Adı tatlı kendisi acı hastalık: Çikolata kisti rahme zarar veriyor
Adı güzel kendisi kadınların kabusu olabilen çikolata kistleri, tüp ve yumurtalıklarda yapışıklıklara yol açması nedeniyle rahim iç duvarının gebeliğe uygunluğunu bozar, yumurtalık rezervinin azalmasına ve dolayısıyla da kısırlığa yol açar.
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, ismi ile tatlıyı çağrıştıran ancak hiç de öyle olmayan, dünyada yaklaşık 190 milyon kadında gözlemlenen, ülkemizde her 10 kadından 1’inde görülen çikolata kistleri hakkında bilgi verdi…
Endometriozis, her ay kalınlaşıp eğer gebelik oluşmaz ise adet kanaması ile atılan rahim içi duvar tabakasının rahim dışı bölgelerde yerleşmesiyle oluşan kronik bir hastalıktır. Daha basit şekliyle anlatmak gerekirse, rahim duvarındaki kanayan hücrelerin adet döngüsünde dışarı atılmak yerine tüplerden geçerek iç kısma dökülmesi durumudur. Tüplerin ağız kısmında yumurtalıklar olduğu için kanayan hücreler sıklıkla yumurtalığa yapışır. Yumurtalığa yerleşen bu hücreler hormonlarında etkisiyle her ay düzenli olarak kanamaya başlar. Biriken kan koyu kahverengi kıvamda olduğu yani çikolata rengini aldığı için çikolata kisti olarak da tanımlanmıştır.
KURDUN ELMAYA ZARAR VERMESİ GİBİ…
Ben, çikolata kistlerini elmanın içindeki kurda benzetirim. Nasıl ki elma içindeki kurt zamanla elmanın içine zarar veriyorsa, çikolata kistleri de zamanla benzer şekilde yumurtalık dokusuna zarar verir ve yumurta kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu kistler kendini ciddi adet sancıları ile göstermeye başlar. Bunun dışında ilişki sırasında ağrı, idrar yaparken ağrı, idrarı boşaltamama hissi, idrarda kan görülmesi, omuz ağrısı, yorgunluk, infertilite gibi bulgulara da rastlamak mümkündür. Bu ağrılar menopoza kadar devam eder.
KESİN TANI LAPAROSKOPİ İLE KONUR
“Üreme dönemindeki kadınlar çikolata kistlerinden en çok etkilenen gruptur. İyi huylu olmakla birlikte yüzde 4 oranında kötü huylu olma gibi şansızlığı da bulunmaktadır” diyen Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner, “O yüzden bu tanıya sahip tüm kadınlarımızın, özellikle kanser öyküsü olan kadınlarımızın ciddi bir tedavi planının olması gerekir. Çikolata kisti olan kadınlarımızın rahimlerinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu tanıdaki rahimlerde polip ya da miyom görülme riski biraz daha yüksektir. Son yıllarda gelişmiş ultrasonlarla bu kistler net bir şekilde ayırt edilebilir, gerekirse MR’dan da faydalanabilir ama kesin tanı laparoskopi ile konur. CA125 testi dediğimiz kan testi de çikolata kisti olan kadınlarda yüksek olduğundan ötürü bizlere teşhis koymada ışık tutabilir. Yumurtalığa zarar verebileceği göz önünde tutulursa AMH dediğimiz rezerv testine de bakılmasında fayda vardır. İlaç tedavileri ve yaşanan sancılarda verilecek ağrı kesiciler hekimlerle birlikte karar verilerek alınmalıdır. Endometriozis, ömür boyu sürecek bir yönetim planı gerektiren, tıbbi tedavi ön planda tutularak tekrarlanan cerrahi girişimlerden kaçınılması gereken kronik bir hastalıktır” diyor.
CERRAHİSİZ YENİ YÖNTEMLER
Son zamanlarda çikolata kisti tedavisi içinde yeni yöntemler geliştirilmiştir. Bizlerin sıklıkla uyguladığı ve hiçbir zararı da gösterilmemiş olan kistlerin yumurtalıklardan yumurta toplama anında boşaltılması ve yumurtalık içinin alkol ile temizlenmesi de bu kistlerin yok olmasını sağlamaktadır. Hatta bu yeni teknik ile de cerrahi bir işlem gerekmeksizin çikolata kistleri konforlu bir şekilde tedavi edilebilir.