Türkiye'de geçmek bilmeyen bel ağrıları için dikkat çeken çalışma
Kronik bel ağrısı çekecek hastayı ‘kan değerlerinden tanıyan’ çalışmanın detayları belli oldu.
Türkiye'de üç hekimin bel ağrısı olan 147 hasta ile 101 gönüllüyü dahil ederek gerçekleştirdiği çalışma, kan değerlerine bakarak hangi hastanın kronik bel ağrısı adayı olduğu ve bekletmeden MR görüntülemesine alınması gerektiğini, hangilerinde ise MR’a gerek olmadığını ortaya koydu. Araştırmayı gerçekleştiren ekipten Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’nden Doç. Dr. Murat Şakir Ekşi, bu çalışmanın aynı zamanda bel ağrısı şikayeti ile gelen hastaların büyük bir çoğunluğunda MR’a gerek kalmadan kan değerindeki bazı parametrelere bakılarak, nasıl takip edilebileceğini de ortaya koyduğunu söyledi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Fatih Sultan Mehmet (FSM) Eğitim ve Araştırma Hastanesi, SBÜ Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği ile Acıbadem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden üç hekimin 1 yıl süren araştırması, bel ağrısı çeken hangi hastaların kronik bel ağrısı adayı olduğunu, kan değerlerine bakarak öngörülebileceğini gösterdi. Çalışma, aynı zamanda bel ağrısı şikayetiyle gelen hastaların neredeyse yüzde 80’inde zamanından önce MR çekildiğini, aslında bu hastalara hemen MR çekilmesine gerek kalmayabileceğini ortaya koydu. FSM Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’nden Doç. Dr. Murat Şakir Ekşi, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’nden Uzm. Dr. Gürkan Berikol ve Acıbadem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Doç. Dr. Ece Özcan Ekşi’nin yürüttüğü araştırmaya, 147 bel ağrısı şikayeti ile başvuran hasta ile 101 hiçbir şikayeti olmayan gönüllü dahil edildi. Çalışmada beyaz küre, sedimentasyon gibi kan değerlerindeki bazı parametreler incelenerek, hastaların hangilerinde kronik bel ağrısı bulgularının gelişebileceği ortaya kondu.
Uluslararası Tıp Dergisi Current Medical Research and Opinion’da yayınlanan çalışmaya yurt dışındaki meslektaşlarından da yoğun ilgi gösterildiğini kaydeden Doç. Dr. Murat Şakir Ekşi, bel ağrısı şikayetinde Avrupa'daki uygulamalarla bizdeki uygulamaların taban tabana zıt olduğuna işaret ederek, “Yurt dışında, acil durumda olmayan hastalarda, yani bacağında kuvvet kaybı, şiddetli bacak ağrısı, altta kötü huylu bir şey düşündürmeyecek bulguları olmayan hastalarda hemen MR çektiremezsiniz deyip bekletiyorlar. Sigorta şirketleri de bu yönde davranıyor ve ödemiyor. Gerçekten belki de gereksinimi olan olgular bekletilmek zorunda kalınabiliyor. Bizde de tam tersi, hemen her hastaya MR çekiyoruz. Bizim çalışmamız o dengeyi oluşturmak üzere elimize parametreler veriyor. Kimi gözden kaçırmamalıyız, kimi bekletebiliriz sorusunun güzel bir yanıtı" dedi.
Dünyada en yaygın şikayetlerin başında bel ve boyun ağrılarının geldiğine işaret eden Doç. Dr. Ekşi, “Özellikle Kovid döneminden sonra bel ve boyun ağrıları, hareketsizliğe bağlı olarak daha da arttı. Dünya Sağlık Örgütü'nün kriterlerine göre 3 aydan fazla süren bel ağrıları kronik bel ağrısı sınıfına giriyor ve kronik bel ağrıları çözüme kavuşturulmadığı sürece yıllarca hasta ile birlikte gidiyor. Bel fıtığı, kas spazmı, yumuşak dokularda, kemiklerde bir patoloji gibi nedenler olabiliyor. Ama bel ağrılarının çok büyük bir çoğunluğunun asıl nedeni bilinmiyor. İki türlü bel ağrısı ile karşılaşıyoruz, biri mekanik bel ağrıları, diğeri de inflamatuar dediğimiz yangıya bağlı bel ağrıları. Mekanik bel ağrıları daha çok kendimizi zorlama, düşme, travma gibi durumlar sonucu oluşurken, inflamasyon kaynaklı bel ağrıları bu türden herhangi bir maruziyet olmadan, vücudumuzun oluşturduğu bağışıklık tepki sonucu meydana geliyor. Bu sebeple de ikisini farklı yöntemlerle tedavi etmek gerekiyor" diye konuştu.