Braga-F.Bahçe maçının ardından spor yazarlarının görüşleri
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Braga karşısında aldığı mağlubiyeti ve maçın hakemi Ivan Bebek'in kararlarını değerlendirdi.
Yok mu bir Salih Dursun! (Mustafa Anıklı) Futbolda bazı şeyler kaybedilince en kolayı, "hakeme" oynamaktır. Futbolcu musun, yenildiğinde al hakemi karşına, teknik direktör müsün, yık günahları hakemin üstüne...Allah bilir şimdi Ivan Bebek'ten şikayet edersiniz...İlk yarı boyunca verdiği kararları şöyle bir gözden geçirelim. Ahmed Hassan'ın attığı gole de Allah bilir ofsayt demişsinizdir. Ne olacak ki, adam birazcık önde olsa!Bak sen şu Mehmet Topal'a! Biz de onu Türk futbolunun en efendisi zannederdik. Allah'tan hakem Bebek ortaya çıktı da, Mehmet'in gerçek yüzünü bize gösterdi! Seni gidi seni...Bir de sarı kartını Robin van Persie için çıkardı. İşte orada hatalıydı, istikrarsızdı! Bu kadar doğrunun yanında bir de yanlışı bulunsun değil mi!Şener, tacı yanlış yerden kullanmış, top el değiştiriyor. O sırada da Souza karara kızıyor. Oldu mu şimdi... Hazrolda bekleyip, göz hizasıyla Ivan Bebek'i takip edeceksin, vereceği emirlere göre harekete geçeceksin.Hele Pereira yok mu?Sen tut, koskoca Ivan Bebek'in kararlarına itiraz et. Sen kimsin ki!12 kişilik Braga karşısında, Fenerbahçe hiç de beklenmeyen bir şey yaptı, gol attı! Yazık ki yazık... Bebek'in ilmek ilmek işlediği zafere uzanan ipek yol, Alper Potuk'un bir yanlışı sonrasında darmadağın oldu.Şaka gibi değil mi? Vallahi değil! * * * İkinci yarıda da "Bebek" resitali vardı. Braga'nın en iyisi olarak sahada görülen bir "hakem müsveddesi" öyle bir penaltı icat etti, Mehmet Topal'ı öyle bir attı ki, bunun görüntüleri kesinlikle Türkiye Futbol Federasyonu'nun Merkez Hakem Komitesi'nin eğitim videolarında yer almalı. Bizimkilerin, bir hakemin neler yapmaması gerektiğini başka bir 90 dakika içerisinde bir araya toplanması mümkün değil!Mehmet, iki elini göğsüne toplayarak, yapılması gereken en doğru hareketi yapıyor. Hakem diye ortalarda dolaşan şahsiyet hem penaltıya hükmediyor, hem de Mehmet'i ikinci sarıyla atıyor.Bir de bizim hakemlerimize laf söyleyenler, kafasını ellerinin arasına alsın ve Allah aşkına şöyle bir düşünsün. Mesela Mete Kalkavan pazar günkü derbide tüm bu hareketleri, herhangi bir takım lehine yapsa ne olurdu?Sahi Kuddusi Hocam, siz olsanız Ivan Bebek'e kaç puan verirdiniz...Yok mu Ivan Bebek'e bir kırmızı kart gösterecek Salih Dursun! (Milliyet)
Bebek yüzlü katil (Tayfun Bayındır) Bu skor ve kupadan eleniş bir Fenerbahçe beceriksizliği değil, tam anlamıyla Hırvat hakem Ivan Bebek organizasyonudur. Ofsayttan atılan ilk gol, penaltıyla uzaktan yakından alakası olmayan pozisyon ve ardından gelen kırmızı kart aslında 90 dakikanın tam bir özeti. Ülkemizde çok sayıda hakem uleması var. Her hafta ahkam kesip duruyorlar. Bizim hakemlerimizi yerin dibine sokup, zaman zaman kasıttan zaman zaman eyyamdan dem vuruyorlar. Merak ediyorum, bu maçla ilgili ne yazacaklar. Gerçekten bir Avrupa kupası maçında hele ki çeyrek final yolunda bir FIFA hakeminin sonuca bu kadar net hem de bilinçli bir şekilde etki ettiğini görmedim. İlk 45 dakika çaldığı düdüklerin neredeyse yarısı tartışmaya açık. Kalan diğer yarısı ise Fenerbahçe’yi sindirmek üzere kurgulanmıştı. Hırvat Ivan Bebek’e kötü hakem demek, onun dünkü tereyağından kıl çekercesine organize ettiğe yapıya hakaret olur. Bu kadar