Çöken binada 150 kişi ölmüştü... Aranırken yakalanan müteahhitten tepki çeken savunma
Geçen yıl 6 Şubat'ta Kahramanmaraş ve Hatay merkezli meydana gelen, 11 ilimizi yerle bir edip, 55 bine yakın canımızı yitirmemize yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde yıkılan apartmanlardan biri olan Palmiye Sitesi'nde 150 kişi ölmüştü. Aranırken noterde işlem yaparken yakalanan sitenin müteahhidi ise çıkarıldığı mahkemede yaptığı savunmada "yıkılan binalar fay hattı üzerine denk geldi" dedi.
Kahramanmaraş'ta yaşanan yıkıcı depremde 150 kişinin hayatını kaybettiği Palmiye Sitesi'nin müteahhitlerinden olan A.B.'nun tutuklandığı mahkemede verdiği ifade, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kahramanmaraş depreminin en büyük yıkımlarından biri olan Palmiye Sitesi'nin müteahhitlerinden A.B., hakkında yakalama kararı olmasına rağmen İzmir'deki yazlığında tatil yaparken yakalandı. Noterde oğluna vekalet verdiğini belirten A.B., mahkemede yaptığı savunmada dikkat çeken ifadeler kullandı. A.B., "1000 yıllık camiler ve kaleler yıkıldı, binaların fay hattı üzerinde olması nedeniyle yıkıldığını" iddia etti.
Palmiye Sitesi’nin 3 bloğunun 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremde yıkılması sonucu 150 kişi hayatını kaybederken, 16 kişi de yaralandı. Binanın yıkılmasıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında haklarında ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar dava açılan tutuklu müteahhit A.B., müteahhit M.E. (80) ve jeoloji mühendisi Ö.T. (54) ilk kez hakim karşısına çıktı. Kahramanmaraş 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar ile binada ölenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı. Aynı zamanda yıkılan binaların statik proje müellifi ve fenni mesulü olan A.B. ise duruşma salonuna tutuklu bulunduğu İzmir’deki cezaevinden SEGBİS sitemiyle bağlandı. Duruşma, A.B.’nun savunmasıyla başladı. Palmiye Sitesi’ni 154 daire olarak M.E. ile birlikte yaptıklarını ve depremde 54 dairesinin yıkıldığını belirten A.B., suçlamaları kabul etmedi. İnşaat sırasında kesinlikle malzemeden çalmadığını ve siteyi dönemin yönetmeliklerine göre inşa ettiğini belirten A.B., "Deprem yerin 7 kilometre altında olduğundan şiddeti 11 büyüklüğündedir. Bu 11 büyüklüğü AFAD verisidir, teyit edilebilir. 1000 yıllık camiler, kaleler yıkılmıştır. Yıkılan bloklar fay hattı üzerine denk gelmiştir. Depremin enerji dalga boyunun içerisinde kalmıştır. Enerji dalga boyu 2.40 metredir. Dolayısıyla binalar ilk saniyede yıkılmıştır. Bugünkü yönetmelikle yapılsa dahi kurtulma şansı yokmuş" dedi.
Kendisine ait olan, Kahramanmaraş’ın en büyük mağazasının ve birçok dükkanın yıkıldığını ve depremde birçok yakının da enkaz kaldığını, yaşadığı travmadan dolayı İzmir’e gittiğini ifade eden A.B., şöyle devam etti:
"Ben inşaat mühendisiyim ve mesleğimi icra ettim. Bu depremin en büyük mağdurlarından birisiyim, tüm malvarlığımı kaybettim. Daha da önemlisi suçsuz yere özgürlüğümü kaybettim ve hala hapisteyim. Zemin bilimine hakim değilim, zemin firmasından talep edilen rapor belediye sunulmuş ve belediyenin birimlerinden onay alınmıştır. Bilirkişi raporuna göre zemin emniyet gerilimi 3.25 olması gerekirken Jeoloji Mühendisi Ö.T. tarafından 1.5 olarak verilmiştir. Bu olması gerekenin 2.5 kat altındadır ve bu rakama göre bina tasarımı yapılmıştır, tüm statik projeyi etkilemiştir. Ancak Ö.T. tali kusurlu gösterilmiş ve tutuksuz yargılanmaktadır. Zemin etütü yapmadığını, gözlemleyerek bu rakamı verdiğini de itiraf etmiştir."
Savunmasının ardından A.B., müşteki avukatlarından Serpil Yabanoğlu’nun, 'Hakkınızda yakalama kararı varken neye güvenerek ve kim tarafından korunarak notere gidip bu işlemi yapabildiniz?' sorusu üzerine ise "Ben Kahramanmaraş’ın önemli esnaflarından biriyim. Çeklerim ve senetlerim var. Bankalardan, şirketlerden, 8- 10 yerden haciz geldi. Ben namuslu insanım, malımı sattım, borcumu ödedim. Notere, yakalanmayı göze alarak gittim. Çünkü mecburdum ve vekalet verdim" dedi. Diğer müteahhit M.E. da suçlamaları kabul etmedi. Müteahhit olmadığını öne süren M.E., "Ben binanın yapılmasında ortak değilim. Noterdeki imzam ise tanık olarak attığım imzadır, ortaklık imzası atmadım. Binanın yapımıyla alakam yok. Emlakçı gibi müşteri getirirdim" dedi.