Sapıklar bir ailenin kabusu oldu! Uyku bile uyuyamıyorlar
Gaziantep'te yaşayan bir ailenin hayatı 2 yıldır bitmek bilmeyen asılsız ihbarlar, ölüm ilanları, siparişler nedeniyle kabusa döndü.
Nizip İlçesi Şıhlar Mahallesi'nde yaşayan 3 çocuk sahibi çiftin, 2 yıl önce her akşam 21.10'da kapılarının zili çalmaya başladı. Her gün kapıya baktığında kimsenin olmadığını gören çift, çocukların oyun oynadığını düşünerek önemsemedi. Daha sonra 112'ye ailenin adresi verilerek yangın, kalp krizi, kavga, fuhuş gibi ihbarlarda bulunuldu. Polis, itfaiye, sağlık ve cenaze araçlarının sık sık geldiği adreste herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. ailenin şikayetçi olmasının ardından yapılan araştırmada ise ihbarların sim kart bulunmayan bir telefondan yapıldığı anlaşıldı, arayan kişi de tespit edilemedi.
DHA'nın haberine göre bir süre sonra, ilçede esnafı arayan kimliği belirsiz kişi, ailenin evine kebap, döner, tatlı siparişi vermeye başladı. Eve gelen esnaflara siparişleri olmadığını söyleyen aile, ilçedeki esnaflara tek tek giderek durumu anlatarak adreslerine herhangi bir sipariş getirilmemesini istedi. Son olarak ailenin evine, taşınacağı yönünde çağrı yapıldığını belirterek bir taşıma firması geldi. Bunun karşısında şaşıran aile, tekrar karakola giderek şikayette bulundu. Ancak yine bir sonuç alınamadı.
2 yıldır psikolojik olarak çok etkilendiklerini ve tedavi görmeye başladığını anlatan E.Ö. (36), karakol ve savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını ifade etti. E.Ö., evine siparişlerin gelmeye devam ettiğini dile getirerek, korku içinde yaşadığını söyledi. Sokağa çıkarken tedirgin olduğunu anlatan E.Ö., "Benim film gibi hikayem var. 2 yıl önce saat 21.10'da kapımızın zili çaldı. 5 ay boyunca da böyle sürdü. Her gün aynı saatte zili çalıp kaçtılar Çocukların yaptığını düşünerek umursamadık ama her gün aynı saatte olmasıyla tedirgin olduk. Sonra bir gün damda uyurken, kapıya cenaze aracı ve polis geldi. Bize evde bir çocuğun düşerek öldüğü yönünde ihbar yapıldığı söylendi. Herhangi bir olumsuz durum olmadığını söyledik. Bu olaydan bir süre sonra bu kez yangın ihbarı yapılmış ve evimize itfaiye araçları geldi. Daha sonra kalp krizi ihbarı ile ambulanslar yolladılar. Bir süre böyle devam ettikten sonra ilçedeki esnafları arayarak evime siparişler göndermeye başladılar. Kebap, döner, tatlı aklınıza ne geliyorsa eve sık sık siparişler gelmeye başladı. Her gelene durumumu anlatıp geri gönderdik. Eve odun kömür bile göndertmiş. Su satan esnaftan damacana ile su sipariş ediyorlar. Son olarak da bir nakliye firması geldi evi taşıyacağımızı söylemişler" diye konuştu.
E.Ö., deprem günü dahi insanların canı ile uğraşırken, evlerinin yıkılıp, kendilerinin enkazda kaldığı yönünde ihbar yapıldığını belirterek, "Deprem günü bile evimin yıkıldığını ihbar etmiş. Hiç vicdan yok bunda, o gün mahşer günü gibiydi herkes sokaklarda canı ile uğraşırken, bizim evin önüne ekipler geldi. O gün bile arayıp adresimi vermiş benim de enkazda kaldığımı söylemiş. Ne amaçla yapıyor neden yapıyor bilmiyorum. Şüphelendiğimiz hiç kimse de yok. Bizim kimse ile bir sorunumuz yok, kendi halinde insanlarız. Ben anneyim, sadece yardım istiyorum. Bu kimse bulsunlar ve ceza versinler" dedi.