başarılı bir taraflı yönetimi ancak üst seviyede ve bu işleri çok iyi bilen hakem yapabilir. Ivan Bebek de dün bunu net bir şekilde bize gösterdi. Vitor Pereira’yı oyun dışına attığı pozisyon ne kadar maça ön yargılı çıktığının kanıtıdır. Bırakın Avrupa Ligi’ni açın Şampiyonlar Ligi’ni hatta en yakın 4-2’lik Bayern Münih-Juventus maçını izleyin. Çok sayıda futbolcunun taç atışlarını 5-10 metre ileriden attığını ve hakemlerin de bu durumda son derece toleranslı olduğunu gördük. Zaten bir hakem eğer toleransını bırakıp maça çıkmışsa o zaman mutlaka sahada facia izlenir. Bir taraf hiç hak etmediği sonuçla maçı kazanır. Diğer taraf da göz göre göre yediği dayak ve kupadan elenişle kös kös evine döner. İşte dün tıpkı böyle oldu. Türkiye, siyasette, sporda, sanatta ve eğitimde dünyanın her yerinde yalnız bir ülke. Hiçbir alanda ne desteğimiz var ne de lobimiz. Her gelen ‘vurun abalıya’ misali tekmeleyip geçiyor. Bu Ivan Bebek, herhangi bir İtalyan, İspanyol hatta Yunan takımının maçını böyle yönetsin de göreyim. O yakasındaki FIFA kokartını, onun gözüne sokarlar. Biz ise sırtını sıvazlayıp duruyoruz, belki az canımızı yakar diye. Bebek, Allah’ından bulsun, başka söyleyecek bir şey yok. Ama şu bir gerçek ki Pereira’ya söyleyecek çok sey var. 1-0’ın avantajıyla gittiğin deplasmanda Diego değil, Ozan oynardı. Daha bir oyunu tutardık, belki daha az sarı kart görürdük. Aslında ilk yarıda her şey istediğimiz gibiydi. Golü de en iyi olduğumuz anda kalemizde gördük. Yanıtı da Braga’nın en iyi olduğu anda verdik. Beklentimiz, soyunma odasından dönüşte orta sahası Ozan ya da Meireles’le güçlenmiş bir takımdı. Ama Pereira bunu tercih etmedi. Yazık, gerçekten çok yazık. Fenerbahçe, bu Braga’yı rahat geçerdi. Hiç hesapta olmayan Hırvat’ı unuttu. Bundan sonrası artık toparlanma vaktidir. (Milliyet)
Ey Collina gör bu rezili (Bülent Yavuz) Bu maç UEFA'nın Türkiye'ye yaşattığı kapkara bir gecedir. Neden mi? Çünkü henüz daha hiçbir Avrupa Şampiyonası finallerine gidememiş, maç yönetememiş; tabiri caizse çaylak hakemini çok önemli bu maça vermesi oldu. Hakem de maşallah UEFA'nın yüzünü kara çıkarmadı. Aynen kendisine yakışan basiretsiz, korkak ve eyyam dolu bir maç yönetti. Zaten 11. dakikada maçın neticesi belli oldu. Hakem ekibi maçı ev sahibine vermek için kararlıydı. Kaldırılmayan bayrak bunun en önemli göstergesiydi. Daha sonra 66. dakikadaki penaltı hakemlik açısından tam bir yüz karası durumdu. Üstüne üstlük bu pozisyonda hiçbir günahı olmayan, ellerinin hiçbir suçu olmayan Mehmet Topal, kırmızı kart görüncü işin iyice çivisi çıktı. Fenerbahçe artık sahada sakin ve dingin görmek mümkün değildi. Hakem beyefendi oyunu bozdu. Çığırından çıkardı. Verdiği kararlarla Fenerbahçe elendi. Adeta kabus dolu bir geceyi de hem Fenerbahçe'ye hem de Türkiye'ye yaşattı. UEFA hakem patronu Mr. Collina bu gece acaba mutlu mudur? Maçı seyrettiğine adım gibi eminim. Bakalım bu 'Korkunç Ivan' Collina'dan gereken cezayı alacak mı? Fenerbahçe turu bıraktı ama çok da büyük ağır yaralar aldı. Pereira tribüne yollandı. Mehmet Topal, Alper Potuk ve Volkan Şen kırmızı kart gördü. Bu ruh hali ve psikolojik bozukluğu Fenerbahçe'nin kolay kolay kaldıramayacağını düşünüyorum. Bir hakem çıkıp geliyor ve Türkiye'nin göz bebeği olan bir takımı paramparça ediyor. Hakikaten pes!Sahi unutmadan da şunu söylemek istiyorum. Yatın kalkın Türk hakemlerine dua edin. Yabancı, yabancı diye söylenenlere de çok iyi bir örnek olmuştur... (Habertürk)
