Hopa böyle temizleniyor: Çöp ve atıklar Karadeniz’e dökülüyor
Hopa böyle temizleniyor: Çöp ve atıklar Karadeniz’e dökülüyor
ARTVİN’in Hopa İlçesi’nde 8 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin de kaybolduğu sel felaketi sonrası çamur ve balçıkla kaplanan ilçede enkaz kaldırma ve temizlik çalışması sürüyor. Heyelan sonrası kayan toprak kütleleri, çamur ve balçıklar ile sel sularının sürüklediği çöp ve atıklar, kamyonlarla taşınarak Karadeniz’e dökülüyor. Denizde oluşmaya başlayan kirliliğe uzmanlar, "Karadeniz çöp kovası değildir” diyerek tepki gösterdi.
Sel felaketi sonrası suların çekilmesi ile çamur ve balçıkla kaplanan Hopa’da aralarında Devlet Su İşleri (DSİ), Karayolları ile İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin de yer aldığı 900 kişilik ekip 300 iş makinesi ile enkaz kaldırma ve temizlik çalışmasını yürütüyor. Heyelan sonrası kayan toprak kütleleri, çamur ve balçıklar ile sel sularının sürüklediği çöp ve atıklar, kamyonlarla Hopa sahilinden Karadeniz’e dökülüyor. DSİ’ye ait iş makineleri kamyonların sahile döktüğü toprak ve balçık ile sel atıklarını denize sürüklüyor. Deniz kıyısında biriken balçık, toprak ve sel atıkları kirliliğe neden oluyor.
UZMANLARDAN TEPKİ: KARADENİZ ÇÖP KOVASI DEĞİLDİRRize Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Mahmutoğlu, Hopa’da yaşanan son felaketinin ders alınmadığı gerçeğini ortaya çıkardığını belirterek, ders almayan bir toplum haline geldiğimizi belirtti. Hopa ve Arhavi bölgesindeki selin doğayla ne kadar uyumsuz olunduğu ve doğanın hoyratça kullanıldığını gösterdiğini ifade eden Mahmutoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Derelere bırakılan çöpler, nehir yataklarına yapılan tesisler daha ne kadar felaket yaşadığımızda ders alacağımızı bilmeyeceğimiz bir geleceğe doğru dörtnala bizleri sürüklemektedir. Bütün doğa gibi Karadeniz de canlıdır ve maalesef can çekişmektedir. Ortaya çıkan çöplerin, balçıkların ve her türlü atığın çok ilkel ve basit bir yöntemle denize boca edilmesi gözbebeğimiz Karadeniz’e vurulan son hançerlerden biridir. Mimarlar Odası olarak bir kez daha uyarıyoruz; bunun yöntemi bu değildir. Çöplerin istiflenip, paketler halinde atık merkezlerine ulaştırılması, balçıkların deniz ve dere yataklarından uzak bölgelerde araziye serilmesi gerekmektedir. Tabii ki bunun bir maliyeti vardır. Bundan kaçmamamız gerekir. Yoksa bugün yaptığımız gibi denizi çöple doldurursak çok yakın bir gelecekte, doğanın hiç hesap edemeyeceğimiz tepkileriyle karşılaşırız. Bizler bu dünyayı dedelerimizden miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık. Emaneti layıkıyla koruyalım ve gelecek kuşaklara teslim edelim."