Türkiye İş Bankası Genel Müdürü’nden ‘kripto para’ açıklaması
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlKripto para borsalarının güvenilirliği konusunu da değerlendiren Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Kripto paraya yatırılan birikimin bir gecede kaybedilmesi, yarılanması riski var” görüşünü dile getirdi.
Nisan ayı başında İş Bankası Genel Müdürlüğü’ne atanan Hakan Aran, bankanın rakamları, hedefleri, dijitalleşme ve bankacılık sektörü ile ekonomiye ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Aran, İş Bankası’nın internet sitesinde “100. yıla giderken ilk hedefimiz geleceğin bankasını inşa etmek” başlığıyla yayımlanan açıklamasında, dijital para ve kripto para konularının birbirine karıştırılmaması gerektiğini söyledi. Blokzincir teknolojisi ve dijital paraların, geleceğin teknolojileri olduğunu, reform paketindeki dijital para konusunun kripto paradan çok farklı olduğunu daha öncede ifade ettiğini aktaran Aran, şu görüşleri paylaştı:
KRİPTO’NUN RİSKLERİ
“Merkez bankalarının çıkardığı dijital paralar, itibari paraların dijital versiyonudur. Oysa kripto paralar konusu; henüz ülkemiz dahil dünyanın pek çok ülkesinde düzenlemesi yapılmamış ya da kısmi yasaklama yönünde yapılmış, teknoloji, siber hırsızlık, fiyat oynaklığı, dolandırıcılık ve düzenleme açısından çok büyük riskler barındıran, aracılık yapan şirketleri seçerken dikkatli ve temkinli olunması gereken, henüz piyasa yapıcılığı olmayan riskli bir alandır. Bu alandaki servet çok az sayıda adreste toplanmış durumdadır. Ciddi bir yoğunlaşma vardır. Aracılık eden kuruluşların ise bir kısmı şeffaf, sahipliği, finansal gücü ve son durumu bilinen kuruluşlar değildir. Bunları anlatmaya çalışmış ve kripto paraya yatırım yapmış olanlar tarafından eleştirilmiştim. Bugün yaşanan fiyat düşüşleri, faaliyetine bir gecede son veren kripto para borsası ve vatandaşın parasını alarak bir gecede buharlaşan kripto para şirketi; kripto paralar için ‘yasal güvenceden yoksun kumardan farksız bir alandır’ derken ne demek istediğimi üzücü bir şekilde gösteriyor. Yasal düzenleme yapılana ve piyasa yapıcılığı kavramı gelene kadar vatandaşımızın tüm hayatı boyunca uğraşarak, zorluklarla oluşturduğu ve kripto paraya yatırdığı birikimin bir gecede kaybedilmesi, yarılanması riski vardır. Bir para veya menkul kıymet olmadığından yasal düzenlemesi yapılanlara göre çok yüksek riskli bir dijital varlıktır. Ülkemizde geçen hafta yapılan düzenleme sonrası Türkiye sınırları içinde bir ödeme aracı da değildir. Arkasında bizleri büyüleyen dağıtık blokzincir teknolojisi, lütfen gözlerimizi kamaştırıp kripto paralar konusundaki bu eksiklikleri ve riskleri görmemize engel olmasın.”
‘EKONOMİYE DESTEĞİMİZİ DEVAM ETTİRECEK GÜÇ VE SAĞLAMLIKTAYIZ’
Hakan Aran, bankacılık sektörünün 2020 yılında kur etkisi hariç aktiflerde yüzde 24,6, kredilerde yüzde 25, mevduatta yüzde 19,9 büyüdüğünü hatırlatarak, İş Bankası olarak 2020 yılında aktifleri yüzde 26,9 büyüterek 594 milyar TL düzeyine getirdiklerini ve bunun en yakın özel banka ile 100 milyar TL’nin üzerinde bir fark anlamına geldiğini söyledi.
Aran, İş Bankası’nın canlı kredilerde yüzde 27,7’lik artış ile 345 milyar TL’lik bir hacme, gayrinakdi kredilerde de yüzde 28,6 artış ile 119,6 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaştığını belirtti. Mevduatta yüzde 24,7 büyüme ile 368,9 milyar TL’ye çıktıklarını bildiren Aran, bu rakamlarla özel bankalar arasında ilk sırada yer aldıklarını vurguladı.
İş Bankası’nın yüzde 18,68’lik sermaye yeterlilik rasyosuna sahip olduğuna işaret eden Aran, “Ekonomiye desteğimizi devam ettirebilecek güç ve sağlamlıktayız. 2020, bilanço sonuçları anlamında büyüdüğümüz bir yıl oldu. 2021 yılında da yine hanehalkının ve reel sektörün finansmanında etkin olmaya devam edeceğiz. Her yerde, her sektörde varız. Her zaman yaygın bir kredilendirme anlayışı gözetiyoruz ve buna da devam edeceğiz” diye konuştu.
Aran, bu yıl İş Bankası’nda kredi büyümesinin yine TL ağırlıklı olarak gerçekleşeceğini ve TL kredileri yüzde 15 civarında büyütmeyi öngördüklerini söyledi. Mevduatın, ana fonlama kaynağı olmaya devam edeceğini vurgulayan Aran, mevduat konusunda iddialı olduklarını, 2021 yılında TL mevduatı yüzde 25 artırmayı hedeflediklerini belirtti.
