Bu Osmanlı antikaları çöpten çıktı... Paha biçilemiyor
Osmanlı döneminden kalma paha biçilemeyen antikaların bilinçsiz vatandaşlar tarafından çöpe atıldığı ortaya çıktı. Antikacılar şimdi çöplerde servet avında...
Eskişehir'de antikacılık yapan Bayram Çağlayan, Osmanlı döneminden kalma değerli eserlerin bilinçsiz vatandaşlar tarafından çöpe atılması nedeniyle bazı parçalara çöpler ve hurdacılar aracılığıyla ulaştıklarını söyleyerek halkın kendi kültürel değerlerine sahip çıkmamasının yanlış olduğunu ifade etti.
Kentin simgelerinden olan Tarihi Odunpazarı Evleri bölgesinde esnaflık Bayram Çağlayan, antikacılık yaparak yaşamını sürdürüyor. Geçmiş yıllardan kalan tarihi ve kültürel değeri olan parçaları toplayan Çağlayan, 1800'lü yılların Osmanlı Cihan Devleti döneminden kalma çeşitli eserleri elinde bulunduruyor.
Elindeki eserlerin bir bölümünü çöplerden topladığını ve hurdacılardan aldığını belirten emektar antikacı, bazı vatandaşların önem göstermediği kıymetli el emeği göz nuru parçaları toplayarak günümüze kazandırmaya çalışıyor. Osmanlı döneminden kalan parçaları bile çöpe atarak bilinçsizce hareket eden vatandaşlara tepki de gösteren Çağlayan, Japonya'yı örnek vererek Türkiye'nin kültürüne daha fazla sahip çıkması gerektiğine ve gençlerin eski yerleri gezerek bilgi edinmelerinin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.
Eski parçaları gelecek nesillere aktarmayı amaçladığını dile getiren antikacı Bayram Çağlayan, "Maddi kısım olarak hiçbir düşüncemiz yok. Antikaya bayağı bir rağbet var. Türkiye'nin her tarafından geliyorlar. Odunpazarı, Türkiye'nin kalbi diyebilirim. Biz burada 60-70 yıllık ürünleri biz eski olarak tabir etmiyoruz. Daha eskilerin olması gerekiyor. Belki inanmazsınız ama bunları hurdacılardan, sokakta çöp toplayanlardan ve evlerden alıyoruz. Onların tamamen temizliğini yaparak burada kendimiz değerlendiriyoruz. Tabii haliyle satış da oluyor. Mesela size örnek verebilirim. tamamen el işi örtümüz, gümüşten yapılan at eyerinin üst örtüsü, en az 150-200 yıllık kilimimiz, 1800'lü yıllardan kalma halımız, tamamen el işi bir kaşıklığımız ve Beykoz camdan yapılan tesbihlerimiz var. Bunların hepsi Osmanlı döneminden kalma. Kültür varlığı olan malzemeleri biz kesinlikle bulundurmuyoruz, onların yeri müzeler. Onun haricinde burada bulunması gerekenlerin hepsinden oluyor" dedi.