Dilmen: Nani ve Van Persie kesmez
Futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe ile ilgili sorulara cevap verdi...
Futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe ile ilgili sorulara cevap verdi...(Sabah)
Nani transferini nasıl buluyorsunuz?F.Bahçe'de Fernandao, Van Persie ve Nani'yi 11 oyuncusu olarak görürsek van Persie'yi sola kaydırıp 4-3-3 oynayabilirsiniz. Zaten zaman zaman gezgin oynayan bir oyuncu. Ama o zaman 4-3-3'ün orta sahasının solunda sol ayaklı oyuncun olması lazım. Altını çizerek söylüyorum; F.Bahçe'nin yeni bir Emre Belözoğlu bulması lazım. F.Bahçe hassas bir takım oldu. Antrenörün taktik bilgisinin muazzam olması lazım. Türkiye'de idare edebilirsin. İdare edemeyeceğin maçlar da olacaktır. Ama Avrupa'da oynarken böylesine bir kadro için teknik adama sadece yönetme kısmında değil başka konularda da sorumluluk düşüyor. Çünkü oynatmadığın oyuncunun mutlu olması mümkün değil. F.Bahçe böyle bir takım oldu. Taktiksel bilgi için bakın iyi olması lazım demiyorum, dahi olması lazım. Dünyanın sayılı dahilerinden biri olması lazım. Artık F.Bahçe'yi basketbol takımı gibi yönetmesi lazım.
Pereira izlenimleriniz?Sezon başı antrenmanlarında tarihte "Pestilini çıkardı, 4 kilo verdiler" gibi manşetleri bu yaşıma kadar sürekli okudum. Didi zamanında da okudum Pereira döneminde de okudum. Ben antrenörken benim için de "Takımın pestilini çıkardı" yazıyorlardı. O yüzden yaz başındaki antrenör yorumlarını değerlendirmiyorum. Ben üç ay bekliyorum.
F.Bahçe için genel bir değerlendirme alarak başlayabilir miyiz sohbetimize…F.Bahçe'de yaşananların arkasında F.Bahçe yönetimi ve başta başkan Aziz Bey'in bir yıl içinde yaşadığı değişim var. Ben antrenör değişiminden çok bir ilke değişimi gördüm. Nedir bu; geçtiğimiz yılın başında Aziz Bey, basın toplantısında sağında İsmail Kartal otururken şöyle bir demeç verdi: "Zaten Avrupa kupalarında yokuz, bu takımın kadrosu şampiyonluk için yeterlidir." Daha da önemlisi "Bu takımı Ersun Yanal mı, Aykut Kocaman mı şampiyon yaptı" dedi. Aslında o günkü konuşma çok ciddi bir stratejik hataydı. Birincisi antrenörlük mesleği mi diyelim kavramı mı diyelim, "Aslında böyle bir şey yok" dedi. Yani dedi ki "İsmail hoca, bu takım şampiyon olursa senin katkınla olmayacaktır. Ersun Yanal ve Aykut Kocaman'ın olmadığı gibi." Bu antrenörlük mesleği açısından da tehlikeli bir cümleydi. Diyelim ki; F.Bahçe şampiyon oldu, geçen yılki puanını 74'ü yakaladı. İki yıl önceki G.Saray, normal puanında kalmış olsaydı antrenör aynı duruyor olacaktı, problem değil antrenörlük. Aradan 4-5 ay geçti devre arası oldu. O zaman da "Transfere ihtiyaç yok" dedi. Yani 2014 Temmuz'unda söylediği 2015'in ilk aylarında geçerliydi. Bunları neye dayanarak söyledi, "Takımıma güveniyorum" doğru, "Fikstürüme güveniyorum" evet haklı. F.Bahçe, ilk yarıyı Beşiktaş ve G.Saray'ın 1 puan önünde bitirmiş olmasına, şampiyon olmuş 4 rakibinden (G.Saray, Beşiktaş, Trabzon ve Bursa) 10 puan almasına rağmen yetmedi. O zaman Aziz Bey, "Bir dakika" diyerek, itiraf etti; "Benim devre arasında söylediklerim geçerli değilmiş." Türkiye günlük yaşıyor. Galatasaray'ın şampiyonluğundan 1.5 ay geçmiş. F.Bahçeliler üzgündü ama F.Bahçeliler şu anda çok mutlu. Böyle yaşıyor Türkiye. Avrupa'da elenirsen "Ama ligimiz var 4. yıldızı alalım" söylemi başlayacak.