Nuri Şahin'den Harvard kararı
Borussia Dortmund forması giyen milli futbolcu Nuri Şahin, verdiği ropörtajda futbolu bıraktıktan sonraki planlarını açıkladı. İşte yıldız futbolcunun açıklamalarından öne çıkanlar...
-Milli Takım'a sessiz sedasız veda ettin. Misyonunu tamamladığını düşündüren şey neydi?
Ben ülke sevgisinin çok yoğun yaşandığı bir evde büyüdüm. Futbola başlarken en büyük hayalimdi ay yıldızlı formayı giymek, şükürler olsun ki bu hayalimi gerçekleştirdim. O forma ile sahaya ilk ayak bastığım anı dün gibi hatırlıyorum, hayatımın en özel anlarından biriydi. Sonrasında çeşitli yaş gruplarında neredeyse 100 kere yaşadım bu gururu, her seferinde de benzer heyecanı ve gururu hissettim. Ama bu bir bayrak yarışı. O bayrağı taşıyan, doğru zamanda bir sonraki nesile devretmekten de sorumludur. Ben hayatta gelişimin gerekliliğine ve değişimin gücüne inanırım.
(Hürriyet)
İyi bir planlama ile önümüzdeki 10-15 sene içinde büyük başarılara imza atabilecek genç bir jenerasyon var. Zamanında bana tanınan fırsatların, onlara da tanınması için milli takım kariyerine nokta koymam gerektiğine karar verdim. Her ne olursa olsun, ülkesini bu kadar seven bir sporcu için inanın bu hiç kolay bir karar değildi. Bu kararı hangi nedenle verdiğimi ve ne hissettiğimi çok iyi ifade etmem gerekiyordu. Bunu başardığıma inanıyorum. Sessiz sedasız değil de olması gerektiği gibi veda ettiğimi düşünüyorum. Beni çok iyi tanıyan, iletişim konusunda tecrübeli, profesyonel bir ekip ile çalışmanın faydasını gördüğüm anlardan biridir.
- Uluslararası düzeyde bu kadar tecrübe sahibi olan bir oyuncunun ileride bir gün Milli Takımımızın başına geçmesi iyi olmaz mı?
Olur değil mi? Olur, olur. (Gülüyor) Uzakta olsam da ülkemdeki insanların beni iyi tanıdığına inanıyorum. Bana, bilgi ve birikimime ihtiyaç duyulduğunda, ay-yıldız forma için elimden ne geliyorsa yapmaya hazır olduğumu herkes biliyordur. Onur duyarım.
- Sence Türk futbolunun en temel sorunu ne? Bu kadar büyük potansiyeli olan bir ülke olmamıza rağmen neden yol alamıyoruz?
Günlük zaferlere aldandığımız için. Farkındalığımız düşük, özleştiri yapma konusunda isteksiziz. Mesela Hırvatistan'ı yendik ya, hemen herkeste süper oynadık, bizim karşımızda kimse duramaz, hissiyatı oluştu. Zafer sarhoşu olduk birden bire. Oysa ki hiç iyi oynamamıştık, mağlubiyete yakın taraf bizdik. Bu maç özelinde bir örnek ama aslında hep böyleyiz biz; gündelik zaferler peşindeyiz. Bence temel sorunumuz da bu.