Ünlü ekonomistten döviz kuru için endişe yaratan tahmin
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlTürkiye 2023 seçimleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği 14 Mayıs'a doğru geri sayıma başlamışken 18,80 TL barajında tutulmaya çalışılan dolar ve rekor üstüne rekor kıran Euro kuru için ünlü ekonomist yazarı Alaattin Aktaş'tan "Ya yay kopacak ya ok birden fırlayıp gidecek" uyarısı geldi.
Merkez Bankası dolar kurunu frenlemek için çok önemli iki karar birden aldı. Bunlardan biri kur korumalı mevduat hesaplarındaki faiz tavanının kaldırılması diğeri de ihracatçılara özel kur düzenlemesi oldu.
Ekonomim.com'dan Alaattin Aktaş'ın "Bütün tuşlara aynı anda ancak bir süre basılabilir!" başlıklı yazısında önemli uyarılarda bulundu. Aktaş, "Eskiden darbe dönemlerinde “Genelkurmay'ın ışıkları yanıyor mu” lafı çok kullanılır, bunun kara mizahı yapılırdı. Şimdi de herhalde “Merkez Bankası’nın ışıkları yanıyor mu” diye sormak gerekecek. “Yanıyor yanıyor; Merkez Bankası’nda ışıklar yanıyor, demek ki yeni bir karar yolda!" ifadelerini kullandı.
Alaattin Aktaş'ın yazısı şöyle:
"Çok eskiden "Genelkurmay'ın ışıkları yanıyor mu" diye kara mizah yapılırdı, artık şimdi "Merkez Bankası'nın ışıkları yanıyor mu" diye konuşulacak. Işıklar yanıyorsa yeni bir karar geliyor demektir. Anlaşılan Merkez Bankası'nda ışıklar hiç sönmüyor, seçime kadar da sönecek gibi değil. Daha kapsayıcı, detaylarda kaybolmayı önleyecek, kafa karışıklığına yol açmayacak, yani daha kestirme bir karar alsanız! “Seçime kadar mevcut döviz kuru rejimi askıya alınmıştır. Bu süre boyunca sabit kur rejimine dönülmüştür. Nokta!”
Ne uğraşıyorsunuz her gün yeni bir karar alarak dövizin artmasını önlemeye! Eskiden darbe dönemlerinde “Genelkurmay'ın ışıkları yanıyor mu” lafı çok kullanılır, bunun kara mizahı yapılırdı. Şimdi de herhalde “Merkez Bankası’nın ışıkları yanıyor mu” diye sormak gerekecek. “Yanıyor yanıyor; Merkez Bankası’nda ışıklar yanıyor, demek ki yeni bir karar yolda!”
Bu duruma getirdiniz!
Kur korumalı mevduatla başlayan ucube uygulamalar serisi bitmek bilmiyor. Gün geçmiyor ki dövizin artmasına set vurmak amaçlı yeni bir adım atılmasın. İnsan takdir etmiyor da değil doğrusu! İyi düşünüyorsunuz bütün bu adımları. Ama keşke enerjinizi doğru adımlar atmak için kullanabilseniz. Ancak yapamazsınız ki, düğme yanlış iliklenmiş bir kere, siz gömleğin pot vermesini önlemek için uğraşıp duruyorsunuz. Nereye kadar, ne zamana kadar? Bunların normal bir politika seti olmadığının da farkındasınız.
Takip etmekte bile zorlanılır hale gelinen bu kararlar iktisat politikasının klasik unsurları olsaydı şimdiye kadar herhalde uygulardınız. Ama değil ki uygulamadınız, bu belli. Tek amaç var ve ona uygun olarak ne gerekiyorsa yapılacak:
“Döviz kurunun seçime kadar artması önlenecek!”
Oldu olacak madem her şey emirle yapılmaya çalışılıyor; “Döviz kurunun seçime kadar artması yasaklanmıştır” diye bir karar alın da hep beraber rahatlayalım!
Peki sonra?
Her gün yeni bir keşifte bulunurcasına uygulamaya konulan kararlar, bunların süreklilik gösteremeyeceğinin ve geçici olduğunun da bir itirafı sayılır. Seçimin ertesi gününü düşünün, ne olacak? Bu kararlar uygulamada kalmaya devam edecek mi? Hiç mümkün görünmüyor. Zaten sandıktan Millet ittifakı galip çıkarsa çok şey değişecek de, seçimi Cumhur ittifakı kazansa bile yine bu kararlar kalıcı olamayacak, olamaz da... Yay her geçen gün geriliyor. Ya yay kopacak ya ok birden fırlayıp gidecek. O yüzden de seçimden hemen sonra o yayı gevşetmek kaçınılmaz olacak.
KKM'DE FAİZ TAVANINI HAZİNE 92.5 MİLYAR ÖDEMEDEN KALDIRSAYDINIZ YA!
