Az pişmiş ette ''rota virüsü'' tehlikesi
Az pişmiş veya çiğ olarak tüketilen ette hastalık yapan bakteri ve virüslerin olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan, “Arjantin, Brezilya gibi ülkelerdeki hayvanların etlerinde yüzde 20 civarında özellikle 0-5 yaş arası çocuklarda ishalle kendini gösteren rota virüsü bulunmuş." dedi.
Yağlı ya da yağsız, pilav üstü, dürüm, ekmek arası, yanında patatesle, ayranla ya da tek başına… Herkesin tercihi farklı. Türklerin vazgeçilmez lezzetlerinden olan döner, uygun koşullarda pişirilmezse insan sağlığını tehdit ediyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan, döner yapılırken hijyen koşullarına ve pişirilme süresine dikkat çekerek çiğ ette bulunan ve özellikle çocukların sağlığını tehdit eden rota virüsü, Salmonella, E.coli gibi bakteri ve virüslere karşı uyarılarda bulundu. “DÜNYADA HER YIL 200 BİN ÇOCUK HAYATINI KAYBEDİYOR” Rota virüsü enfeksiyonunun 0-5 yaş arası çocuklarda ishal ile kendini gösterdiğini belirten Doğan, “Hayvan içtiği sudan, yediği yemden bu bakteri ve virüsleri alır. Eğer çiğ etlere doğru ısıl işlem yapılmazsa bakteri ve virüsler insana geçer. Özellikle Güney Amerika’da Arjantin, Venezuela ve Brezilya’daki hayvanların etlerinde yüzde 20 civarında genetik olarak rota virüsü bulunmuş. Hastalık yapan virüsler özellikle çocuklarda sağlık sorunlarına neden olur. Yapılan çalışmalarda dünyada her yıl 200 bin çocuk rota virüsünden dolayı hayatını kaybediyor” ifadelerini kullandı.
ET MİNİMUM 70-72 DERECE PİŞİRİLMELİ Döner hazırlanırken doğru bir ısıl işlemin yapılmasının önemli olduğunu Dr. Öğretim Üyesi Doğan, “Etin iç sıcaklığının minimum 72 derece olması lazım. Zararlı bakteri ve virüsler bu sıcaklıkta kaybolacaktır. Çiğ ette ‘E.coli’, ‘Salmonella’, ‘Staphylococcus Aureus’ dediğimiz bakteriler var. Bunların hepsi hastalık yapıcı bakterilerdir. Bu bakterilerin tamamen yok edilmesi için etler doğru bir ısıl işleme tabi tutulmalıdır. Müşteri eti az pişmiş istese bile etin iç sıcaklığı 70 derece olmalıdır” dedi. ROTA VİRÜSÜNÜN BELİRTİSİ: İSHAL İshalin belirgin belirti olduğunu aktaran Doğan, “Hijyen koşularına dikkat edeceğiz, elleri düzgün yıkayacağız. Virüs çocukta kalıcı etki bırakmaz, bilinen bir tedavisi yok ama aşısı var. Aşı olunduktan sonra yakalanma riski düşüyor. Hayvan içtiği sudan, yediği yemden böyle virüs ve bakterileri alabiliyor. Asıl sorun mezbahada işlenen etin doğru koşullarda yapılmamasıdır. Hijyen kurallarına dikkat edilmeden üretim yapılırsa çiğ ette, E.coli, Salmonelle gibi bakterilerin bulunmasının yanında rota virüsü de olabilir” diye konuştu.
“ATEŞLE DİREK TEMAS ETMEYECEK” 15 yıllık döner ustası Fahrettin Çakmak ise iyi dönerin çok pişmiş olması gerektiğini söyleyerek, “Çok pişmiş etin lezzeti olmaz. Et ateşle direk temas etmeyecek, çok ucuz olan döneri yemeyeceksin. Bizde yarım ekmek 15 lira aşağı yukarı fiyatın böyle olması lazım. 15 liradan aşağı da et yenmez çünkü dönerlik etin kilosu 50-60 lirayı buluyor” dedi. “100 GRAM DÖNER 30 LİRA” Döner işletmesi sahibi Deniz Kuzu da müşterilerin genelde çok pişmiş et istediğini belirterek “Eti aldığımız yere dikkat ediyoruz, hijyen koşullarına özen gösteriyoruz. Döner piyasada çok ucuza satılıyor. 100 gramı 30 liranın altında satan yerler genelde hile yapar. Çünkü etin maliyeti belli, 1 kilo etten 1 kilo döner çıkmıyor. 30 liranın altında döner satan yerler genelde etin içine soya, sakatat, beyaz tavuk katıyor. Karışımsız, yüzde 100 et yiyeceğim diyorsan 100 gram et 30 lira olmalıdır” diye konuştu.
“6 LİRAYA DÖNER OLMAZ” Bilmediği yerden et yemediğini söyleyen Saim Yağar ise, “Dönerin çok pişmiş olmasını tercih ediyorum. Bazı dönercilerde ‘döner 6 lira’ diye yazıyor. Etin kilosu 70-80 lira bu fiyata olmaz mutlaka içine bir şey katıyor. Dönerin 10-15 liradan aşağı olmaması lazım” ifadelerini kullandı. ANNE DİNÇER: ÇOCUKLARIMA PİŞMİŞ ET YEDİRİYORUM 3 çocuğu olan Büşra Dinç de “Çocuklarıma belki senede 2 sefer döner yediriyorumdur. Onu da çok pişmiş olarak tercih ediyoruz. Çiğ kalan ette enfeksiyon riski olduğu için çocuklar da hassas, etin çok pişmiş olmasına özen gösteriyorum. Her yerden değil bildiğimiz, belli başlı yerlerden yiyoruz” dedi.