Marmara Denizi'nde istilacı tür alarmı!
Marmara Denizi'nde ekosistemi tehdit eden yabancı türlerin sayısı her geçen gün artıyor. Prof. Dr. Bayram Öztürk, yabancı türlerin yanı sıra istilacı türlerin de olduğunu belirterek, ''Ekosistem, biyoçeşitlilik, sağlık ve balıkçılık için tehdit içeriyor. Marmara Denizi'nde izlemeyle birlikte erken uyarı sistemi yapılması lazım. Belli bölgelerde balıkçılık, turizm, insan etkinliği yasaklanmalı'' dedi.
Marmara Denizi ve Akdeniz'de sayıları her geçen gün artan yabancı türler konusunda bilimsel araştırma yapan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, istilacı yabancı türlerin biyo-güvenlik sorununa neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bayram Öztürk, Akdeniz'de yaklaşık bin 700, Marmara Denizi'nde ise 100'ün üzerinde yabancı türün olduğunu açıkladı.
Hayvan çeşitliliğinin yüzde 10'undan fazlasını artık yabancı türlerin oluşturduğunu belirten Bayram Öztürk, belli bölgelerde balıkçılık, turizm, insan etkinliğinin yasaklanması gerektiğini belirtti. Öte yandan yabancı balık türlerinin artık pazarlarda da satıldığını ifade etti.
"EKOSİSTEM, BİYOÇEŞİTLİLİK, SAĞLIK VE BALIKÇILIK İÇİN TEHDİT İÇERİYOR"
Prof. Dr. Öztürk, hayvan çeşitliliğinin yüzde 10'undan fazlasını artık yabancı türlerin oluşturduğunu belirterek, "Süveyş Kanalı'nın açılışı 150 seneyi geçti. O zamandan bu zamana Akdeniz'e 1000'in üzerinde yabancı tür girdi. Bunların arasında balıklar, denizanaları, denizkestaneleri gibi birçok deniz canlısı geçti. Bu Akdeniz için büyük bir tehlike; çünkü Akdeniz'de yaklaşık 1700 tür var. Hayvan çeşitliliğinin yüzde 10'undan fazlasını artık yabancı türler oluşturuyor. Bu durum Türkiye denizleri için de öyle. Kitabımda bunu anlatıyorum. Bu biyolojik tehdidin nasıl önlenebileceğine dair görüşlerimiz var. Mesela Marmara Denizi'nde 100'ü aşkın yabancı tür var. Karadeniz'de ise 60 kadar yabancı tür var. Bunların bir kısmı zehirli, bir kısmı ise yakıcı nitelikte. Sadece yabancı türler değil istilacı türler de var, bu istilacı türlerin kontrol edilmesi lazım. Ekosistem, biyoçeşitlilik, sağlık ve balıkçılık için tehdit içeriyor. Örneğin yeni gelen türler balıkçı ağlarının içine giriyor ve ağları parçalıyor. Balıkçıların emekleri gidiyor. Onun dışında balon balığı, aslan balığı gibi türler zehirli balıklar. Bakanlık ne kadar bununla ilgili destek verse de bunların ekosisteme verdiği zarar iyi takip edilmiyor" dedi.
"YABANCI TÜRLER ARTIYOR, YABANCI BALIK TÜRLERİ PAZARLARIMIZDA SATILIYOR"
Öztürk, belli bölgelerde balıkçılık, turizm, insan etkinliğinin yasaklanması gerektiğini vurgulayarak, "Bazı yabancı balık türleri pazarlarımızda satılıyor, balıkçılar bunu satıyorlar, kâr ediyorlar. Yabancı türler bütün dünya için ciddi bir tehdit. Mesela Marmara Denizi'nde de balon balığı var. Balon balığı yemeyeceksiniz diğer yandan ağlara da takılabilir. Marmara Denizi'nde denizanaları, kabuklu türler, denizkestaneleri de var. Bu Marmara Denizi'nin ekosistemini de bozan ve tehdit eden bir unsur. Bununla ilgili TÜDAV'ın yaptığı birçok çalışma var. Halkı uyarmak için video çalışmaları da var. Yabancı türler açısından Karadeniz ve Marmara Denizi açısından çok önemli. Diğer denizler de önemli ama zaten oralarda yabancı tür çok fazla. İzleme çalışması yapılması lazım. Marmara Denizi'nde izlemeyle birlikte erken uyarı sistemi yapılması lazım. Yeni gelen türlerin karşısında balıkçılar ne yapacaklar? İnsanlar ne yapacaklar? Yüzmek isteyenler ne yapacaklar? Yelken yapmak isteyenler ne yapacaklar? Bunlar planlanmalı. Marmara Denizi'ne gözümüz gibi bakmamız lazım çünkü yabancı türler artıyor. Marmara Denizi bizim yatak odamız biz kirlettik. Belli bölgelerde balıkçılık, turizm, insan etkinliği yasaklanmalı" diye konuştu.