Cep telefonu, facebook ve Whatsapp yok iken
MEHMET ŞİMŞEK / aksam.com.trBALKONDAN BALKONATelefonların yaygın olmadığı, hele hele cep telefonlarının, whatsapp'ın hayalinin bile kurulmadığı yıllarda balkondan balkona muhabbet etmenin dayanılmaz hafifliği vardı. Bu sohbetler çoğu zaman işten yorgun gelen eşlerin anonslarıyla en tatlı yerinde son bulurdu. İşte o yıllara damgasını vuran sosyalleşme araçları...
HATIRA HATIRA DEDİN BAŞIMIN ETİNİ YEDİNBu defterler çiçeklerle bezenirdi. O zamanlardaki erkekler ve kızlar sevdikleri arkadaşlarına uzatırlardı bu defterleri... Çoğu şöyle başlardı: Bana bu altın defterden gümüş yaprak ayırdığın için... Bir başkası da şu müzip notu düşerdi: Hatıra hatıra dedin, başımın etini yedin, al sana benden bir hatıra, senin gibi katıra...
KARŞI CİNSTEN ARADIĞINIZ ÖZELLİKLERDönemin bir bakıma kapalı facebook'u. 50 ila 100 başlıktaki soruları yanıtlamak başlı başına eğlenceydi. Ne var ki, bu cevapları hep bir başkasının okuyacağı düşünülerek samimi cevap vermekten çok tribüne oynanırdı."Karşı cinste aradığınız özellikler", "Hiç bir ünlü gördünüz mü?" diye başlayan sorular anket sahibinin "Benimle ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuyla tamamlanırdı.
RENGARENK ZARFTA PARFÜMLÜ MEKTUPFacebook, Whatsapp, Twitter, SMS gibi olmazsa olmaz iletişim araçlarımız yokken sevgiliye parfüm sıkılmış mektup yollanırdı. Bazıları işi romantizmin daha da sınır uçlarına gider, mektup sayfasının ucunu yakıverirdi...