Orta Asya'nın mavi kubbeli incisi: Semerkant
Bir dönem ilim ve sanatın kalbinin attığı şehir Semerkant, çok sayıda tarihi ve kültürel yapıyı bünyesinde barındırıyor. Mavi kubbelerle kaplı medreseleri, çinilerle süslenmiş kervansarayları, görkemli camileri ve külliyeleriyle adeta açık hava müzesini andıran Semerkant, Türklerin "ata yurdu" Özbekistan'ın en güzide şehirlerinden biri.
Yunan kaynaklarında adı "Maranka" olarak geçen Semerkant kelimesinin kökeninde, "Semer" tarihi bir şahsa nisbet edilirken, "kent" eki de şehir anlamı taşıyor.
Zengin tarihi ve kültürel mirasıyla Semerkant, farklı dönemlerde Persler, Yunanlar, Çinliler, Araplar, Moğollar ve Türklerin yönetimi altına girdi. Büyük Timur İmparatorluğunun kurucusu Emir Timur, Semerkant'ı ele geçirdiği dönemde bu şehri başkent ilan etti.
Şehrin inşası için doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine dünyanın pek çok bölgesinden en iyi bilim adamlarını, ustaları, sanatkarları ve mimarları seçerek Semerkant'a getiren Timur, şehri dönemin çekim merkezlerinden biri haline getirdi. Şehri nakış gibi işleyen Timur'un ardından torunu Mirza Uluğ Bey döneminde ise Semerkant, dünyanın ilim merkezi haline geldi.