlerin veya birkaç meczubun halkın güvenliğini tehdit eden saldırıları olmaktadır. Ama terör başka bir şeydir, terörize olmak başka bir şeydir. Biz terör örgütlerinin gündemimizi ele geçirmesini reddediyoruz. Elbette terörle mücadelemiz sürecek ama asla terörize edilmemize izin vermeyeceğiz."