Eski Türk tarihinin 'Mihenk Taşı' İskitler
Sakalar namıyla da bilinen İskitler, Türk Tarihi açısından çok mühim bir toplumdur. Günümüzde halen Türk olup olmadıkları, bilim dünyasında bir tartışma konusu olsa da, Eski Türk Tarihini iyi anlayabilmek açısından İskitlerin tanınması bir zaruridir. Bu sebeple biz burada, haklarında asılsız ve yanlış birçok bilginin dolaştığı İskitleri özetlemeye çalışacağız.
İskit Coğrafyası Yanlış bir bilgi olarak, İskitler'in Dinyester Nehrinden, Hazar Denizine kadar, Kuzey Karadeniz'in bütün alanını kapladıkları anlatılmaktadır. Coğrafya olarak doğru bir tanım olmasına karşın, İskitler bu alanın tümüne hakim bir vaziyette değil, parçalı bir konumda bulunmaktaydılar. İskitler, bu coğrafyada bulunan Sarmatlar, Kimmerler ve Massagetler gibi sadece bir kavimdi. Aralarında çok büyük farklar bulunmasa da bu kavimler birbirinden ayrılmaktaydılar. Nitekim İskitler, M.Ö. 8. asırda Massagetler ile girdikleri mücadele sonucu Volga Nehrini geçerek Kimmer topraklarına girmişlerdi.
Bozkırlardan Anadolu'nun İçlerineİskitler, Kimmerlere karşı daha güçlüydüler. Bu sebeple Kimmerler kaçmak suretiyle Kafkasya üzerinden Anadolu'ya girdiler. İskitler de bu kavimi takip ettiler. Netice itibarıyla bu iki kavimin büyük akınlarından en büyük zararı Urartu ve Assur Krallıkları gördü. Bu iki muharip bozkır kavimi, yerleşik olan ve kısmen şehirli diyebileceğimiz bu krallıklara karşı çok güçlüydüler. Yıllar boyunca Anadolu ve Mezopotamya'nın çeşitli bölgelerinde mevcut siyasette etkili oldular.
Anadolu ve Mezopotamya'da Üstünlük Devriİskitler gerek Urartular gerekse Assurlar ile kendi çıkarlarına göre hareket ettiler. Bazen birine destek verirken, bazen diğerine destek verdiler. Nitekim Urartu ve Assurlar tarih sahnesinden çekildiğinde, İskitler onları yıkan uygarlıklar ile müttefik halinde hayatlarına devam ediyordu. İskitler bundan sonra ortaya çıkan Persler'e karşı da düşman olmuşlardı. Persler, İskitler'e karşı birçok akın yapmıştı, fakat İskitler geri çekilerek ve güçlü-kalabalık Pers ordusuyla tehlikeli savaşlara girmeyerek bu akınlardan zararsız biçimde kurtulmayı başarmışlardı.