Bir F.Bahçe, bir Braga bir de Bebek!.. (Ercan Güven) Bırak aga bırak!.. Portekiz’e kazanmaya gitmişin de, baskı altında oynamayı severmişsin de...Sen önce savunmana bak! Sonra takım disiplinine.Ve hakeme...Türkiye’de “büyük takım” kontenjanından hakem hatası varsa senin lehine.Savunman burada yavaş rakiplere karşı ideal ölçülerde.Kazanırken disiplin de pek bozulmuyor.Ama hikaye Portekiz’de geçiyorsa işte böyle dramatik bir boyut kazanıyor.İyi istirahatler tribünde! Yazık... Kaçan fırsat ne kadar büyükse kaçıranlara o kadar ayıp.Oysa Fenerbahçe, Braga maçına şoke eden bir girişle başladı. İstanbul’dakinden bile hızlıydı... Aslından olağan temposuydu Fenerbahçe’nin. Herkesin alışık olduğu önde basmasıydı. Yakın oynamasıydı... Hızlı paslaşmasıydı...Ama bir gollü galibiyet cebinde gittiğin deplasmanda maça böyle girmek doğal olarak rakibin beklemediği bir olaydı.Fenerbahçe sürdürebilse mesele yoktu. 12. Adam sahada olmasa sürdürebilirdi belki de.Braga’nın toparlanması için “sinyal” hiç umulmadık bir yerden, hakemden geldi!Evet... Henüz 9. dakikada tam sahanın ortasında Mehmet Topal ile birlikte Hırvat hakem Ivan Bebek’in maskesi de düştü!.. Hakem Bebek pozisyonu görmemesine rağmen Topal’ın kendisini kandırmak istediğine kanaat getirdi her nedense.Yahu rakip ceza sahası yakınlarında falan olsa neyse, santra civarında kim kimi kandıracak. Hadi diyelim ki, kandırmak istedi sen de yemedin... Vermez faulü geçersin. Sarı kart neyin nesi? İlk maçın yıldızı Mehmet Topal’ı frenlemek miydi yoksa niyeti?Galiba öyle... Ne Braga’nın elini gördü Hırvat hakem, ne Fenerbahçe’nin avantajını. Ama Van Persie’ye gelince gözleri kartal kesildi. Braga’nın ilk golü bile ofsayt kokan bir çizgi hatasından geldi.Operasyon tamamdı... Fenerbahçeli futbolcular tedirgin ve laçka sinirlerle devam ederken Braga toparlanıyor, sarı lacivertlilerin pasları bile yerini bulamaz hale geliyordu. Daha ilk yarıda uçup gidebilirdi çeyrek final. Hani Türkiye’de hakemlerimize “ince ince doğrama” edebiyatı yapanlar var ya... Bebek’i görmeleri lazımdı.Bir taç atışını ajitasyon aracına çevirip Souza’ya sarı kartlık işler yaptırmak ve devamında Pereira’yı tribüne yollamak için hakem beceriksizliği yetmez, kötü niyeti de gerekirdi.Tüm bu koşullarda devre bitmeden beraberlik golünü yakalamak, Fenerbahçe’nin en gergin anlarda bile kafası ile ayaklarını senkronize edebilen yıldızlara sahip olduğunun belgesidir aslında...Ama Hırvat hakem Ivan Bebek Braga adına “bu maçı alacağız başka yolu yok” diyordu! İkinci yarıda Fenerbahçe ceza alanı çevresinde bol bol serbest vuruş verdi Braga’ya ama baktı ki gol atamıyorlar, direkt müdahale etmek zorunda kaldı hakem. Ceza alanı içinde iki kolunu göğsüne yapıştırmış Mehmet Topal’ın eline değdi bahanesiyle penaltıyı çaldı. Tabi ikinci sarı kartla Mehmet Topal’ı dışarı atıp Braga’nın turunu garantilemeye çalışarak...Böylesi görülmedi.İyice sersemlemiş Fenerbahçe’den Nani ve Diego’yu aynı anda alıp Kadlec ve Volkan’ı sokarak gol atmak peşinde mi, bir gol daha yememek niyetinde mi belli olmayan Pereira’nın katkısıyla üçüncü golü yedi Fenerbahçe ve o anda tur gitti.Braga’nın dördüncü golü günün hediyesiydi.Sahadan sekiz futbolcu ve dört golle çıkan Fenerbahçe ise hakemin becerisi.Yazık... Ama suçu kendinde arayacaksın... Sadece bildiğini yapacağına her olasılığa karşı önlem alacaksın aga. (Milliyet)