Apollon Smintheus Tapınağı'nda 1700 yıllık keşif
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesindeki Apollon Smintheus Tapınağı'nda 1700 yıllık kiremit mezar bulundu.
Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus Kutsal Alanında 1980 yılında başlayan kazı ve restorasyon çalışmalar Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Davut Kaplan başkanlığında, farklı bilim dallarından uzman ve öğrencilerden oluşan yaklaşık 20 kişilik bir ekiple gerçekleştiriliyor. Çalışmalar Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu tarafından destekleniyor.
Bu yılki kazı çalışmaları Apollon Smintheus Kutsal Alanının kuzeybatısında yer alan Nekropoliste (mezarlık) sürdürülüyor. Bu yılki kazılar sırasında iki kiremit mezar bulundu. iki kiremit mezarından biri kadın, birisi de çocuk mezar olarak tespit edildi. Nekropoliste devam eden kazı çalışmaları sırasında kazı ekibi duvar dibinde yaklaşık 1700 yıllık bir kiremit mezar tespit etti. Ekip kiremit mezarda arkeolojik çalışma olarak fotoğraflama, gerekli çizimler, belgeleme yapacak.
Kazı çalışması sırasında kiremit mezardaki kiremitler aşamalı olarak düzenli bir şekilde kaldırılıyor. Kiremitlerin de tasnifleri, çizimleri, ölçüleri sonrası mezardan çıkacak olanlar Antropologlar tarafından incelenecek. Mezarın Roma mı, Bizans dönemine mi ait olduğu ortaya çıkacak.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Apollon Smintheus Tapınağı Kazı Başkanı Doç. Dr. Davut Kaplan, 2024 yılı kazı çalışmalarını bir ay önce başladıklarını ve bir ayda sürdüreceklerini belirterek, “Yaklaşık 20 kişilik bilim ekibi var. Bunlar sürekli değişim içerisinde, arazide çalışan işçi ve öğrencilerimiz var. 2 ayrı bölgede çalışıyoruz. Birincisi Nekropolis alanı dediğimiz ölülerin gömüldüğü alan. Bir diğeri de Romalıların yaşam alanları, ancak bu yaşam alanı bir kent değil daha çok kutsal alan. Kutsal alanda çalışanların, hizmet verenlerin veya burada yaşamayı heves eden insanların yaşam alanları çok daha güzel. Amacımız kutsal alanı diğer şehirlerden ayırmak ve insanların din anlamında yada dini nasıl ettiklerini, nasıl faydalandıklarını, hem yaşam alanlarını hem de ölülerine bakarak biraz daha açıklamak istiyoruz. O yüzden yoğunluğumuz Nekropol ve yaşam alanı arasındaki bir noktada devam ediyor” dedi.