İstanbul'un Fethi ve Bilinmeyenleri
Bizans şehrini çevreleyen surlar 20 kilometre uzunluğundaydı. Düşmana yüzünü dönmüş Yedikule – Topkapı hattındaki Theodosian duvarları 5.5 km çekiyordu. Tüm şehrin en güçlü duvarları bu konumdaydı.
Haliç boyunca daha seyrek nöbetçilerle korunan duvar 7 km idi. Marmara Denizi’nden Yedikule’ye kadar olan Marmara Duvarı ise 7.5 km kadardı. Zamanın diğer şehirlerle kıyaslaması yapıldığında İstanbul’un dünyanın en iyi surlarına sahip olduğunu söylemek gerekir. Duvarların büyük bir kısmı 1440’lı yıllarda onarılmıştı ve kuşatma başladığında oldukça iyi bir durumda bulunuyorlardı.
İmparator bütün surlara aynı anda adam dikmek yerine yalnız dış duvarları korumayı seçmiştir. İki sıra yüksek duvar üzerine hendeklerle de korunan Theodosian surunun en zayıf noktasını bizzat İmparator Konstantin savunmuş, kuzeyinde Edirnekapı civarını Venedikli komutan Giustiniani, Ayvansaray Eğrikapı arasını (Blachernae) Koslu papaz Leonardo, Yedikule bölgesini de yoğunluklu olarak Venedikli askerler korumuştur.
Genel duruma bakarak sadece surların yerleşimi ile bile savunmacıların dünyanın en iyi korunan şehrinde olduklarına inandıklarını düşünebiliriz. Nitekim kuşatma sırasında Fatih’in de gözünden kaçmayan bazı noktalar olacaktı. Mesela kuzey surlarının kilit noktalarından biri olan Eğrikapı açıklığındaki duvarlar 11. yüzyıldan kaldığı ve onarılmadığı için kötü durumdalardı. Büyük Şahi Topu’nun bir isabetiyle buradaki vaziyet savunanlar için çok kötü bir duruma dönecekti.