Sümela Manastırı'nda fresklere sızan suya önlem
Trabzon'un Maçka ilçesinde 5 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açılan Sümela Manastırı’nda sızan yüzey suları nedeniyle tahrip olan fresklerde çalışma sürdürülüyor. 14 restoratör ve kimyagerden oluşan grup, iğneyle kuyu kazar gibi analiz yapıyor, su yollarını değiştirerek, freskleri onarıyor.
Sümela Manastırı'nda Şubat 2016'da restorasyon, çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması ve güçlendirilmesi çalışması başlatıldı. Kaya düşme riskine karşı kapatılan manastırda endüstriyel dağcılar, taş düşmelerine karşı yamaçları çelik ağlarla örüp, güçlendirdi.
BAZI ALANLAR İLK KEZ ZİYARETE AÇILDI
Restorasyon ekibi de iç alanlarda çalışma yaptı. Çelik ağların yamaca serildiği ‘bohçalama’ sistemiyle korunan manastır, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımı ile ziyarete açıldı. Manastırdaki restorasyon sırasında saklı mekanlar da gün yüzüne çıkarıldı. Ana Kaya Kilisesi’nin sağında yer alan 10 şapel, çan kulesi, misafirhane, keşiş ve öğrenci odaları, mahzen ve benzeri yapılar manastır tarihinde ilk kez ziyarete açıldı.
FRESKLERE SU SIZINTISI ÖNLENİYOR
Sümela Manastırı’nda ince restorasyon kapsamında sızan yüzey suları nedeniyle tahrip olan fresklerde çalışmalar ise sürüyor. 14 restoratör ve kimyagerden oluşan grup, iğneyle kuyu kazar gibi analiz yapıyor, su yollarını değiştirerek, freskleri onarıyor.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Restorasyon Şube Müdürü Nermin Uzunali, manastırda yapılan çalışmaları anlattı. Manastırda ana kayanın altındaki kilise mağaradaki fresklerde, kayalarda oluşan ince çatlaklardan su sızıntısı olduğunu belirten Uzunali, "İklim şartları ve geçmiş yıllarda yapılan restorasyonda kullanılan geçirgen olmayan malzeme nedeniyle su birikti. Orada çok güzel freskler var ama kılcal çatlaklardan dolayı kaya yüzeyleri ve iç mekanlar çok fazla su emmiş, çatlaklardan aşağıya sızan sular fresklere çok fazla zarar vermiş. İklim dolayısıyla çok nemli bir ortama sahip. Çok eski tarihlerde yapılmış olan freskolardaki konservasyon çalışmalarında freskoların duvarla arasındaki bitim noktasında ‘epoksi’ kullanılmış. Geçirgen olmayan bu maddede yağan yağmurdan sızan sular o kısımda kalmış. Ayrıca sıcak ve soğukluk farkından dolayı içeride yoğuşma olmuş. Yoğuşmadan dolayı fresklerin üzerinde damlacık şeklinde birikmiş sular var. O kısımdaki sınırlayıcı maddeler yavaş yavaş sökülüyor. Çok hassas şekilde çalışılması gereken bir durum" dedi.