İstanbullu her nefeste ölüyor... İşte havası en kirli 8 ilçe!
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hava kalitesini gösterdiği haritada son günlerde İstanbul'a yönelik uyarılar dikkat çekiyor. Kentte bir çok ilçede hava kirliliği tehlikeli boyutlara ulaştı.
Uzmanlar hava kirliliğinin nedenini anlatırken sağlık açısından da değerlendirmelerde bulundu. Akademik Solunum Derneği Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, "Hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde enfeksiyon hastalıklarının arttığını biliyoruz. Mesela kovid enfeksiyon hava kirliliğinin fazla olduğu günlerde kovid enfeksiyonun daha fazla olduğu veya hava kirliliğinin fazla olduğu günlerde kovid enfeksiyonu kapanların daha şiddetli bir seyir gösterdiğini biliyoruz" dedi. Uluslararası Hava Kirliliği Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik ise, "Şu anda çözüm bekleyen en önemli sorunlardan bir tanesi dizel araçların bu kadar serbestçe şehrin her noktasına girebilmesi. Bunun önlenmesi lazım" diye konuştu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, "www.havaizleme.gov.tr" adresinde Türkiye'nin her bölgesinin hava kalitesi anlık olarak yayınlanıyor. Bu sitedeki verilere göre, İstanbul'da özellikle Kağıthane, Esenler, Kadıköy, Ümraniye, Başakşehir, Beşiktaş, Mecidiyeköy ve Avcılar'da hava kirliliği son günlerde yüksek olduğu görülüyor. Kirliliğin yüksek olduğu ilçelerin ana yollara yakın olması dikkat çekiyor. Havası temiz olan ilçeler çoğunlukla rüzgara açık bölgeler olduğu göze çarpıyor. Havanın kirli olması trafik yoğunluğu saatlerine göre de değişiyor. Sabah ve akşam yoğun saatlerde kirlilik artıyor. Kağıthane'de, kirli hava neredeyse gözle görülür durumdayken akşam saatlerinde neredeyse ilçeyi pus kaplıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın sitesinde uyarılarda da bulunuluyor. Yeşil, sarı, turuncu, kırmızı, pembe ve bordo renklerin; her biri hava kalitesini ayrı ayrı temsil ediyor. Yeşil, temiz havayı gösterirken; sarı renk, hava kalitesi uygun ama hassas grupların orta düzeyde etkilenebileceğini belirtiliyor. Turuncu, kırmızı, pembe ve bordo renkler ise tehlike sinyali veriyor. Turuncu, hassas gruplar için sağlık etkisi oluşturabiliyor. Kırmızı, hassas gruplar için tehlikeli ve genel halkı etkileyecek seviyeyi belirtiliyor. Pembe renk, nüfusun tamamının sağlığını etkileyecek seviyede kirlilik olduğunu ve hassas grupların açık havaya çıkmaması gerektiğini gösteriyor. Bordo ise herkesin ciddi sağlık etkisi göreceğini belirtiyor.
Uluslararası Hava Kirliliği Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, "Dünyada her dakikada 13 insan hava kirliliği nedeniyle erken ölümle karşı karşıya kalıyor. Bunun en önemli adresi partiküller. En önemlisi çapı 2.5 mikron ve daha küçük partiküller. Şu anda bütün dünyanın gündeminde olan partiküller bunlar. Bu partiküllerin başta trafik olmak üzere kaynağını biliyoruz. Bütün ortamların bunlardan arıtılması lazım. Bu amaçla yapılması gereken birçok şey var. İstanbul için de bu geçerli. İstanbul 16 milyon nüfusa sahip, 5 bin 400 kilometrekarelik büyük bir metropol. Bu metropolde 4.5 milyon kadar motorlu araç var, bunların 3.2 milyonu otomobil. Bu otomobillerin yüzde 41'i dizel araçlar. Bugün dizeller partikül MP2.5 dediğimiz partiküllerin en önemlilerinden bir tanesi" dedi. "Trafikte seyreden bu araçların en azından partikül üretmeyecek konuma getirilmesi lazım" diyen İncecik, "Bunun da yolu trafikte yeni düzenlemeler, yeni sınırlandırmalar. Ama en büyük adres elektrikli araçlar, onların getirilmesi lazım. Burada yapılması gereken şey şu; insanları toplu taşımaya, özellikle raylı sistemlere yöneltmek gerekiyor. İstanbul'da henüz raylı sistem uzunluğu ihtiyaçların çok altında, 230 kilometrelik bir raylı sistem uzunluğu var.
Şu anda bu İstanbul'a kesinlikle yeterli değil. İstanbul'un ihtiyacı olan 800 kilometrelik bir raylı sistem uzunluğu. Tam bir network kurulduğu zaman İstanbul'da toplu taşımadan insanlar bir yerden bir yere güvenli ve çevreyi koruyarak gidebilirler, bunun sağlanması lazım. Trafik üzerine odaklanarak yeni çözümler bulmamız gerekiyor. Aksi takdirde PM 2.5 partikülü dış ortamda gezinen, yürüyen, duraklarda bekleyen her insanı etkileyeceği kaçınılmaz bir sonuçtur. Şu anda çözüm bekleyen en önemli sorunlardan bir tanesi dizel araçların bu kadar serbestçe şehrin her noktasına girebilmesi. Bunun önlenmesi lazım" diye konuştu.