Marmara Denizi'ni esir alan deniz salyasının nedeni açıklandı
TBMM Müsilaj Araştırma Komisyonu, denizlerde görülen müsilajın nedenini açıkladı. 400 sayfalık raporda ''Marmara Denizi'nde müsilaj oluşumunda en önemli faktör sudaki besin maddeleri oranının artmasıdır'' ifadelerine yer verildi.
Başta Marmara Denizi olmak üzere denizlerdeki Müsilaj sorununun sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Aratırma Komisyonu, raporunu tamamladı. 400 sayfalık raporda müsilaja neden olan faktörlerin yanında kontrolü ve önlenmesine ilişkin öneriler de yer aldı.
'EYLEM PLANI ETKİN ŞEKİLDE UYGULANMALI'
Müsilajın kontrolü, önlenmesi ve bir daha benzeri çevre sorunlarının yaşanmaması için; kentsel, endüstriyel, tarımsal ve denizcilik gibi faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin tespit edilmesi gerektiği; kirlilik kaynaklarının etkisinin ve kirlilik yükünün azaltılması amacıyla da eğitim ve farkındalık çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu belirtilerek, şöyle denildi:
"Marmara Denizi’ndeki kirliliğinin giderilmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda Marmara Denizi Havzası'nda yer alan valilikler, yerel yönetimler, ilgili kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin katılımlarıyla hazırlanarak 06 Haziran 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı'nda belirtilen tüm eylemler birbirini tamamlar nitelikte düzenlenmiştir. Eylem Planı'nın bu bütünlük dikkate alınarak etkin bir şekilde uygulanması, uygulamaların titizlikle takip edilmesi, denetlenmesi ve belirtilen standartlarda işletilmesi ile Marmara Denizi iyi çevresel duruma ulaşabilecektir. Eylem Planı kapsamında hazırlanan Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı'nda yer alan faaliyet ve alt faaliyetler, ilgili ve sorumlu kurumlar tarafından belirtilen süreler içerisinde hassasiyetle uygulanmalıdır."
'ATIK SU YÜKÜ AZALTILMALI'
Raporda ayrıca hızlı nüfus artışına bağlı olarak artan su ihtiyacı, gün geçtikçe gelişen sanayi ve tarımsal faaliyetlere paralel olarak ortaya çıkan aşırı kullanım ve oluşan kirlilik nedeniyle yaşanan sorunların atık su yönetiminin önemini ortaya koyduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Atık su yönetiminde temel prensip 'en az kirletme' ve 'maksimum geri kazanım' olmalıdır. Marmara Denizi Havzası'nda bulunan atık su yükünün azaltılması amacıyla öncelikli olarak kirliliği kaynağında önleme prensibine dayanan temiz üretim uygulamaları ile atık su debisinin ve kirlilik yükünün azaltılması sağlanmalı; oluşan atık suyun uygun arıtma yöntemleri ile arıtıldıktan sonra yeniden kullanım alternatifleri değerlendirilmeli ve bu tedbirlerin alınması sonrasında oluşan atık suyun deşarjı mevzuatta belirtilen standartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Arıtılmış evsel atık suların sanayide, park, bahçe ve yeşil alan sulamalarında kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Kullanılmış suların tekrar kullanılması hakkında yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Gri suyun yeniden kullanımı yasal düzenlemelerle teşvik edilmelidir."