İşte The Irishman'i daha iyi anlamanızı sağlayacak 13 film
Usta yönetmen Martin Scorsese'nin Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci'yi buluşturduğu son filmi The Irishman'in Netflix'te yayınlanmaya başlamasıyla birlikte, film en çok konuşulanlar arasına girdi. B
Usta yönetmen Martin Scorsese'nin Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci'yi buluşturduğu son filmi The Irishman'in Netflix'te yayınlanmaya başlamasıyla birlikte, film en çok konuşulanlar arasına girdi. Büyük bir çoğunluk tarafından başyapıt olarak değerlendirilen, kimilerinin ise beklentisini karşılamayan film, Scorsese'nin önceki filmlerinden izler taşıyor. İşte The Irishman'i daha iyi anlamak için mutlaka seyretmeniz gereken 13 Scorsese filmi...
1. Mean Streets (Arka Sokaklar)
1973 yapımı film, yönetmenin New York’un Küçük İtalya’sında büyüdüğü ve bildiği dünyayı betimliyor. Çete hayatına giren bir grup İtalyan kökenli Amerikalı arkadaşın Katolik Kilisesi ahlakı ile büyüdükleri hayat ile yeni hayatları arasındaki uyuşmazlığı anlamayı amaçlıyor. Mean Streets, Scorsese ile Robert De Niro’nun birlikte ilk filmi. Film, İtalyan kökenli Amerikalı gangsterlerin sinemada temsilinde bir dönüm noktası filmi olarak algılandı.
2. Taxi Driver (Taksi Şoförü)
1976 yapımı film, Scorsese ile Robert De Niro’nun ikinci işbirliği. Taksi şoförlüğü yapan Vietnam Savaşı gazisi Travis Bickle’ın yaşadıklarını anlatan film, savaşın etkisini henüz atamayan bir askerin, geceleri taksi şoförlüğü esnasında gördüğü kirli ve adaletsiz dünyaya uyum sağlamayı reddetme hikayesine odaklanıyor. 1976’da Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan film, seyirciyi etkilediği kadar anlattıklarıyla tedirgin de etti. Paul Schrader’ın senaryosunda toplumsal izolasyon, savaş sonrası travması ve toplumda artan ahlaksızlık ile birlikte De Niro’nun sosyopat Bickle’a dönüşmesi, filmi çürümeye yüz tutmuş bir topluma karşı tutulan bir ayna olarak hafızalara kazıdı.
3. Raging Bull (Kızgın Boğa)
En iyi Amerikan yapımı filmlerden biri olarak gösterilen 1980 yapımı Raging Bull, Scorsese’nin başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor. Filmi boksör Jake LaMotta’nın anı kitabına dayandıran Scorsese, ilk başta kitabı spor hayranı olmadığı için uyarlama konusunda tereddüt ediyordu. Bununla birlikte, kitabı dikkatine sunan De Niro, onu çalışmaya devam etmesi için ikna etti.