Diyarbakırlı hastadan suç duyurusu: Koronavirüs salgınında beni kobay olarak kullandılar
Diyarbakır'da ailesiyle Covid-19’a yakalandıktan sonra hastaneye yatırılan 50 yaşındaki şahıs ‘Kobay’ olarak kullanıldığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır'da ailesiyle Covid-19’a yakalandıktan sonra hastaneye yatırılan Mahmut Orak (50), kendisine ‘Işın tedavisi’ uygulandıktan sonra ‘Kobay’ olarak kullanıldığını iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tanık olarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci ile başvuru yapan Orak, “Ankara’dan bir heyet gelecek, seni iyileştirecek dediler. Ben de canımın acısıyla ne yaptığımı bilmeden kabul ederek verdiği kağıtları okumayarak imzaladım” dedi.
Kentte yaşayan Mahmut Orak, ailesi ile birlikte Covid-19 testi vermek için 20 Haziran 2020’de Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müracaat etti. Orak ailesine ilaç yazılarak evine gönderildi. Aile bireylerinde iyileşme görülürken Mahmut Orak ise hastalığı atlatamadı, bir kez daha hastaneye başvurdu. Orak’ın yatışı yapıldı. Tedavisi süren Orak için 26 Haziran 2020’de Diyarbakır Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir heyet tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada dünyada ilk kez koronavirüs tanısı konulan ve yoğun bakımda tedaviye alınan Mahmut Orak’ın akciğerlerine ve kan dolaşımına ultraviyole ışın tedavisi uygulandığını ve bu uygulama sonrasında hastanın testinin negatif çıktığı, 'Türk ışını'nın dünyaya umut olduğu belirtildi.
‘DAVA SÜRECİNE GİRDİM AMA O DÖNEM KORKTUM ÇEKİNDİM’
Mahmut Orak bugün beraberinde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenap Ekinci ile birlikte Diyarbakır Adliyesi önüne gelerek, o dönem kendisine yapılan uygulama ile ilgili şikayetçi olarak suç duyurusunda bulundu. Orak, taburcu edildikten sonra, başka hastaneye gittiğinde yapılan testinin pozitif olduğunu ve o dönem korktuğu için davacı olamadığını iddia ederek, “20 Haziran 2020’de ailecek Covid testi için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisine gittik. Test sonuçlarımız pozitif çıktı. İlaç verip eve gönderdiler. Ailem düzeldi ancak ben düzelemedim. Tekrar gidip yatışım yapıldı. Bazı tedaviler gördüm ilaçla. Doktorum sürekli gelip bana bir tedavi uygulanacağını, Ankara’dan bir heyetin gelerek beni iyileştireceğini söyledi. Ben de canımın acısıyla ne yaptığımı bilmeden kabul ederek verdiği kağıtları okumayarak imzaladım. İmzaladıktan sonra heyet geldi ve beni yoğun bakıma aldılar.
Anestezi ile uyuttular. Ama uyutmadan önce de yüzlerini tanımadığım hepsi robot giyiminde insanlardı. Anestezi sonrasında o tedaviyi uygulamışlar. Sonra uyandığımda boğazımdan ciğerlere kadar tahriş edildiğini ağrıyla hissettim. Sonra oradaki personele sordum neden böyle diye. ‘Normaldir, ciğere müdahale yapılmış’ dediler. Benim dışarıdan hiç haberim yoktu. Bana bir konuşma yaptırdılar, bu yazıyı okuyarak bize teşekkür et dediler. Sanki iyileşmiş gibi bu uygulamayı başarıyla yapmış gibi yazı okuttular. Okuduktan sonra bazı sonuçlarım pozitif ve negatif çıktı. Beni normal servise aldılar. Orada da birkaç gün gözetim altında kaldım. Ailemle irtibata geçtim. Bana dediler, senin haberin var mı? Seni kobay olarak kullanmışlar. İnsanların canının bu kadar ucuz olduğunu bilmiyordum.