Hükümetin yastık altı altın planı için İslam Memiş'ten dikkat çeken uyarı

Geçtiğimiz Cuma günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında finansal piyasalarda Türk Lirası cinsinden enstrümanların çeşitlendirilmesi ve yatırımcılar için daha cazip hale getirilmesi kapsamında yürütülen çalışmaları ele alınmıştı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ile ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin de katıldığı toplantı sonrasında yapılan açıklamada ise "Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılmasına yönelik mevcut sistemlerin geliştirilmesi amacıyla önümüzdeki dönemde atılması planlanan adımlar görüşülmüştür" denilmişti.

İşte bu açıklamanın ardından Türkiye'de küçük, büyük tüm yatırımcıların "güvenli limanı" olarak bilinen altın için ekonomi yönetimi tarafından atılacak adım merakla beklenmeye başlamıştı.

AK Parti iktidarının yastık altı altın planlarını değerlendiren Altın ve para piyasaları uzmanı İslam Memiş tv100'de kaleme aldığı yazısında "Son 10 yıldır yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması için birçok proje üretildi. Farkındalık oluştu ancak yeterli olmadığı açık." dedi.

İslam Memiş, yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması için göz önünde bulundurulması gereken noktalar olduğunu belirterek bu noktaları 7 maddede şöyle listeledi:

1. Yastık altı fiziki altını genelde ev, araç alacaklar ya da düğün yapacaklar biriktiriyor. Eğer bu vatandaşlarımızın birikimleri ilk kez ev veya araç alacaklara kredi kolaylığı sağlanırsa isabetli olur. Fiziki altın veya dövizini getirenlere öncelikli kredi gibi.

2. Sürekli yastık altındaki altınlar konuşuluyor ancak gümüş nedense hiç konuşulmuyor! Daha önce görev almış bakanlara bu konuyu birçok kez izah ettim ancak bir gelişme olmadı. Halbuki yastık altında fiziki tonlarca gümüş var. Bunlarında sisteme dahil edilmesi gerekli.

3. Bankaların eksper uygulaması yeniden gözden geçirilmeli ve yapılandırılmalı. İstismarın önüne geçilmeli, denetime açık ve şeffaf olmalı.

4. Bankaların alım-satım makas aralığı normalleşmeli. Yatırımcı bankaların alım-satım makas aralığından zarar ettiği için fiziki birikimi tercih ediyor. Bankaların makas aralığının normalleşmesi, sisteme geri dönüşleri hızlandırır.

5. Fiziki altınların kabulünde işlenmiş altınların tüm ayarları kabul görmeli. “Sadece 22-24 ayar kabul ediyoruz” düşüncesi yanlış. Bunun gibi onlarca eksikliğin tamamlanması, projelere destek verebilir.

6. Geçen ay altın kotası ve yarım gram altınların üretilmesi yasağı gibi genelgeler yayımlandı. Kota ve ek mali yükümlülük tarafı tamam ancak yarım gram altın üretimi yasağı yanlıştı. Bu insanları korkuttu. “Yarın da 1 grama yasak gelir” düşüncesini doğurdu. Üretim yasaklama uygulamasının iptal edilmesi gerekli.

7. Getiri elde edilen ve fiziki geri alınabilen projeler tuttu. Diğerleri tutmadı.

Dolar, Euro ve altın için ''büyük bir tufan geliyor'' uyarısı

Öte yandan İslam Memiş, altın ve gümüş fiyatlarında yaşanan düşüş paniğine karşı uyardı. "Rüzgar tersine dönecek!" başlıklı Youtube videosunda değerlendirmeler yapan Memiş, 'Büyük tufan' uyarısını yinelerken detaylandırdı.

Altın ve gümüş fiyatlarındaki düşüşlerin yarattığı paniğe işaret eden İslam Memiş, "Gerçek para birimi altın ve gümüştür. Gerçek para birimlerinde ons taraftaki düşüşlerin nedeni, ABD Merkez Bankası Fed'in politikaları. ABD'de enflasyon malum yüksek. Ne diyorlar? Biz yüzde 2 hedefliyoruz. Bunun için faizleri artıracağız diyorlar. Başka çareleri yok." dedi.

 İslam Memiş küçük ya da büyük farketmeksizin yatırımcının kafasındaki sorunun "faize mi yatırsam, KKM'ye mi girsem, borsaya mı yatırsam, döviz mi alsam, altına mı yatırsam" olduğunu belirterek bu soruya şu yanıtı verdi: 

 "Borsa iç piyasada yükseliyor, kur-faiz yükseliyor. Kenarda 1 milyon lirası olan dolar alsa da, borsaya girse de, euro alsa da kazanıyor. Evini arabasını satsın herkes oturduğu yerde kazansın ne güzel değil mi? İşte burada algılanması gereken şu. Büyük bir tufan geliyor.

Ekim ortalarında küresel ekonomilerde büyük bir tufan bekleniyor. Farklı stresleri, farklı fiyatlamaları gündeme getiriyorlar. Mesela göç sorunu. ABD'de halk sokaklarda göçmenleri engellemek istiyor. Gösteriler yapıyorlar.

Avrupa'da, Türkiye'de aynı problem var. Küresel ısınmadan kaynaklı, ekonomik krizlerden kaynaklı dünyada hiçbir şey yerli yerinde değil. Parası olanın da kafası karışık. Faize mi yatırsam, KKM'ye mi girsem, borsaya mı yatırsam, döviz mi alsam, altına mı yatırsam?

Dünyada bütün şirketlerin yavaş yavaş iflaslarına şahit olacaksınız.

Ons tarafındaki baskılanma 1874 dolar, belki aşağı yönlü kırılır ancak bu düşüşler kalıcı değil. Önümüzdeki ay Dünya Altın Konseyi, merkez bankalarının nasıl altın stoklarını artırdığını açıklayacak. Ons tarafındaki düşüşler merkez bankaları nedeniyle. Kriz patlayınca, altın satarak bunu aşmaya çalışacaklar. Dolar endeksindeki yükselişler kalıcı değil. Yatırımcıları ters köşeye yatırıyorlar. Kimse elindeki altını, gümüşü, euro'sunu, sterlininin satmasın. Rüzgar tersine döndüğünde 'keşke'lerle dolu sohbetler göreceksiniz. Ekimden sonra 'altın, gümüş alım fırsatı verir mi?' sorularını soracaklar. Zamanında ekeceksin, zamanında biçeceksin. Şu anda stok yapma zamanı, alma zamanı. Bu düşüşler büyük bir tufanın habercisi."

İslam Memiş'in TV100'deki yazısının tamamı için...