Türkiye'nin sessiz salgını büyüyor: Utanıp doktora gidemeyenler bile var!
Türkiye'de son günlerde sıklıkla gündeme gelen uyuz vakalarında şikayetler gün geçtikte artarken uzman isim "4-6 ay bir türlü uyuzdan kurtulamayan aileler var. Bazen utanıp uyuz olduklarını söylemiyorlar, eğer kontrol altına alamazsak çok yaygınlaşacak gibi görünüyor" diyerek uyardı.
Son günlerde sıklıkla gündeme gelen uyuz vakalarıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, “Toplumun genel kesiminde bu kadar yaygın görülüyor olması, salgına yakın düzeyde bir artış olduğunun ipucu. 5 yıldızlı otellerden bile bulaşla gelen hastalarımız oluyor. Çocuklarda kremler dirençli, tekrar tekrar uyuz bulaşıyor. 4-6 ay bir türlü uyuzdan kurtulamayan aileler oluyor, dikkatli olmak lazım. Bazen utanıp uyuz olduklarını söylemiyorlar, eğer kontrol altına alamazsak çok yaygınlaşacak gibi görünüyor” dedi.
Kaşıntı ile kendini gösteren uyuz vakalarıyla son günlerde sıkça karşılaştıklarını ifade eden uzmanlar uyarıyor. Medicana Ataköy Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, uyuzun belirtileri, tanı ve tedavi süreçlerine ilişkin bilgi verirken yapılması gerekenler konusunda uyardı.
Prof. Dr. Gençoğlan, “Neredeyse polikliniğimizin yüzde 30’unu uyuz vakaları oluşturuyor, evet, ciddi bir yükseliş olduğundan bahsetmem mümkün. Toplumun genel kesiminde de bu kadar yaygın görülüyor olması, salgına yakın düzeyde bir artış olduğunun ipucu aslında. Hastalarımız hiçbir deri lezyonu olmaksızın kuru kaşıntıdan bahseder, tacizkar bir kaşıntıdır. Uykuyu vs. bozar özellikle gece kaşıntısının şiddetlenmesi, gece kaşıntısı tipik özelliğidir. Hastalar, karın alt kısmı, eller, kollar, bacaklar ve göğüs kısmında kasıntıdan yakınır. Alerjik reaksiyona neden oluyor, artıklar, yumurtalar bırakıyor bunlar da alerjiye neden oluyor dolayısıyla uzun süre tedavi edilmediğinde ya da zaten baştan alerjik alt yapıya sahip bir bireyse hastamız, kızarıklıklara ve egzamatöz değişikliklere de bir süre sonra neden oluyor. Bir süredir toplumda olduğu için kullana kullana sürme ilaçlara karşı direnç geliştirdi. Tedaviyi aldıktan hemen sonra hastanın, yaklaşık 1 aydır temas ettiği tüm kıyafetler, çarşaflar, havlular 60 derecenin üzerinde bir sıcaklıkta mutlaka yıkanmalı. Eğer buna dikkat eder, temizliği gerçekleştirirlerse, ilaçlarını önerilen şekilde kullanılırlarsa tekrar bulaş söz konusu değil” dedi.
Sözlerini sürdüren Prof. Dr. Gençoğlan, “Gelen hastalarımız en sık seyahatlerinden bahsediyorlar aslında otelde kalmak önemli bir dezavantaj gibi görünüyor. Nevresim, çarşaf, havlular değiştirilmiş mi mutlaka emin olmak lazım çünkü 5 yıldızlı otellerden bile bulaşla gelen hastalarımız oluyor. Çocuklar bence en önemli risk faktörü çünkü 10 dakikalık temasla bulaş gerçekleşiyor. Özellikle anaokullarında vs. ellerinde lezyonu, kaşıntısı olan çocuklarda kendilerini de iyi ifade edemedikleri için bazen geç tanı alıyorlar. Dikkatli olmak lazım, el ele tutuşup oyun oynuyorlar, o yolla hepsine bulaşıyor. Özellikle okullarda kıyafetlerin üst üste asılması, tek bir askılı düzeninin olması bulaşı kolaylaştırıyor. Çocuğa herhangi bir şekilde uyuz bulaştığında ona bakım hizmeti veren herkese bulaşıyor ve çocuklarda kremler de dirençli olduğu için mevcut parazit, tedavi etmek gerçekten zor oluyor, çocuklara hap yutturamıyoruz. Ebeveynlere, bakım hizmeti verenlere, tekrar tekrar uyuz bulaşıyor, 4-6 ay sürekli bir türlü uyuzdan kurtulamayan aileler oluyor. Çocuklarını mümkün olduğunca başkalarının kucağına vermesinler. Mağazalardan ürün denerken, birebir kıyafeti çıplak kıyafetimiz üzerine giyiyorsak bulaş riski elbette var. Hastamız böyle bir parazitin bulaşmış olduğunu kendisine konduramıyor ama toplu alanları kullanan her birimize bulaşma riski var. Gece artan kaşıntılar olduğunda uyanık olmak lazım ve bir dermatologa muayeneden geçmek lazım” ifadelerini kullandı.