Usta sanatçı Can Gürzap'a veda! Gözyaşları sel oldu
Usta tiyatro ve sinema sanatçısı Can Gürzap için Atatürk Kültür Merkezi'nde tören düzenlendi. Taksim Camii'nde cenaze namazı kılınan Gürzap, Sapanca'da toprağa verildi.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Can Gürzap tedavi gördüğü hastanede 1 Aralık Cuma günü 79 yaşında hayatını kaybetti. Usta oyuncu için bugün Atatürk Kültür Merkezinde tören düzenlendi. Gürzap için düzenlenen törene eşi Arsen Gürzap, kızları Ayşe Gürzap ve Elif Gürzap başta olmak üzere, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Derya Baykal, Haldun Dormen, Işıl Yücesoy gibi çok sayıda sanatçı dostu ve sevenleri katıldı. Tören Can Gürzap'ın hayatını anlatan video gösterimiyle başladı. Tören’de Can Gürzap’ın yakın dostları sanatçıyı anlatırken ailesi ve dostları gözyaşlarına hakim olamadı.
"79 YILLIK ÖMRÜNÜ SADECE SANATA VAKFETMİŞ BİR GÖNÜLDEN BAHSEDİYORUM"
Törende konuşma gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Türk tiyatrosunun, dünya sanat dünyasının çok önemli bir ismiydi. Can Gürzap, en değerli isimlerden biri olmakla birlikte sanat onun yaşamının ilham kaynağıydı. 79 yıllık ömrünü sadece sanata vakfetmiş bir gönülden bahsediyorum. Çok fazla genç sanatçının yetişmesine katkısı oldu. Onlara çok fazla emek verdi. Yazardı, tiyatrocuydu, sinema oyuncusuydu. Seslendirme konusunda çok önemli bir isimdi. Daha önceki arkadaşların da bahsettiği gibi hocaların hocasıydı. İstanbul Devlet Tiyatro'muzun kurucusuydu. Bu vesileyle başta sayın hanımefendi eşine ve yakın ailesine ve siz sanatseverlere başsağlığı diliyorum. Hepimize sabırlar diliyorum." dedi.
"İŞTE O YİĞİT, ŞİMDİ BURADA YATIYOR"
Törende ailesi adına konuşma yapan Gürzap'ın yakın arkadaşı oyuncu Atsız Karaduman, "Can Hoca'yla 1974'te tanışmıştık. İngiltere'den döndükten sonra Ankara Devlet Konservatuvarında hocalığa başlamıştı. Orada hocam olmuştu. Daha sonra İstanbul'a geldiğimde ben de geldiğimde hocalığın ötesinde bir arkadaş, dost olduk, sırdaş olduk, dert ortağı olduk. O uzun sohbetlerde ilk izlenimimi söyleyeyim. Lise ve ortaokul yıllarında babası Reşit Gürzap’ın ve arkadaşı Muhsin Ertuğrul'un o Cumhuriyetin ilk aydınlarının, kültür, sanatla ilgili düşüncelerinden çok etkilenmişti, bu kendi ifadesidir. Liseyi bitirdikten sonra oyuncu olmak ister. Muhsin Bey ve Reşit Bey, 'Hadi bakalım doğru Ankara'ya, Ankara Devlet Konservatuarına, okulu bitir ondan sonra ne yapacağına karar verirsin.'Hocam, okulu bitiriyor, sonra yurtdışına gidiyor. Fatih'in söylediği gibi eğitimini alıyor ve tekrar Türkiye'ye dönüyor. Efendim şimdi tiyatroda hem oyuncu olacaksınız, hem yönetmen olacaksınız. O yetmeyecek radyoda oyuncu olacaksınız, yönetmen olacaksınız. O da yetmeyecek. Televizyonda oyuncu olacaksınız, yönetmen olacaksınız, o da yetmeyecek. Sinemada oyuncu olacaksınız, o da yetmeyecek. Oyun yazacaksınız, oyun çevireceksiniz. Bu her babayiğidin harcı değildir. İşte o yiğit, şimdi burada yatıyor" ifadelerini kullandı.
"CAN KALBİMİZDE YAŞAYACAK"
Işıl Yücesoy ise, "Çok zarif bir adamdı, şık bir adamdı. Hocaların hocasıydı. Ben hayatımda konservatuvara ilk gittiğim zaman Can’dan öğrendim Brecht adını. Bize bile çok şey öğretti Can. En yakın arkadaşlarına bile çok şey öğretti. Can’ı ben anlatamam ki. Yalnız bilin, bu yüreğim var ya neredeyse artık iki parça falan değil, hepsi gidiyorlar. Yukarıdakiler zaten aşağıdakilerden daha fazla oldular. Yukarıdakiler bir grup kursalar, bir tiyatro yapmaya kalksalar bütün salonlarımız boş kalır. Çünkü onlarınki zaten dolar yukarda. Öyle ustalar gitti. Can’ı anlatacak lafım çok az ama birşey söylemek istiyorum. Bütün bu anlatılan şeyler var ya, bu televizyonlarda geçen, kitap yazmış, İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun kurucusuymuş. Bunu artık hepimiz çok iyi biliyoruz ama bilmediğimiz ve bilmemiz gereken birşey var. Can bunları o kadar tevazu içinde yaptı ki, o kadar kendinden ve doğasından yaptı ki. Hiçbir cilası olmadan aramızda yaşadı şimdi de kalbimizde yaşayacak " dedi.