‘DİJİTALLEŞME RÜZGÂRINA EN HAZIRLIKLI SEKTÖRLERDEN BİRİ OLDUĞUMUZU GÖRDÜK’
Sektördeki dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler ile İş Bankası’nın bu alandaki çalışmalarına ilişkin olarak da görüşlerini paylaşan Aran, salgının dijitalleşmeyi çok hızlandırdığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Salgınla birlikte dijitalleşme rüzgârına en hazırlıklı sektörlerden biri olduğumuzu gördük. Süratle aksiyon aldık. Bankacılık sektörü, hem dijitalleşme seviyesi hem teknolojik altyapı hem de finansal açıdan ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Mobil bankacılık bir anda ana kanal, temassız ödemeler ve internetten ödeme ana ödeme yöntemleri haline geldi. Krediler, bir anda mobilden verilmeye başlandı. Hatta taksit öteleme işlemlerinin bile mobilden yapılabildiği bir aşamaya geldik. Pandemide şubelerin çalışma saatlerinin daralması bankacılık faaliyetlerini etkilemedi. Mevduatlar, dijital kanallardan fiyatlandı. Bu dönemde zorluklara rağmen hiç kimse ‘ben bankacılık hizmetlerine ulaşamıyorum’ demedi. Türkiye, pandemi dönemi kısıtlamalarında hiçbir aksaklık olmadan finansal hayatına devam etti.”
‘BANKALAR ARTIK BİRER TEKNOLOJİ ŞİRKETİNE DÖNÜŞÜYOR’
Dünyada uzun süredir dijitalleşme ve teknolojinin önemi konuşulurken, herkesin, dijitalleşmenin moda bir eğilim değil, bir ihtiyaç, ayakta kalmak için hayati bir zorunluluk olduğunu salgın döneminde daha net şekilde farkına vardığını ifade eden Aran, “Bu açıdan bakıldığında, bankalar artık birer teknoloji şirketine dönüşüyor. Bankacılık sektörünün geleceğini bu dönüşüm belirleyecek” dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Aran, rekabetin, bilinen eski sınırlar içinde birbirinden belirgin çizgilerle ayrılan tarzda olmayacağına dikkati çekti. Bankacılıktaki rekabetin sadece bankalar arasında değil, fintech’ler ve techfin’lerle bankalar arasında da olacağını, bankacılığın sadece bankaların birbirleriyle rekabet ettiği bir alan değil, fintech’ler ve techfin’lerin de girdikleri bir alan haline gelmeye başladığını, tüm bankaların gelecek planlarını buna göre yaptıklarını belirten Aran, bu resmin birtakım fırsatlar da sunduğunu ifade etti.
Aran, dijitalleşmeyi tüm süreçlerine uyarlayan kurumların daha avantajlı hale geldiklerini vurguladı. “İş Bankası’nın teknoloji ve dijitalleşmedeki eğilimi görerek çok önceden yola çıkan, bu kapsamda dijitalleşmeyi tüm süreçlerine adapte eden, Silikon Vadisi’nden Çin’e, Kıbrıs Kalkanlı’ya kadar inovasyon merkezleri açan ve buralardan beslenen bir kurum olduğunu” belirten Aran, “her bir müşterinin kendisini ‘bankanın tek müşterisiymiş’ gibi özel hissedeceği, geleceğin bankacılık iş modelini, yapay zekâ teknolojisini kullanarak hayata geçirmeyi ve müşteri deneyimini mükemmelleştirmeyi amaçladıklarını” kaydetti.
Aran, teknoloji yatırımlarıyla müşterilerin pratiklik, hız ve kolaylık yönündeki beklentilerini kusursuz bir dijital deneyimle karşılayacak biçimde kaliteli ve özelleştirilmiş bir bankacılık hizmeti olarak sunmaya özen gösterdiklerini ifade etti.
Gelecekteki bankacılığın; “ıslak imzaların atılmadığı, tüm işlemlerin tamamen dijital paralarla internet üzerinden yapıldığı, hatta bunun ötesinde bir banka sistemine girme zorunluluğunun olmadığı, hangi iş nerede yapılıyorsa o işin bir parçası olarak orada bankacılık hizmetlerinin alındığı bir biçimde olacağının” altını çizen Aran, “Önümüzdeki dönemde açık bankacılık, platform bankacılığı, görünmez bankacılık, yapay zeka ile kişiselleştirilmiş bankacılık, dijital paralar ve blokzincir en çok konuşulan kavramlar olacak ve bunlar bankacılığa damgasını vuracak. İş Bankası’nı, tüm bu kavramların öncüsü olarak görmeye devam edeceksiniz” dedi.
‘MÜŞTERİ VERİSİNİN NASIL KORUNACAĞI EN KRİTİK NOKTA’
Finans sektörünü ve mevcut bankacılık iş yapış şekillerini temelden değiştirme potansiyeli bulunan açık bankacılığa ilişkin düzenlenmelerin adım adım devreye girdiğine işaret eden Aran, veri sahipliğinin kurumlardan müşteriye geçtiği açık bankacılığın müşterilerin bankacılık hizmetlerine ilişkin deneyimini, bankaların kendi aralarındaki rekabetini ve fintech’lerle olan iş birliğini etkileyeceğini söyledi.
KRİPTO PARA: GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ
Hakan Aran, dijital para ve kripto para konusunun birbirine karışmaması gerektiğini vurgularken, henüz düzenlemeleri yapılmamış kripto para piyasalarındaki yüksek risklerin altını çizdi.
Blokzincir teknolojisi ve dijital paraların, geleceğin teknolojileri olduğunu, reform paketindeki dijital para konusunun kripto paradan çok farklı olduğunu daha önce ifade ettiğini aktaran Aran, geçmişte bu konuda yaptığı uyarılarla ne demek istediğinin güncel gelişlemelerle ‘üzücü bir şekilde’ görüldüğünü anlattı.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol