2 bin yıllık antik çeşme, 13 asır sonra suya kavuştu
Burdur'un Gölhisar ilçesindeki Kibyra Antik Kenti'nde 2 bin yıl önce inşa edilip, 7'nci yüzyıla kadar kullanıldığı belirlenen çeşme, restore edilerek yeniden suya kavuştu.
Horzum Mahallesi'nde birbirinden derin yarlarla ayrılan hakim 3 tepe üzerinde kurulu Kibyra Antik Kenti'nde; 2006'da başlatılan kazı çalışmaları, 2010'dan itibaren Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru başkanlığındaki ekip tarafından sürdürülüyor. 2016'da UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil olan Kibyra'daki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izin ve destekleri haricinde, Burdur Valiliği, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Gölhisar Kaymakamlığı ve Gölhisar Belediye Başkanlığı'nca da destekleniyor.
'3 FARKLI KULLANIM EVRESİNE SAHİP'
Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru ve ekibi, Kibyra'da 2016'da Agora'nın 3'üncü teras düzlüğünün merkezinde konumlanan yuvarlak planlı çeşme yapısını açığa çıkardı. İlk inşa döneminin ardından çeşme yapısına, çeşitli dönemlerde eklemeler ile değişiklikler yapıldığını belirten Doç. Dr. Özüdoğru, "7,5 metre yüksekliğe ve 15 metre çapa sahip çeşme yapısı, 3 farklı kullanım evresine sahip. Sütunlar, kabartmalı frizler ve heykellerle süslenmiş çeşme yapısı, merkezinde blok örgü ile oluşturulmuş ve orta noktasına su sisteminin döşendiği yuvarlak gövde ve bunu çevreleyen, biri içte, diğeri dışta olmak üzere daire formlu 2 havuzdan müteşekkildi. Blok örgü, merkezdeki yuvarlak gövde sütunlar ile taşınan konik bir çatıyla kapatılmıştı" dedi.
DEPREMDEN SONRA İNŞA EDİLMİŞ
Kazı çalışmalarından elde edilen bulgulara göre, çeşmenin milattan sonra 23 yılı depreminin ardından inşa edildiğini anlatan Doç. Dr. Özüdoğru, "Çeşme yapısı, 23 yılı depremi sonrası kentin yeniden inşası sırasında yapılmış olup, bu ilk kullanım evresinde merkezinden su sisteminin geçtiği yuvarlak gövde ve tek havuzdan oluşmaktaydı. Olasılıkla milattan sonra 2'nci yüzyılın son çeyreğinde ikinci havuz eklenmiştir. İkinci havuzun üzerinde orijinalinde olması gereken 12 adet bronz heykelden ise hiçbir iz bulunamamış olup, sadece heykellerin ayaklarının yerleştirildiği yuvalar tespit edilebilmiştir. Çeşmenin çatısının milattan sonra 417 depreminde çöktüğü ve büyük oranda zarar gördüğü anlaşılmış olsa da elimizdeki arkeolojik veriler, yapının bazı tadilatlar sonucunda yine aynı işleviyle Erken Bizans Çağı'nda da olasılıkla milattan sonra 7'nci yüzyıl sonlarına kadar kullanıldığını göstermiştir" diye konuştu.
'GÖRKEMLİ ÇEŞME YAPISI AYAĞA KALDIRILDI'
Doç. Dr. Özüdoğru, 2022'de başlayan restorasyon çalışmalara ilişkin de şunları söyledi:
"Öncelikle yapılan belgeleme çalışmaları sonucunda, çeşme yapısının üst kısmında taç şeklinde yapıyı tamamlayan konik çatısının bir kısmı haricinde toplam 168 orijinal mimari eleman kullanılarak restorasyonu tamamlandı. Günümüze ulaşmayan ve eksik olan 24 mimari eleman ise imitasyon olarak üretilmiş ve yapının bütünlenmesi sağlanmıştır. 2022 yılının Ağustos ayında başlayan restorasyon çalışmaları, aynı yıl 21 Aralık itibarıyla tamamlanmış ve bu görkemli çeşme yapısı ayağa kaldırılmıştır."