Üniversitede astronot izdihamı
Çukurova Üniversitesi'nde yapılan seminere katılan Apollo 13'ün astronotlarına yoğun ilgi...
Aya ayak basan ilk insan olan ABD'li astronot Neil Armstrong, Apollo 13 uzay mekiğinin kumandanı Jim Lovell ve ayda son yürüyen astronot Gene Carnen Adana'ya geldi.Çukurova Üniversitesi'nde (ÇÜ) yapılan seminere katılan astronotları görmek isteyenler izdihama yol açtı.
Astronotların uçağının rötar yapması nedeniyle gecikmeli olarak Mithat Özsan Amfisi'nde yapılan seminere, üniversite öğrencileri ile Adanalılar yoğun ilgi gösterdi. Amfinin dolduğu, koltukların yanı sıra yürüme koridorlarının da dolması nedeniyle salon kapısı kapandı. İçeri giremeyenler başka bir salonda görüntülerin ekrana yansıtılmasıyla semineri takip etti. ABD Temsilciler Meclisi'nde Ermeni tasarısının kabulü nedeniyle Armstrong, Lovell ve Carnen yoğun güvenlik önlemleri altında salona alındı, polisler etten duvar ördü.
ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun konuşmasının ardından, ‘Günaydın Amerika’ programının yapımcısı David Hardman'un sunduğu etkinlikte astronotlar tek tek aya giderken yaşadıkları hikayeleri anlattı.
Armstrong, Apollo 11'den önce yapılan çalışmalarla aya uçuş denemelerinin yapıldığını belirterek, “2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra önde gelen kuvvetler arasında bir kutuplaşma oldu, ülkeler arası kutuplaşma oldu. Okyanusu geçen mesafelerde füzeler vardı. Bu tür gücün varlığı da bilim adamlarına yeni bir düşünce verdi. Bu güç, gezegenler çevresinde yolculuk için kullanılabilir diye düşünüldü. Sovyetler Birliği ve Amerika aya gitmek için çalışmalar başlattı. Her iki ülke de uzaya insan göndereceğini fark etti. Ama bu yolculuğa kimin gönderileceği tartışılıyordu. Önce mahkumların gönderileceği düşünüldü. İnsan yapısını bildikleri için ikinci aşamada doktorların gönderilmesi uygun görüldü. Fakat sonunda görüldü ki en iyi adayın pilotlar olduğuna karar verildi. Çünkü onlar hem kapalı alanda durabilen, hem de uzaya gidebilen insanlardı” dedi. Uçuş için 400 bin kişinin çalıştığını kaydeden Armstrong, uçuş sırasındaki duygularını şöyle anlattı: