Tbb-masak Çalıştayı

Tbb-masak Çalıştayı
Güncelleme:

Maliye Bakanı Ağbal: (2) "Terörizmin finansmanı ile mücadele ediyoruz, ülke olarak bu kadar duyarlılık gösteriyoruz, ama bizimle aynı duyarlılığı paylaşması gereken ülkelerdeki uygulamalara bakıyoruz, ülkemize karşı temel bir tehdit oluşturan terör örgütü

İSTANBUL (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, terörizmin finansmanı ile mücadele ettiklerini, ülke olarak duyarlılık gösterdiklerini belirterek, "Ama bizimle aynı duyarlılığı paylaşması gereken ülkelerdeki uygulamalara bakıyoruz, ülkemize karşı temel bir tehdit oluşturan terör örgütünün açıkça bir bankacılık sistemi üzerinden kaynak toplamasına imkan veriliyor" dedi.

Ağbal, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) - MASAK Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, bakanlık olarak istişare süreçlerinden oldukça istifade ettiklerini belirterek, "Görüştüğümüz sivil toplum örgütleri piyasanın hassasiyetlerini tek tek dile getiriyor. Biz de bunları bir bir hayata geçireceğiz. Çok yakın zamanda özellikle finans piyasasını, bankacılık kesimini ilgilendiren vergi düzenlemeleri yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Bu düzenlemeleri yaparken katılım bankaları ve ana omurgayı oluşturan bankalarla önemli istişareler yürüttüklerini ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:

"İstiyoruz ki finans sektöründe vergi, rekabete karşı eşit mesafede olsun. Paydaşlar ya da aktörler arasında rekabet yapılırken vergi üzerinden bir eşitsizlik olmasın. Finans sisteminde vergi öngörülebilir olsun. Hep beraber toplantılarda konuştuk, gerçekten bazı vergi kanunlarımızdaki düzenlemeler belirsizlikler içeriyor. İster istemez yatırımcılar bu belirsizlikten dolayı yatırım kararlarını erteleyebiliyor ya da geleceğe dair belirsizlik içerebiliyor. Bu konuda Bankalar Birliğine teşekkür ediyorum. Güzel fikirleri vardı. Bunları gelir vergi paketiyle ortadan kaldırırız."

Ağbal, hem para politikasında hem de maliye politikasında ihtiyatlı duruşun aynen devam edeceğini vurguladı. Bu yıl için yüzde 1,3 bütçe açığı öngörüldüğünü anımsatan Ağbal, bunu realize etmek için her türlü tedbirin alınacağını vurguladı.



- "Döviz kurunda önemli olan istikrar"



Bakan Ağbal, mali disiplinin her zaman ülke ekonomisine önemli katkı veren bir çıpa niteliğinde olduğunu belirterek, buna mutlaka sahip çıkılması gerektiğini kaydetti. Burada para politikasının duruşunun da çok önemli olduğunu ifade eden Ağbal, şunları söyledi:

"Dışarıdan global gelişmelere bakıldığında şu anda Türkiye ekonomisi için ılımlı iyimser bir kısa vade görünümü var. Biz bu kısa vade görümünü hem göreceğiz hem de ihtiyatlı duruşumuzu devam ettireceğiz. Bir takım kısa ve orta vadede karşılaşabileceğimiz riskleri öngörüp, onların farkında olarak gereken tedbirleri alacağız. Ekonomi hiçbir şekilde maceraya girilecek bir alan değildir. Mutlaka ekonomide rasyoneliteden ayrılmadan ekonominin gereği ne ise onu yapacağız. Bir taraftan yatırım, üretim, ihracat ortamını geliştirecek yapısal reformlara devam edeceğiz diğer taraftan yatırımcının üretim yapanın, ihracatçının önünü görebileceği makroekonomik parametlerin sağlam ve istikrarlı olmasına önem vereceğiz. Döviz kurunda önemli olan istikrardır. Döviz kuru eğer dün, bugün ve yarın seviye itibarıyla istikrarlı gidiyorsa yatırımcı önünü görür. Faiz mutlaka çok önemli bir parametredir. Faiz seviyesi ekonominin kısa ve orta vadeli görünümünü son derece etkiler. Burada da uygulayacağımız politikalar ekonomik gerçeklerle uyumlu olmak durumundadır."


- "Kayıt dışı ile mücadelenin temel yollarından biri paranın takip edilmesi"


Bakan Ağbal, bankacılık sektörünün önemini vurgulayarak, kayıt dışı ekonomi ile mücadele anlamında bakıldığında özellikle 2000'li yılların başından itibaren kayıt dışı ekonomi aşağı geliyorsa devlet ve hükümet olarak aldıkları tedbirlerin yanında bankacılık kesiminin de kayıt dışı mücadeleye verdiği katkının yadsınamayacağını söyledi.

Ağbal, nakdi ekonomiden kaydi ekonomiye geçişte bankacılık sisteminin önemli vazifeler gördüğünü anlatarak, "Özellikle birçok düzenlemeyi yaparken bankacılık sisteminden Maliye Bakanlığı olarak istifade ediyoruz. Kayıt dışı ile mücadelenin temel yollarından biri paranın takip edilmesidir. Ekonomi ne kadar kayıtlı ekonomi haline dönüşürse, ne kadar kurumsallaşma artarsa, ölçek ekonomileri ne kadar iyileşirse kayıt dışı ekonomi o kadar azalıyor. Bankalarımızın kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye verdiği katkılardan dolayı hepinize teşekkür ediyorum, inşallah bu mücadeleye hep beraber devam edeceğiz" diye konuştu.

Kara para ile mücadele çalışmalarının 1990'lı yılların başlarına kadar uzayabileceğine işaret eden Ağbal, "Hatırlarım, ilk 1996 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile bu kara para aklamayla mücadele konusunda mevzuat düzenlemesine başladık sonra yasal bir düzenleme ile 1996 yılından bu yana kurumsal kapasite olarak FATF'in (Mali Eylem Görev Gücü) aradığı, beklediği şartları taşıyan bir ülkeyiz. Bu konuda bir mali istihbarat birimimiz var, yeterli sayıda elemanı var, bilgi işlem altyapılarına sahip, ikincil mevzuatını oluşturmuş bir kurumsal yapımız söz konusu" şeklinde konuştu.

Ağbal, mevzuat düzenlemeleri olarak bakıldığında birincil ve ikincil mevzuat bakımından uluslararası normları karşılayan mevzuat düzenlemelerinin bulunduğunu dile getirdi.
Uluslararası işbirliğine bakıldığında global ölçekte kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadeleleri anlamında Türkiye'nin hep öncü ülkeler arasında yer aldığını belirten Ağbal, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu alanda en fazla öne çıkan FATF'in Türkiye aktif bir üyesidir. Kara para aklama ve terörizmin finansmanı mücadelelerinde Türkiye her türlü uluslararası iş birliği içerisinde olmuştur. Üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiştir. Bugün en çok konuştuğumuz konu terörizmin finansmanının önlenmesidir. Kara para aklamayla mücadele genellikle suç ekonomisi dediğimiz kaynaklardan elde edilen gelirlerin bir şekilde farklı yollardan sisteme katılmasıdır. Terörizm bir insanlık suçudur. Terörizm bütün insanlığı tehdit eden bir suçtur. Terörizme karşı mücadele edilecekse bunun en önemli bacaklarından biri finans kaynaklarının önlenmesi, kurutulması ve bir şekilde sisteme girmesinin engellenmesidir. Bu öyle bir network ki ulusal değil, globaldir. Dolayısıyla terörizmin finansmanı ile mücadele ulusal değil, global bir mücadeledir. Ülkeler bu konuda üstlerine düşen her türlü yükümlülüğü sonuna kadar yerine getirmek durumundalar.

2 gün önce tesadüfen bir televizyon kanalında bir haberi izlerken fark ettim. Bir terör örgütü Avrupa'da açıkça bir bankanın hesap numarasını vererek oraya yardım yapılmasını talep edebiliyor. Bunu gördüğümde hakikaten üzüldüm. Terörizmin finansmanı ile mücadele ediyoruz, ülke olarak bu kadar duyarlılık gösteriyoruz. Ama bizimle aynı duyarlılığı paylaşması gereken ülkelerdeki uygulamalara bakıyoruz, ülkemize karşı temel bir tehdit oluşturan terör örgütünün açıkça bir bankacılık sistemi üzerinden kaynak toplamasına imkan veriliyor. Terörle mücadele Türkiye'nin tek başına yürütmesi gereken bir mücadele değil. Terörün tehditlerine karşı kimsenin kendini korunaklı hissetmesi mümkün değil."

Ağbal, Türkiye'nin bu konuda uzun yıllardır gösterdiği hassasiyetin ne kadar önemli olduğunu, son dönemde küresel olarak yaşanan olayların gösterdiğini vurgulayarak, Türkiye'nin şunun, bunun teröristi demeden bütün terör örgütlerine karşı açık bir tavır sergilediğini dile getirdi.


- "Bir takım legal yapıların içine sızmış yapılar da var"


Bakan Ağbal, Türkiye'de bu konuda başta bankalar olmak üzere duyarlı bir anlayış ve yapılanmanın bulunduğuna dikkati çekerek, "Son yıllarda şüpheli işlem bildirimlerinin bu kadar artmasının arkasında yatan temel neden bankaların buna olan inancıdır. Terörizmin finansmanının önlenmesine olan inancıdır. Bir idari kapasite oluşturmadan, uyum görevlisi atanmadan, orada eğitim yapılmadan, iç kontrol ve denetim mekanizmaları kurulmadan ve her şeyin başında bu meseleye inanmadan şüpheli işlem bildirim sayısı bu seviyelere gelemez. Türkiye'de bankalarımızın, mükelleflerimizin, devletimizin, bizlerin gösterdiği sorumluluğu diğer ülkelerden, çağdaş toplumdan da bekliyoruz" dedi.

Bakanlık olarak terörizmin finansmanı ile mücadele alanındaki kararlılığının devam ettiğini ifade eden Ağbal, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'nin içinde veya dışında Türkiye'yi tehdit eden bir takım terör yapıları var. Bunlar öyle yapılar ki bir takım legal yapıların içine sızmış yapılar da var. Biz bunların hepsi ile 'Paralel Örgüt Yapılanması' dahil, bütün terör örgütlerine karşı devlet, hükümet, bakanlık olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Asla bir devletin kendi egemenlik hakkından vazgeçmesi, taviz vermesi mümkün değil. Burada yürüteceğimiz mücadelenin en önemli ayaklarından biri bankacılık sistemindeki bizim sağlam duruşumuz olacak.

Yapılacak çalıştay sonrasında sunulacak tebliğler ve değerlendirmeler olacak. Özellikle terörizmin finansmanın önlenmesi konusuna özel bir önem verilmesi son derece hayatidir. Bize düşen görev özellikle bu konuda önemli tecrübe ve bilgilerimizi paylaşmak, riskleri sizlere aktarmak ve nasıl mücadele edeceğimizi belirlemektir. İnşallah bu çalıştay hem kara para aklamayla mücadeleye hem de insanlığın baş belası haline gelen terörizmin finansmanı ile mücadeye ciddi katkı verir."


(Son)