'Elimde olsa tüm liderleri uzaya çıkarırdım'
'Elimde olsa tüm liderleri uzaya çıkarırdım'
NASA’ya bağlı bir merkezde başkanlık yapmış olan Teksas Teknik Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Dekanı astronot Prof. Albert Sacco: Elimde olsaydı dünyanın bütün liderlerini uzayda biraz dolaştırırdım. Eminim bir daha hiç savaş çıkmazdı.O, dünyayı sevimli bir mavi top olarak görmüş sayılı insanlardan. Gezegenimizin çevresini 90 dakikada turlayacak hızda, başka bir deyişle silahtan çıkan kurşundan 10 kat daha hızlı şekilde gökyüzüne yükseldi ve uzayda 16 gün geçirdi. Prof. Albert Sacco’nun 1995’te gerçekleştirdiği bu uzay seyahatinde, yanında bir de Türk bayrağı vardı. Çünkü NASA’ya bağlı Uzayda İleri Malzemeler Üretim Merkezi’nin o dönemki başkanı olan Sacco’nun yardımcılığını, Türkiye’den bir bilim insanı, Prof. Nurcan Baç yürütüyordu. Sacco; Baç’la birlikte geliştirdiği ‘zeolit kristallerini büyütme’ deneyini, koşulları daha elverişli olduğu için uzaya taşıdı. Burada ayrıca HIV’e (AIDS virüsü) karşı proteinler üretti ve patates yetiştirerek uzay gemisinde gıda üretimi çalışmalarının ilk örneklerinden birine imza attı. Sacco şimdi Teksas Teknik Üniversitesi’nde dekan. Baç ise Yeditepe Üniversitesi Rektörü. İkiliyle Sacco’nun Yeditepe’deki konferansından sonra bir araya geldik.
Hâlâ çok ilkel savaşların yaşandığı, kıyılarına ölü çocukların vurduğu, doğal güzelliklerini yok ettiğimiz çileli bir gezegende yaşıyoruz. Bütün bunlar ‘uzaktan’ bakınca nasıl görünüyor?- Büyük bir insanlık ailesiyiz. Uzayda bunu çok güçlü bir şekilde hissediyorsunuz. Sınır yok, siyaset yok. Sessiz, çok huzurlu bir yer orası. Dünya da uzaktan bakınca harika görünüyor. O üstünde ‘koca koca’ meselelerin olduğu, devasa zannettiğimiz Dünya çölde bir kum tanesi! Bunu görünce her şeyin ne kadar önemsiz olduğunu anlıyorsunuz. Elimde olsaydı dünyanın bütün liderlerini uzayda biraz dolaştırırdım. Eminim bir daha hiç savaş çıkmazdı.Bir dener misiniz? Çünkü Türkiye korkunç bir yaz geçirdi. Savaşların hemen bitmesine çok ihtiyacımız var.- Evet, biliyorum. Oysa belki uzaya çıkmaya bile gerek yok, tarihe bakmak da iş görür. Bütün büyük medeniyetler geldi ve gitti. Gelirler ve giderler. Osmanlı’yı hatırlayın. Hepimize düşen görevler var. Tek ihtiyacımız; yiyecek ve su için bol enerji bulmak. Birbirimizle mücadele etmek yerine buna yoğunlaşsak sorunlar çözülecek. Biliyorum kulağa çok idealistçe geliyor. Ama bunu yapmazsak bu böyle gidecek. Terör örgütlerinin adı değişecek belki ama varolmaya devam edecekler.
Türk bayrağını uzaya götüren astronot Prof. Albert Sacco: * O üstünde ‘koca koca’ meselelerin olduğu, devasa zannettiğimiz Dünya çölde bir kum tanesi! Bunu görünce her şeyin ne kadar önemsiz olduğunu anlıyorsunuz. * Tek ihtiyacımız; yiyecek ve su için bol enerji bulmak.* Birbirimizle mücadele etmek yerine buna yoğunlaşsak sorunlar çözülecek.Siz değiştiniz mi uzaydan döndükten sonra?Eskiden sinirli bir adamdım. Şimdi sinirleneceğim bir şey olduğunda “Ne önemi var ki?” diyorum. Hepimiz çok küçük ve önemsiziz. Bu insanı çok rahatlatan bir düşünce.Uzaya çıkarken yanınızda bir Türk bayrağı götürmeniz kimin fikriydi?- Öğrencilerimizin çoğu Türkiye’dendi. Onlar istediler. Üç-dört küçük Türk bayrağı 16 gün boyunca yattığım bölümün hemen üstündeydi.Uzayda bayrakların bir önemi var mı?- Hayır. Ama dünyada var. Bu yüzden pek çok bayrak vardır uzay mekiklerinde. Bir şekilde insanlar bununla gurur duyuyor.Bayraklar, sınırlar, milliyetler dünyada savaşlara neden oluyor. “Bir gün uzay da mı öyle olacak?” düşüncesi beni biraz korkuttu...- Umarım olmaz.Öte yandan; Türkiye’den bir grup bilim insanının sizinle yaptığı bu çalışma çok heyecan verici. Nasıldı ekibinizdeki gençler? Onları diğer ülkeden gelenlerle kıyaslarsanız...- Dünyanın her yerinden iyi öğrenciler gelir. Ama çalıştıklarım içinde en iyilerindendi Türkler. Çok çalışkanlardı. Yaptıkları şeyden heyecan duyuyorlardı. Bu çok önemlidir.
HZ. MUHAMMED’İ, HZ. İSA’YI GÖRDÜN MÜ DİYE SORARLAR Yerküreyi büyük bir karanlık içinde asılı, mavi bir top olarak gördüğünüzde ne hissettiniz?- Nefesim kesilmişti.Bir an bile olsa bunu görmek için neler vermezdim...- Bence zaten yazarları ya da şairleri falan götürmeliler. Ben bir mühendis olarak ne kadar anlatabilirim ki o duyguyu?İnsanın içinden ruhani şeyler geçiyor mu o an?- “Hz. Muhammed’i ya da Hz. İsa’yı gördün mü?” diye sorarlar hep. Doğrusu bana kimse görünmedi. Ama şunu hissettim; yaşayan her şey arasında bir bağlantı var. Hepimiz bütünün bir parçasıyız.Hiç korktunuz mu orada?- Korkacak vaktim yoktu. Kısa sürede yapmamız gereken çok şey vardı. Birbirimize de çok güveniyorduk ayrıca.Yakınlarınız ne tepki verdiler uzaya çıkacağınızı duyduklarında?- Dört çocuğum var. Genel olarak hepsi gururluydu. Sen olsan gururlanmaz mısın?Ben küçükken babamı ağaca çıkarken görünce kıyametleri koparmışım.- Benim de en büyük kızım çok gergindi. Bir küçüğü çok yardımcı oldu, o da o dönemde çalıştığım üniversitedeydi. Onun küçüğü en olgunlarıydı, herkesi o sakinleştirdi. En küçüğü en cool olandı. Müzisyendir, müziğini yapmaya devam etti. Eşim de çok gururluydu. Ama en çok annem ve babam... İkisi de göçmen. Babam “Nereden geldiğini unutma” demişti.