Beşiktaş - Galatasaray maçının ardından yazar görüşleri
Spor yazarları, Beşiktaş-Galatasaray maçının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Utanç gecesi - Serhat Ulueren (Vatan)İNANIN içimden, sizin topunuzun da başkanınızın da seyircinizin de Allah belasını versin demek geliyor. 15 Temmuz gecesi direkten dönmüşüz, hainler her yerden pörtlemiş, kendi askerimize, en yakın arkadaşımıza şüpheyle baktığımız bir dönemde, üstelik futbolda birlik, beraberlik ortaya koyacağımız dün gece yaşananlar tam bir hainliktir, tam bir şerefsizliktir. YETER diye haykırmak istiyorum... Kim dur diyecek? Maçın adı Beşiktaş-G.Saray... Hani rakip F.Bahçe olsa derim ki, zaten F.Bahçeli’nin F.Bahçeli’den başka dostu yok, düşmanı çok... Ortada sarı-lacivert renk yok ama nefretin alası var... Ne oluyor bu ülke insanına arkadaş? PROVOKATÖRLERE dikkat edin, bu hainler, FETÖ’cüler Türk futbolunun zaten içindeydi, şimdi de amaçları kardeşi kardeşe öldürtmek... Türk insanı tam kenetlenmiş, aaa bakıyorsun Konya’da taşlamalar, bıçaklamalar, yumruklamalar ve meşale skandalları... Kimse bunun masum bir holigan işi olduğunu anlatamaz. G.Saray tribünlerinden, üstelik Muslera’nın bulunduğu kaleye meşale, patlayıcı atılması sıradan bir olay olamaz... Kesin provokasyon var bu işin içinde... AMAÇLARI belli... 15 Temmuz gecesi yapamadıklarını futbolla yapmak... Bugün 30-40-50 bin kişiyi demokrasi nöbetleri dışında, Cumhurbaşkanımızın dışında toplayabilecek bir güç var mı? Hayır... Bu kalabalıklar nasıl toplanabilir? Sadece futbol maçıyla... Herkes dikkat edecek. Bu hainler yarın stat önünü de patlatır, metroda da katliam yapabilir... Sakın dolduruşa gelmeyin. FUTBOLUN F’Sİ YOK YA başkanlara ne demeli? Neden Gençlik ve Spor Bakanı’nın, Federasyon Başkanı’nın yanında oturmazlar? Neymiş efendim, maraton tribünü Beşiktaş taraftarlarına verilmiş de G.Saraylılar kızmış da... Allah sizi bildiği gibi yapsın. 6 gün önce Cumhurbaşkanımız, bir sözüyle Başbakan ve muhalefet kanadını bir araya getirmedi mi? Milyonlar ‘Tek millet, tek yürek’ olmadı mı? Ama siz hâlâ bir kaprisler devam ediyorsunuz... Orman’ı da Özbek’i de kınıyorum. Artık ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız... Birlik, beraberlik ortamını bölmeye, kapris yapmaya hakkınız yok. İKİ kulübün başkan ve yöneticileri yaramaz adam, seyircilerin olay çıkaranları hain ve alçak, futbolcular ise tembel ve iş göremez durumda... Futbolun F’sini göremedim. Yorumlamaya gerek yok. Dünkü utanç gecesine imza atanları lanetliyorum. Türk Futbolundan defolun gidin...
Kupa varsa durun! - Atilla Gökçe (Milliyet)Eğri oturup doğru konuşalım... Süper Kupa maçları şampiyonluk ve Türkiye Kupası’nın kazanıldığı sezonun sonunda oynanmalı... O başarıları elde eden futbolcuların emeğine saygı gösterilmeli... Yeni sezonda oynanınca kadrolar değişiyor... Gidenler-gelenler oluyor... Emek sahipleri dışarıda kalıyor... Türkiye Futbol Federasyonu bu durumu yeniden gözden geçirmeli... Gördük ki, sezon başında iki takımın da hamlıkları, eksikleri, noksanlıkları var... Yeni sezonda yeni oyun taktikleri hazırlamaya çalışıyorlar ama henüz hazır değiller... Yeniler ile eskilerin uyumu da tartışmalı... Her neyse, sezon başında bu durumu anlayışla karşılamalı... Beşiktaş, geçen sezon kadrosunda yer alan oyuncularla maça başladı. Sonradan Ömer Şişmanoğlu, Quaresma ve Adriano katıldılar... Yine de şampiyon takımın oyun anlayışının çok değişmediğini, topa sahip olduğunu, kayıplarına ve eksiklerine rağmen, (Gomez, Gökhan Töre, Sosa) oyun alışkanlıklarını sürdürdüler... Topa daha çok sahip oldular... Hücumda daha çok yer aldılar... Ne var ki, Cenk’in, sonradan giren Ömer’in, Olcay’ın ve Oğuzhan’ın skor üretimine bir katkısı yoktu... Cenk üç büyük gol fırsatını kötü vuruşlarla direk diplerinden