İşte asrın felaketinin neden ''asrın felaketi'' olduğunun kanıtı
Deprem bölgesinde hasar tespit çalışmalarına katılan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi'nden "Betonlar, karot numunesi almadan dağılıyordu" açıklaması geldi.
DEPREM bölgesinde hasar tespit çalışmalarına katılan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, izlenimlerini paylaştı. Aynı zamanda Yapı ve Zemin Laboratuvarları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan Yaşar Poyraz, beton kalitesi nedeniyle numune toplama ve delil almada zorlandıklarını söyleyerek, "Daha karot numunesini almadan dağılan, parçalanan, elle ufalanan betonlar izledik. Bu nitelikteki betonun, yapının kendi halinde bile ayakta durması mucize" dedi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İMO Bursa Şubesi üyesi mühendisler, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gitti. Depremlerden etkilenen 11 ilde hasar tespit çalışmalarına katılan İMO Bursa Şubesi, bölgeden döndükten sonra izlenimlerini paylaştı. Deprem bölgesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte gerçekleştirdikleri numune alımlarını ve ortaya çıkan sonuçları aktaran Yaşar Poyraz, doğru mühendislik hizmeti almış yapıların, fay hattı üzerinde bulunmasına rağmen can kaybı yaşanmadan hafif hasarlı olarak depremi atlatabildiğine dikkat çekti.
Aynı zamanda Yapı ve Zemin Laboratuvarları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Poyraz, Hatay'da en büyük hasarların 1999 öncesi yapılarda oluştuğunu belirtti. Poyraz, izlenimlerini şu sözlerle anlattı:
“Bölgelerde yaptığımız gözlemlerde birçok sorun gördük. Bunlardan bir tanesi, planlamada zemin sıvılaşmasının dikkate alınmadığı bölgeler var ki özellikle Amik Ovası'nda ve o bölgede çok fazla. İslahiye'de aynı şeyleri gördük. Bunun dışında beton kalitesinde çok büyük problemler var. Özellikle eski binalarımızda tuvenan malzeme dediğimiz bizim dere malzemesiyle yıkanmamış belli gradasyona sahip olmayan malzemeyle üretilmiş betonların büyük eksikliğini, hatalarını gördük, izledik. İşçilik hataları çok büyük. Özellikle uygulamada biz meslek odası olarak, inşaat mühendisleri olarak sürekli şunu talep ediyoruz, 'Her şantiyeye 1 şef, her şef için 1 şantiye' gibi. Dolayısıyla orada izlediğimiz en büyük eksiklerden birisi, uygulamalarda, şantiyelerde herhangi bir mühendislik hizmetinin alınmadığı. Dolayısıyla çok büyük uygulama hatalarının yaşandığını izledik. Bunlardan bir tanesi betondu, ki yeni yapılan binalarda bile bu beton hatasını izledik. Bunun dışında uygulama, işçilik hataları, donatı hataları, demir hataları, demir eksikliği, testi veyahut da kontrolü yapılmamış donatılardan üretilmiş yapılar. En büyük izlenimlerimiz bizim bunlar."
Felaketin göz göre göre geldiğini söyleyen Poyraz, "Toplumdaki, geçmiş dönemde, mühendislik hizmetinin çok önemsenmemesi, bizim bugün yaşadığımız sorunları beraberinde getirdi. Geçmiş yıllarda hep söyleriz ya, 'Benim kafam çok daha iyi bilir. Sen ne bilirsin' gibisinden tavırlar, bizi bugün yaşadığımız noktaya getirdi" dedi.
'BİRÇOK BİNANIN BUGÜNE KADAR AYAKTA DURMASI BİLE MUCİZE'
Poyraz, beton kalitesi nedeniyle numune toplama ve delil alma aşamalarında çok zorlandıklarını söyleyerek, "Dere malzemesi, tuvenan malzeme veya denizden mavnalarla çekilmiş, içerisinde organik malzemelerin çok fazla bulunduğu malzemelerle üretilmiş betonlar var. Adalet Bakanlığı bünyesinde delil numuneleri alırken, daha karot numunesini almadan dağılan, parçalanan, elle ufalanan betonlar izledik biz burada. Dolayısıyla bu nitelikteki bir betonun, bu tür yapıları ayakta tutması bile bırakın depremi, kendi halinde bile ayakta durması bizim için mucize gibi geliyor. Bu deprem belki bir sebebi oldu. Tüm ülkemizde herkes yapı niteliğinin, mühendisliğinin, donatının, işçiliğin ve betonun ne kadar önemli olduğunu hepimiz birlikte izledik" ifadelerini kullandı.