Türkiye'nin ilk boğaz köprüsünden kötü haber: ''Korkunç şeyler olabilir!''
Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki Lale ve Cunda (Alibey) adalarını birleştiren ve 'Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü' olarak bilinen Cunda Köprüsü'nün yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.
İnşaat Mühendisleri Odası Ayvalık Temsilciliği tarafından hazırlanıp, Ayvalık Kaymakamlığı, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne gönderilen raporda, tehlikeye dikkat çekilip, "Alibey Adamıza tek ulaşım sağlayan köprü için acilen çözüm üretilmesi gerekmektedir" denildi.
Ayvalık ile Cunda Adası arasında ulaşımı sağlayan Cunda Köprüsü'nün yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ortaya çıktı. 53 yıllık tarihi geçmişe sahip, iki araç sığabilecek genişlikte ve sadece bir istikametinde yaya geçidi olan, 100 metre uzunluğundaki köprü, ilk olarak, MHP'den Ayvalık Belediye Meclis üyesi olan Sema Ünver tarafından 2010 yılında, 'Koruyucu beton tabakasının kalmadığı, zemini ve ayaklarında yıpranma olduğu' belirtilerek, bakımının yapılması için meclis gündemine getirildi. Bunun üzerine 2012 yılında İnşaat Mühendisleri Odası Ayvalık Temsilciliği tarafından bir rapor hazırlanıp, köprüdeki tehlikeye dikkat çekildi. Ancak, rapora rağmen köprüde herhangi bir bakım çalışması yapılmadı. Aradan geçen 11 yılın ardından İnşaat Mühendisleri Odası Ayvalık Temsilciliği tarafından yeni bir rapor daha hazırlandı. 24 Ocak 2023 tarihli yeni raporda köprünün taşlarında ve her iki bağlantı noktasında oluşan çatlakların derinleştiğini, araç sayısındaki artış ve yüksek tonajlı araçların geçişine bağlı olarak tahribatın ve yıkım tehlikesinin arttığına dikkat çekildi.
İnşaat Mühendisleri Odası Ayvalık Temsilciliği Yönetim Kurulu'nun hazırladığı raporda; betonarme köprünün, 1968-1970 yılları arasında Ayvalık Belediyesi'nce inşa edilip, hizmete açıldığı bilgisine yer verilerek, "Fakat; O dönemin arşivlerine bakıldığında köprüye ait statik hesaplara ve betonarme projesine ulaşılamamıştır. Yerinde yapılan gözlemsel incelemede; yapıya ait betonarme kolonlarda su üstünde kalan kısımlarında deformasyonlara gözlenmemiş olup, su altında kalan kısımları ve yapının temelleri incelenememiştir. Bu kısımlarda sorun olup olmadığı konusunda yorum yapmamız güç olup, yapının 1970’li yıllardaki yapım şartları ve inşaat teknolojisiyle yapıldığı konusu göz ardı edilmemelidir" denildi.
Köprü için 2012 yılında da kendileri tarafından bir teknik raporun düzenlendiği vurgulanan yeni raporda, "O tarihten bugüne kadar köprüye ilgili herhangi bir tadilat yapılmamıştır. 2012 yılında konu bahsi geçen ve günümüzde de sorunları devam eden, köprünün karayla bağlantı noktası olan, ana iki yan bağlantıyı ve taşıyıcısı olan perde duvarlarındaki; beton pas payları dökülmüş, demirlerin korozyona uğraması ile demir kesitlerinde azalma gözlemlenmiştir. Ayrıca köprünün iki yan tarafında taşıyıcı ana kirişlerin tamamında yine betonunda dökülmeler, çatlaklar ve demirlerinde deniz suyu ve rüzgara bağlı deformasyon ve kesit azalması tespit edilmiştir. Direkt hareketli yüklere maruz kalan ısı değişikliğinden dolayı genleşen köprü üst tabliyesi, oturduğu izolatörler (mafsallar) tamamen yok olup üstteki yükün perdelere baskı yaptığı, perdelerde de dilatasyonun (boşluğun) yok olduğu ve beton yorgunluğundan çatlaklar oluşup alarm verdiği gözlemsel olarak tespit edilmiştir. Köprünün iki yönünde (giriş ve çıkışında) zeminde çökmelerin oluşması nedeniyle kasislerin olduğu görülmektedir" ifadelerine yer verildi.