İzmir'de korkutan tespit: Zemin çökmesi ortaya çıktı!
Gümüşhane Üniversitesi’nde zemin çökmelerini güncel jeodezik tekniklerle izlemeye yönelik bilimsel araştırma sürdüren akademisyenlerce, İzmir’in Küçük Menderes Havzası’nda birçok alanın yüzeyinde, aşırı ve yoğun yer altı su kullanımı kaynaklı 18 santimetreye varan çökmeler belirlendi.
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefa Yalvaç ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Kürsüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Alemdağ, zemin çökmelerinin güncel jeodezik tekniklerle izlenmesi ve olaÇalışmalar kapsamında İzmir’e giden akademisyenler, burada Küçük Menderes Havzası’nda incelemelerde bulundu. Havzada birçok alanda yüzey zeminde, aşırı ve yoğun yer altı su kullanımı kaynaklı 18 santimetreye varan çökmeler tespit edildi. İnceleme sonuçlarını makalede bir araya getiren akademisyenler, yer altı su kullanımının, çökme bölgeleri dışında planlanarak acil önlem alınmasını önerdi.sı nedenlerinin araştırılmasına yönelik bilimsel çalışma başlattı.
Çalışmalar kapsamında İzmir’e giden akademisyenler, burada Küçük Menderes Havzası’nda incelemelerde bulundu. Havzada birçok alanda yüzey zeminde, aşırı ve yoğun yer altı su kullanımı kaynaklı 18 santimetreye varan çökmeler tespit edildi. İnceleme sonuçlarını makalede bir araya getiren akademisyenler, yer altı su kullanımının, çökme bölgeleri dışında planlanarak acil önlem alınmasını önerdi.
Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, “Ülkemizde önemli bir tarımsal üretim potansiyeline sahip bu havzada, yer altı su kullanımına bağlı düşey yönlü deformasyonlar, yani zemin çökmeleri belirlenmiştir. Zemin çökmeleri ülkemizde olduğu gibi dünyada da sıklıkla karşılaşılan problemlerdir. Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaleti, Meksika’da, İtalya’da Bologna şehri, İran’da Maşat Havzası’nda da farklı şiddetlerde çökme örneklerini görmek mümkündür. Çalışma alanımız olan Küçük Menderes havzasında doğrudan mevcut çökmelerin tektonik faaliyetler dışında ve yoğun yer altı su kullanımıyla ilişkili olduğunu belirledik. Bölgede aşırı yer altı suyu kullanımına bağlı olarak boşalan yer altı akifer sistemlerin yağışlar gibi doğal yollarla geri beslenememesi zemin çökmeleri problemini de beraberinde getirmektedir. Artık bütün havzalarımız için akılcı uygulanabilir su yönetimi planlaması uygulamamız gerekiyor. Aksi takdirde gelecekte bu zemin çökmeleri tarım dışında daha ciddi sorunlarla karşımıza çıkabilecektir” dedi.
Bölgede binalarda çatlamalar gözlemlediklerini kaydeden Doç. Dr. Selçuk Alemdağ da “Türkiye’nin en büyük çökmelerini bu alanda belirlemiş olduk. Bölgedeki akifer sistemleri ortaya koymaya çalıştık. Torbalı, Bayındır, Tire ve Ödemiş bölgelerinde DSİ’den almış olduğumuz 150- 200 metrelik derin su sondajı verileri yardımıyla bölgede stragrafik kesitlerini oluşturarak alüvyol zeminde meydana gelen zeminin değişimlerini inceledik. Bu kapsamda, Torbalı, Bayındır ve Tire bölgelerinde basınçlı ve serbest akiferler dediğimiz akifer sistemlerinin geçişli olduğunu, Ödemiş bölgesinde ise tamamen basınçlı akiferlerden oluşan bütünleşik akifer sistemi olduğunu belirledik. Ödemiş bölgesinde de gerek mezarlıklarda yaptığımız incelemelerde, binalar, yerleşkedeki birçok alanda kırılma, çatlamalar, kanal güzergahlarında kırılmalar ve döşenen su hatlarında sürekli deformasyonlar gözlemledik” diye konuştu.