Kendimi ispatladığıma inanmıyorum
İzzet Çapa ile röportaj
Trendsetter İstanbul dergisi, ünlü işletmeci İzzet Çapa ile ses getirecek bir çekime imza attı. Çekim sonrası ise yaptığı röportajlardan televizyon programcılığına, mekanlarından savaş ve barışa uzanan ilginç bir söyleşiye imza atıldı.
* Senin mekanlarda yarattığın konseptlerin başarısı haricinde müthiş bir PR başarın da var. Mekan işinde PR her şey midir? - Her şey olmasa bile çok şeydir. Ne de olsa ortaya çıkardığın ürüne bakan gözleri yönlendirmeye yarıyor PR. Bill Gates herhalde boşuna dememiş, “Cebimdeki son doları PR’a harcarım” diye.* Gazete macerasına da atıldın. Sanırım artık mekânlarınla kendini ifade etmek yerine değişik dışavurumlar arıyorsun...- Gazetecilik, hayatımı kazanmak için değil de renklendirmek için çıktığım bir yol. Kendimi sadece kendime ifade etmeye çalışıyorum artık. Ruhumu ne besliyorsa onu yapıyorum.
* Röportör olarak en çok neden keyif alıyorsun?- İşin araştırma kısmı keyif veriyor bana. Bazen tanıdığımı sandığım insanlarla bile yeniden tanışıyorum. * Bir yandan da televizyon programın devam ediyor. Televizyonculuk zor bir iş mi?- Kolay olsa yapmazdım ki zaten.
* Tüm bunlar olurken hayat mı seni sürüklüyor, yoksa sen mi hayatı istediğin yere sürüklüyorsun? - Hayatla dans ediyorum; bazen o tango yaparken ben halay çekiyorum, ama günün sonunda da hayatla sevişiyorum.* Meslek değiştirmek konusunda cesaretine mi yoksa bilgine mi güveniyorsun?- Benim tek mesleğim İzzet Çapa olmak. Bunu da gayet istikrarlı şekilde, “değiştirmeden” devam ettiriyorum. Bazen kendimi yetersiz hissedebiliyorum ama eksiklerimin üzerine gidip onları tamamlamaktan asla çekinmiyorum.