Türkiye'nin afiyetle yenen sarı altınını taştan böyle çıkarıyorlar
Konya'nın Seydişehir ilçesinde dedesinden öğrendiği yöntemlerle arıcılık yapan Şakir Cırık, geçimini arıların kaya kovuklarına yaptığı balı satarak sağlıyor.
Konya'nın Seydişehir'e bağlı Ortakaraören Mahallesi'nde yaşayan Şakir Cırık, Toroslardaki Sayalı Yaylası'nda kayaların arasındaki önceden belirlediği kovuklara, arıların yuva yapması için katran ağacından elde ettiği reçineyi sürüyor. Cırık reçinenin kokusuna gelerek kovuklara yerleşen arıların yaptığı doğal balı sonbaharda topluyor.
İHA'nın haberine göre Şakir Cırık dedesinden öğrendiği yöntemle yıllardır yaylada arıcılık yaptığını anlatarak, “Toroslar'da yıllardır bu yöntemle doğal bal elde ediyorum. Hiçbir katkı maddesi olmadan, arının kendi ürettiği peteğe yaptığı balı topluyorum. Bu bal yüzde yüz doğal. Yerleşim yerlerinden, fabrikalardan uzakta bin 700 metre yükseklikteki yaylada hiçbir kimyevi madde olmayan çiçeklerden toplanan özlerle yapılıyor" dedi.
İlkbaharda çok basit şekilde hazırladıkları kovuklara giren arıların sonbahara kadar bal yapmasını beklediklerini, ardından da balı hasat ettiklerini anlatan Cırık, "Bu işte en büyük yardımcım eşim. Aldığımız balı dostlarımıza ikram ediyoruz, kendimiz tüketiyoruz. Balını aldığımız arıları kovanlara alıp kışın yiyecekleri kadar bal koyarak yayladaki diğer kovanlarımızın yanına götürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Cırık, yayladaki yaklaşık 10 kaya kovuğundan her yıl bal aldıklarını belirterek, "Mevsim şartlarına göre aldığımız bal miktarı değişiyor. Doğal balın özel müşterileri var. En başta şeker hastaları, öksürüğü olanlar, akciğer hastaları, astım ve bronşit hastalığı olanlar, büyüme geriliği bulunanlar, çocuklar, halsizlik yaşayanlar için gelip benden bal alırlar. Bizler de büyüklerimizden gördüğümüz gibi her sabah bir kaşık bu baldan alırız. Ne şekerimiz olur ne kolesterol, doktora gitmeden yaşarız. İlk kez tadanlar daha önce böyle bir bal yemediklerini söylüyor, ertesi yıl yine almaya geliyor. Birçok derde şifa diyebilirim" şeklinde konuştu.