Meğer 2015 harika bir yılmış!
Meğer 2015 harika bir yılmış!
Yurtta ve cihanda kanla, göçle, gözyaşıyla hatırlayacağımız 2015 hakkında farklı bir iddia var: İnsanlık tarihinin en iyi yılı! Üstelik iddia ciddi bir araştırmaya dayanıyor. “Hadi oradan” demeden önce bir okuyun.Şöyle bir takvime baktım. Ocak ayı Charlie Hebdo saldırısıyla başlıyor, sonra ardı arkası kesilmiyor. IŞİD terörü, göçmenlerin dramı, Sur, Ankara patlamaları, Paris saldırıları, uçak krizi, Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Silvan, Cizre...2015 çok ağır bir yıl oldu. Hem Türkiye hem dünya için. Ama bunun tersini iddia eden biri var. ABD’deki Küresel Gelişim Merkezi’nden Charles Kenny, The Atlantic’te yazdığı bir makalede 2015’in ortalama bir insan için dünya tarihinin en iyi yılı olduğunu iddia etti. Üstelik bunu rakamlarla ortaya koydu. Bilirsiniz rakamlar yalan söylemez. Fakat bu iddialı araştırmaya bakarken istatistikçilerin o ünlü sözünü de akılda tutmakta fayda var: Üç çeşit yalan vardır; yalan, kuyruklu yalan ve istatistik!
SAVAŞLAR AZALIYOR Bu yıl dünya çapında süren savaşlarda ve çatışmalarda 1970’ler ve 80’lerdekinden çok daha az insan hayatını kaybetmiş. Tek cümleyle yorumlarsak; bizim buradan bakınca manzara hiç de öyle görünmüyor.
AÇLIK VE SALGIN BİTİYOR Gezegenimizin en büyük dertlerinden ikisini bu başlık oluşturuyor. 2015’te ikisi açısından da olumlu gelişmeler yaşanmış. Salgından ölen insanların sayısında azalma var. Afrika’daki açlık problemi çözülmüş değil. Güney Sudan gibi bölgeler hâlâ sorunlu olsa da açlık seviyesinin altında yaşayan insanların oranı 1990’da dünya nüfusunun yüzde 19’uyken bu yıl yüzde 11’e gerilemiş. Dünya Bankası’nın eylülde açıkladığı verilere göre dünyadaki açlık sınırında insanların oranı. 2015’te bu oranın altına düşülmüş. 1990’a göre yüzde 37’lik bir düşüş söz konusu.
AŞI ÇOK HAYAT KURTARDI Küresel anlamda sevindirici bir istatistik, çocuk ölümlerindeki azalmaya ilişkin. 2015’te 1990’a kıyasla 5 yaşın altındaki çocuk ölümleri 6.7 milyon azalmış. En büyük başarının Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı kampanyalarında olduğu düşünülüyor. Türkiye’de ise bu yıl çocuğuna aşı yaptırmak istemeyen bir anne-baba, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak aşı aleyhine bir karar aldırmayı başardı. Bu sayede, basınımızda aşının anayasaya aykırı olduğuna ilişkin haberleri bile okumuş olduk.