dışarı gönderdi, Muslera’ya teslim etti. Belli ki Beşiktaş’ın Gomez açığı kapanmamış... Bu takım Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek... İyi niyetli çocuklara hiç sözüm yok ama Gomez ayarında uluslararası karakterde bir golcü gelmezse Beşiktaş gruptan çıkamaz... Yöneticiler, stoper ve savunma oyuncuları ile çok meşgul oldular.. Hâlâ da anlamsız bir arayış içindeler... Peki, Gomez’in Nisan ayından beri yaptığı varyeteden hiç mi bir şey çıkarmadınız? Beşiktaş’ın golcü transferinde bir gaflet uykusuna yattığından kuşkulanıyorum... Galatasaray, yeni oyuncuları (Tolga Ciğerci, Bruma, Eren Derdiyok) oynatırken zorlanmadı... Sneijder tecrübesi ve aklıyla, Muslera örümcek adamlığıyla, Galatasaray’ı ayakta tuttular. Beşiktaş’ın baskısına çok çabuk kontrataklarla tehdit içeren bir oyunla karşı koydular... 120 dakikalık mücadelenin çırpınan, didinen takımı Beşiktaş ama ustalıkla sükunetini koruyan tarafı da Galatasaray oldu. 99’da Sneijder-Hakan Balta işbirliğinden Cim-Bom öne geçti. Beşiktaş’ın 1-1’i yakalayan golü ise Olcay-Quaresma hattından gayet akıllıca kaleye yönelttikleri topun Chedjou’nun kendi kalesine hamlesiyle geldi.Penaltılara bakacak olursak, Şenol Güneş’in herhalde dudağı uçuklamıştır... Oğuzhan, Cenk Tosun ve Atiba’nın vuruşları hayal kırıklığı, yetersizlik ve beceriksizlik örneğiydi. Son söze gelelim: Ortada kupa varsa orada durun... Çünkü Galatasaray var...
Kaleci farkı! - Bilal Meşe (Milliyet)Beşiktaş otobüsüne taşlı ve sopalı saldırıları izlerken, tüylerim diken diken oldu. Dün Beşiktaş, yarın bir başka takım otobüsünün başına da gelebilir. Üç-beş çapulcunun taşlı saldırısı, gelecek adına bizi kaygılandırıyor açıkcası! Ülkemizin dayanışma ve sevgiye en çok ihtiyacı olduğu şu günlerde böylesi fotoğraflar inanın bize hiç yakışmıyor. Bu spor arkadaşlar, spor! O taşladığınız insanlar bu oyunun bir parçası ve bu ülkenin insanları! Bunun adı asla taraftarlık olamaz. Görüntüler çok net, bulun atın içeri, en ağır cezayı verin, verin ki, diğer gözü dönmüş holiganlara ders olsun. Süper Kupa finaline gelince; Galatasaray cephesinde öyle aman-aman bir değişim göremedik, Bruma hariç... Çıraklıktan ustalığa terfi etmiş, olgunlaşmış ve de çok hızlı, tutabilene aşkolsun. Rakibi bırakın, hızına takım arkadaşları bile ayak uyduramıyor. Ancak Aslan pozisyon fukarası, ligde işi çok zor! Valla Beşiktaş’ın yumuşak karnı asla savunmanın göbeği falan değil, tam tersi sıkıntı forvette. Elle tutulur tek Cenk Tosun var, o da girdiği net pozisyonları gole çeviremiyor, maalesef. 13, 54, 88 ve 90’da yakaladığı pozisyonlara bakın, ne demek istediğimiz anlaşılır. Dememiz o ki, Devler Ligi için, kaliteli bir forvet şart. Tolgay istekli, hırslı, Sosa’yı kesmesi ve onun yerini doldurması şimdilik çok zor gibi. Gözümüz Gomez’i arıyor, Güneş hoca da bizler gibi onun kalitesinde oyuncuyu bekliyor! Günler geçiyor, lig önümüzdeki hafta start alıyor, yeni forvet konusunda yönetimin işi ağırdan almasına da doğrusu bir anlam veremiyoruz! Eee, o kadar pozisyon üretir atamazsınız, önce geri düşersiniz, Chedjou’nun kendi kalesine attığı golle maçı penaltı atışlarına götürürsünüz! Orada da liglerimizin en iyi kalecisi Muslera’ya toslar, Süper Kupa’yı Aslan’a kaptırırsınız! Yeni kural değişiklikleri devreye sokuldu, bakalım hakemlerimiz bu yeniliklere nasıl ayak uyduracaklar, merak ediyoruz! Daha ilk maçta penaltı atışında Kalkavan Baltan’ın ihlalini göremedi! Hadi bunu geçtik, Kalkavan yüzde yüzlük penaltıyı da es geçebiliyor! Bruma, Tosiç’e arkadan yükleniyor, indiriyor, bize göre buz gibi penaltı, Kalkavan’a göre yok! Hadi buyrun burdan yakınız! Kalkavan daha dakika bir bu hatayı yaparsa, vay sezonda takımların haline! Artı Kalkavan vermediği faullerle siyah-beyazlı futbolcuları adeta isyan ettirdi!
FETÖ'ye hizmet eden holiganlar!.. - Ercan Güven (Milliyet)Galatasaray’ın kupası “süper” de... Konya’da poposu tokatlanıp sezonun ilk nefesini “ağlayarak” alan futbolun“atmosferi” hâlâ zehirli, hâlâ sağlığa zararlı, belki eskisinden beter!.. Kim bu veletler?.. Beşiktaş otobüsünü taşa tutup dört kişiyi bıçaklıyorlar yollarda. 15 Temmuz gecesi Köprü’de, Belediye önünde, Özel Kuvvetler merkezinde vatandaşı katledenlerden ne farkları var? Hem de bu millet “söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diye tankların altına yattığı, 20 milimetrelik Cobra toplarına boya mermisi “paintball” muamelesi yaptığı bir süreçte ve futbol gibi teferruatın da teferruatı bir işte... Tam da “kardeşlik hukuku artık Türkiye’nin yeni mizacıdır”sandığımız günlerde... Görüntüleri var... Yakalayıp teste sokmak lazım; zeka özürlü değillerse mutlaka Fetö’ye çalışıyorlar. Tamam... Hoşgörü ve centilmenlik adına çok zorlu bir sınavdır futbol!..Rekabet dozunu ayarlamanın en aklı başında adam için bile çok güç olduğu, zevki tarafgirlikle artan, kışkırtıcı/heyecanlı bir oyundur...Kötü davranışın yaptırımı bile yoktur... Küfür, bela, nefret, itiş kakış, hatta şiddet, toplum gözünde “kulüp sevgisi” ile “maç heyecanı” filtrelerinden süzülüp adeta hoşgörüldüğünden suç ve ceza kavramları Oğuzhan’ın çalımları kadar karmaşıktır. Üstelik futbol geçmişimizde çok kötü alışkanlıklarımız vardır.Hepsine tamam... Ama nerede yaşıyor bu adamlar?Yenikapı’da şer güçlere ve bölünmeye “başka kapıya” diyen bu milleti de mi göremiyorlar, duyamıyorlar? “Münferit olay” falan demesin kimse... O salaklar yakalanır... Yaralananlar iyileşir... Otobüsün camları yenilenir. Asıl önemlisi, “tılsımı” bozdular!..15 Temmuz’dan beri kişisel bir neden olmadan birbirlerine giren ilk TC vatandaşları oldular. Açık söylüyorum; böyle kritik bir dönemde nifak ve provokasyona bu kadar açık, memleket meselelerinden bu kadar bihaber insanların, futbolu “bir bölen” yapmalarına izin verilmemelidir. Konya’da anlaşıldı ki, deplasman yasağı, kaldığı yerden başlamalıdır. Statta olan bitenler sokaktaki kadar ağır değildi neyse ki… Sorumlular Süper Kupa’ya tam bir devlet ve spor adamlığı hassasiyeti ile hazırlansa da... Demokrasiye, şehitlere, kardeşliğe vurgu yapan koreografi ve pankartlar muhteşem olsa da... Tempolu, mücadeleli gibi gözükse de doğru dürüst pozisyonu bile olmayan ilk yarıya damgasını vuran iki şey vardı: Beşiktaş’ın verilmeyen penaltısı ile sahaya atılıp oyunu durduran meşaleler. O kadar ki, Muslera çıldırıp kale direğinde krampon kırdı uzatmalarda.Yani, orta boyutta ve tekrarlanan bir tribün terörü daha... Ve yapanların üzerinde otobüsü taşlayanlarınki gibi Galatasaray forması.Ne oluyor?.. Niye bu kadar gergin Galatasaraylılar? Her iki hocanın da “aman gol yemeyelim” diye başladığı maçın tam yarısında Şenol Hoca, Kerim’in yerine Quaresma’yı oyuna sokarak kazanmayı hatırladı ama Şampiyonlar liginde oynayan Beşiktaş’a bozuk para gibi pozisyon harcayan, penaltıyı bile atamayan Cenk yerine iyi bir santrfor lazım belli ki. Gel de Gomez’i arama... Galatasaray ise Bruma ve Sneijder’in sırtına binerek oynadığı maçta geçen sezondan kalan daha oturmuş takımın avantajıyla karşılık verdi ve uzatmalara kadar oyunu dengeledi. Maçı yönlendiren, taktik değil futbolcuların psikolojisi ve gayreti haline geldi uzatmalarda. O yüzden bir devresi Galatasaray’ın diğeri Beşiktaşındı.Süper Kupa’nın sahibini penaltılardaki hatalar belirledi. Kazanan final deneyimi genlerine işlemiş Galatasaray... Açıkçası ilk maç, sıcak hava, uzayan maç, kolay değildi henüz “olmamış meyva” kıvamındaki iki takım için de... Zaten Süper Lig’e en hazır olanlar, bilerek veya bilmeyerek Fetö’ye hizmet eden holiganlar.