Şehidin Vietnamlı eşi: Bir hayal yaşadım, çok kısa sürdü
Şehidin Vietnamlı eşi: Bir hayal yaşadım, çok kısa sürdü
DİYARBAKIR’ın Yenişehir İlçesi Şehitlik Mahallesi’nde geçen 23 Temmuz’da teröristler tarafından şehit edilen trafik polisi 37 yaşındaki Tansu Aydın’ın 2.5 aylık eşi aynı yaştaki Vietnamlı Vu Yhuy Tuanvi Aydın, "Ben onunla burada bir hayal yaşadım. Çok kısa sürdü. Ona sonsuza dek eş olmaya söz vermiştim ve öyle olacak. Onu burada bırakıp ülkeme dönmeyi düşünmüyorum" dedi.Şehitlik Mahallesi’nde trafik kazasıyla ilgili tutanak tutarken PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan Zonguldaklı Tansu Aydın’ın cenaze töreninde budist inancına gören dua eden ve ağıtlar yakan, cenaze aracında tabutun yanına uzanarak herkesi duygulandıran eşi Vietnamlı Vu Yhuy Tuanvi Aydın, DHA’ya konuştu.
"BİZİMKİ İLK GÖRÜŞTE AŞKTI"2 çocuk sahibi olduğu ilk eşinden farklı görüşlere sahip olmaları sonucu anlaşamayarak ayrıldıklarını belirten Vu Yhuy Tuanvi Aydın, Tansu Aydın ile onun İngilizce öğretmeni olan ablası Banu aracılığıyla tanıştıklarını söyledi. Tuanvi Aydın, "Banu ile internette yazışmaya başladık. Türk kültürüne ilgi duyuyordum. Banu beni Türkiye’ye evine davet etti. Buraya çocuklarımla geldim. Tansu ile Banu’nun evinde tanıştık. Tansu’ya ilk görüşte aşık oldum. Çocuklarım onu çok sevdi. Bizimki ilk görüşte aşktı. Onu çok sevdim ve onunla olmak istedim. Diyarbakır’a gittim ve evlendik. Oraya giderken korkmadım. Tansu ile olduktan sonra her yerde olabilirdim. Ben onun kalbini çok sevdim. O benim kahramanımdı" dedi.
Çocukları Eliz ve Lucky’nin Tansu’yu çok sevdiklerini anlatan şehit eşi, "Tansu dünyanın en iyi babası ve eşiydi. Bizim için tam bir babaydı. Bizi çok mutlu etti. Hep ilk eşinden olan kızı Yağmur’u çok özlediğini anlatırdı. Keşke Yağmur’un babasını tanıma fırsatı olsaydı. Onun için çok üzülüyorum" diye konuştu."DÜNYAM YIKILDI"Eşinin, izin dönüşü işe başladığı ilk gün şehit olduğunu belirten Tuanvi Aydın, o günü şöyle anlattı:
"İzin bittikten sonra Antalya’dan ayrıldık. Fakat uçak rötar yaptı. Diyarbakır’daki evimize sabah 04.00 gibi geldik. Tansu uyudu ve sabah 07.00’de işe gitmek üzere evi terk etti. Akşam 19.00’da eve döneceğini söyledi. Öğlen 12.00 gibi beni aradı. Nasıl olduğumu sordu. Çocukları sordu. Akşam eve gelirken ne istediğimi sordu. Birbirimizi çok sevdiğimizi söyledik. Aslında ’hoşçakal’ demişiz. Çok acı. Saat 16.00 civarında kapı çaldı. Ben eşimin bana sürpriz yaptığını düşünerek sevinçle kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda birçok polis ve doktor vardı. Şok geçirdim. Önce bana yaralı olduğunu söylediler. Beni hastaneye götürdüler. Ve orada bekledim. Sonra kötü haberi aldım, dünyam yıkıldı."Uzun süre şoktan çıkamadığını anlatan acılı eş, "Cenaze günü şoktaydım. Ve öldüğüne inanmıyordum. Tansu’mun gömülmesini hiç istemedim. Bunun gerçek olabileceğini düşünmüyordum. Hayatımın en kötü, en acı günüydü" diye konuştu.