Adanalı Çılgın Türkler Uzay'a öyle bir şey gönderdi ki...
Adanalı kebapçı, ''İnsanlı Uzay Yolculuğu Uluslararası Günü'' dolayısıyla helyum balonuyla stratosfere boru kebabı yolladı. 38 kilometre havaya çıkan kebap daha sonra Hatay’da denize düştü.
Adanalı kebapçı Yaşar Aydın, ‘İnsanlı Uzay Yolculuğu Uluslararası Günü’ nedeniyle patentini aldığı ‘Boru Kebabı’nı uzaya göndermek için harekete geçti. Uzay Mühendisliği 3’üncü sınıf öğrencisi girişimci İdris Albayrak ile tanışan Aydın, fikrini paylaştı.
Isıya dayanıklı strafor bir kutu tasarlayan Albayrak, üzerine de kamera ve takip cihazı yerleştirdi. Daha sonra hazırlanan boru kebabı, içi helyum gazı dolu balona sabitlenerek ‘İnsanlı Uzay Yolculuğu Uluslararası Günü’ nedeniyle uçurulurdu. Yaklaşık 3 saat boyunca yerden 38 kilometre havaya çıkan balon daha sonra patladı ve kutu, paraşüt yardımıyla Hatay’da denize düştü.
Kebabın stratosfere çıkış anıysa kutu üzerine sabitlenen kamera tarafından kaydedildi. Uzaya fırlattığı kebabını Hatay’da düşen denizde takip cihazı sayesinde bulan Aydın, kıyıdan yaklaşık 8 mil uzaklığa düşen kebabını alarak kente geri döndü.
"UZAYA KEBAP YOLLADIK AMA ACILI SEVMİYORLARMIŞ"
Personelleri tarafından havai fişek eşliğinde karşılanan Aydın, uzaya ilk gönderilen kebap projesini tamamladığı için mutlu olduğunu söyledi. Farkındalık oluşturmak için çabaladığını aktaran Aydın, daha sonra şu ifadeleri kullandı:
“Bir takım çalışmalar yapıyorduk. Ardından da bir ekiple iletişime geçtik ve onlarla bu projeyi gerçekleştirdik. Aslında Portakal Çiçeği Karnavalı’nda bunu yapacaktık ama olumsuz hava koşulları nedeniyle 12 Nisan Uluslararası ‘İnsanlı Uzay Yolculuğu Uluslararası Günü’nde gönderdik. Başarılı bir şekilde kebabımız uzaya gitti. Belirli bir yükseklikten sonra balon patladı ve Hatay’da denize düştü. Bizde oraya gidip kebabımızı aldık. Hep bir şeyler üretmek istiyorum. Farkındalık olsun istiyorum. Bu tür etkinlikleri yapmak istiyorum. İleri de çocuklarımız böyle güzel şeyler varmış desin. Uzaylılar yesin diye uzaya kebap yolladık ama acılı sevmiyorlarmış diye geri yolladılar.”