Dün bu satırları kaleme aldığım saatlerde kur korumalı mevduat hesaplarında faiz tavanının kaldırılması kararı verildiği bilgisi geldi ve yeni düzenlemenin tüm hesapları kapsadığı algısı doğdu. Mantıklı olanı da buydu çünkü. Oysa akşam saatlerinde durum netleşti. KKM'de "politika faizi+3 puan", yani mevcut durumda yüzde 12 olan tavan faiz, yalnızca DTH dönüşümlü hesaplar ve altın hesapları için kaldırılmıştı. Başlangıçta TL cinsinden hesap açtıranlara yine şu an için yüzde 12 olan faiz tavanı uygulanacaktı. Bir söz var "Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" diye...
KKM için farklı faiz tavanı oluşmasına yol açanlar herhalde şunu hesap etmedi. TL yatırarak hesap açtırmış olanlar bu hesaplarını kapatarak döviz alıp aynı hesabı DTH dönüşümlü olarak açtıracaklardır. Durup dururken döviz talebi yaratılmış olacaktır. Dolayısıyla TL cinsi KKM hesabı açtıranlar için de faiz tavanının kısa sürede kaldırılması beklenmelidir. Merkez Bankası dün iki kararı daha yürürlüğe koydu.
Bunlardan biri kur korumalı mevduatta faiz tavanının kaldırılması. KKM uygulaması başladığından beri bu hesaplara politika faizinin en fazla 3 puan üstünde faiz uygulanabiliyordu. Son durumda politika faizi yüzde 9 olduğu için bu hesapların faizi de en fazla yüzde 12 olabiliyordu. Uzunca bir süre kur artışı faiz getirisinden yüksek olduğu için faizi hiç önemsemeyen hesap sahipleri, kur artışı çeşitli yollarla önlenince yalnızca yüzde 12 faize kalmış, bu oran da normal mevduat faizinden çok düşük olunca KKM’den çıkış başlamıştı. Merkez Bankası da bu çözülmeyi frenleyebilmek için faiz tavanını kaldırma kararı aldı. Artık bankalar KKM sahibine istedikleri faizi verebilecek. Hesap sahiplerinin KKM’den çıkıp başka alanlara gitmesi önlenmiş olacak, en azından bu sağlanmaya çalışılacak.
Peki şimdi sormayalım mı, “KKM hesaplarına en başta niye tavan faizi getirdiniz” diye... “Tavan faizi getirerek kur artışı faiz getirisinin üstünde olduğu için Hazine'den dokuz ayda tam 92.5 milyar lira ödenmesine niye yol açtınız” diye... (İlk ödeme martta başladı, kasımda da fark ödemesi yoktu, o yüzden dokuz ay.) Sormayalım mı, “Belki faizi sınırlamasaydınız bu 92.5 milyarın bir kısmını daha yüksek faiz verecekleri için bankalar üstlenecek, bu tutarın belki de yarısı bütçede kalacaktı, bunu niye yapmadınız” diye...
Kur artışının faizden fazla olması durumunda bunun Hazine için yük olacağı o kadar açıktı ki... Bunu KKM uygulamasının başladığı günlerde, bu köşede, ta 29 Aralık 2021’de yazmış ve “Kur korumalı mevduata niye tavan faiz getirildi” diye sormuştum. Sözüm ona faizler yükselmeyecekti ya, bankaların da KKM üstünden bir faiz yarışına girmesi istenmiyor gibiydi ya, bu gerekçelerle “politika faizi + 3 puan” kararı getirildi. Şimdi de “politika faizi + istediğiniz kadar” kararı alındı. Çare yoktu, çünkü KKM çözülmeye başlamıştı. KKM’yi tutmak için kuru bırakmak olmazdı, o zaman faizi salmak gerekiyordu, o yapıldı.
Demek ki neymiş; hem faizi, hem kuru birlikte kontrol etmek mümkün değil diyenler doğru söylüyormuş. Hemen ortaya atılanlar çıkacaktır; “Ama politika faizi yüzde 9” diye... Doğru da, o faizin bir anlamı kaldı mı ki...
Yeter ki döviz gelsin
Dünün kararlarından biri de yurt dışından getirilip Merkez Bankası’na satılan dövizler için destek ödemesi yapılmasını öngörüyor. Firmaların yurt dışı kaynaklı dövizlerini bankalar aracılığıyla Merkez Bankası’na satmaları durumunda belli bir süre boyunca döviz alım yapmama taahhüdünde bulunulması şartıyla firmalara dönüşüm kuru üzerinden TL’ye çevrilen tutarın yüzde 2’si kadar döviz dönüşüm desteği ödenecek. Yani Merkez Bankası nereden ne bulabilirim, nereden döviz temin edebilirim diye doğrusu epeyce uğraş veriyor. Bu yolla kayda değer bir döviz gelir mi, bilemeyiz; zaman gösterecek."
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol