Hazine ve Maliye Bakanı Elvan'dan 128 milyar dolar açıklaması
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlHazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, 128 milyar dolar tartışmalarına ilişkin canlı yayında açıklamalarda bulundu. Elvan 128 milyar dolar iddiasına da yanıt verdi.
Merkez Bankası'nın rezervine yönelik tartışma, siyasetin bir numaralı gündem maddesi. CHP'nin gündeme getirdiği "128 milyar dolar nerede?" soruna, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'dan yanıt geldi. NTV canlı yayınında konuşan Bakan Elvan, "Yöntem eleştirilebilir, tartışılabilir ama 'yolsuzluk var' ithamları doğru bir yaklaşım değil. İşlemler Hazine hesapları üzerinden MB tarafından yapıldı. Hazine ile TCMB arasında 2017'de imzalanan protokol yasaldır" dedi. Elvan, büyüme hedefleri ile ilgili, "2021 ilk çeyrekte yüzde 5 civarı bir büyüme bekliyoruz. İkinci çeyrekte baz etkisiyle çift haneli büyüme görürüz." ifadelerini kullandı.
Bakan Elvan özetle şunları söyledi;
(Rezerv tartışması hakkında) Merkez Bankası Başkanımız teknik açıklama yaptı. Merkez Bankası'nın 2006'dan bu yana enflasyon hedeflemesi rejimini kullanıyor. Kısa vadeli faiz oranı temel politika amacı olarak belirlendi. Merkez Bankası bu rejim çerçevesinde finansal istikrarı sağlamak için 2 türlü enstrümanı kullanmak zorunda. Zorunlu karşılıklar ve döviz alım satım işlemleri... Geçmişteki alım satım işlemlerinde de 2 yaklaşım görüyoruz. Döviz alım satım ihaleleri ve doğrudan döviz alım müdahaleleri... Döviz alım satım ihalelerinde önceden açıklanmak koşuluyla ihale gerçekleşiyor. Ne kadarlık alım satım gerçekleştiği paylaşılıyor. İkincisi Merkez Bankası olağanüstü bir durumla karşı karşıya kalınca doğrudan alım satım müdahalesi yapıyor. 15 gün sonrasında ne kadar alım satım yapıldığını paylaşıyor.
Bu yöntemlere ilave 2017'den itibaren Hazine Müsteşarlığı ve MB arasında protokol imzalanıyor. Bu protokol yasal mıdır. Türk parasının dolaşımı ve istikrarı için politikaları Merkez Bankası'yla birlikte oluşturmak ve uygulamak. Yetki verilmiş yasal olarak. Merkez Bankası kanununun 4. maddesinde Hükümetle birlikte Türk Lirasının iç dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak, yabancı paralar ile altın karşısındaki tespit için kur rejimini belirlemek. TL'nin değerinin belirlenmesi için dövizin alım ve satımı, TL ile değişimi, bankanın temel görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. İşlemler tamamen yasaldır. Yasalara aykırı durum söz konusu değildir.
Merkez Bankası Başkanımız açıkladı. Ama biraz detaylara girmek istiyorum. Süreç nasıl işlemiştir... Hazine hesapları üzerinden döviz alım satım işlemi MB tarafından gerçekleştirilmiştir. Bir muhabir banka aracılığıyla alım satım işlemlerini elektronik platformda gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu platformda yerli yabancı piyasa yapıcı bankalar yer alıyor. Herhangi bir şahıs yok. Bir diğer soru, peki bu döviz alım satım işleminde taraflar birbirini biliyor mu? Hayır kesinlikle bilmiyorlar. Kimin ne kadar aldığını karşı taraf bilmiyor. İşlem tamamlanınca görüyorsunuz.
Bankalar elektronik işlem platformunda bir TL likiditesi söz konusu oluyor MB'de. Bunu da görebiliyorsunuz. Günlük olarak rahat bir şekilde görebiliyorsunuz. Ne kadarlık döviz alım satımı yapılmış bunların hepsini görüyorsunuz. Bunun örnekleri de var. Böyle ülkeler var. Özellikle Uzak Doğu başta olmak üzere var. Kasım ayından bugüne döviz alım gerçekleştirmesi söz konusu olmadı zaten. MB kayıtlarında zaten tüm bunlar yer alıyor. Bu yöntemi tartışabilirsiniz ama kimseyi yolsuzlukla suçlayamazsınız. Bir yolsuzluk yapması söz konusu değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından talimat verildiği gibi iftiralar yer alıyor. Usulsüzlük yapıldığı şeklinde yaklaşımlar doğru değil. Elbette tartışabilirsiniz ancak yolsuzlukla suçlayamazsınız.
(Döviz işlemlerine ilişkin veriler hakkında) Merkez Bankamızın uygulamalarında şunu görüyoruz. Döviz alım satım müdahalelerinin kamuoyuna açıklandığını görüyoruz. Geçmişe yönelik swap verilerinin yayınlandığını görüyoruz. Özellikle bilgi kirliliği söz konusu, siyasi malzeme olarak kullanılması söz konusu. Bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması açısından bu verilerin yayınlanmasında fayda görüyorum. Takdir Merkez Bankası'nın.
Kullandığınız her kelime her cümle yatırımcılar tarafından doğrudan karşılık bulabiliyor. Ülke riskine yönelik değişik algılara yol açabiliyor. Büyük özen ve hassasiyet gösterdim. MB bağımsızlığına müdahale edici kavram ve söylem içinde olmadım. Bu meseleyi de değerlendirdiğimde şunu düşündüm. Merkez Bankası gerçek sahibidir bu işin. Merkez Bankası açıklama yapmadan benim açıklama yapmamın Merkez Bankası'nın bağımsızlığı üzerinde gölge oluşturur diye açıklama yapmak istemedim.
Yöntemler özet olarak elbette konuşup tartışabilirsiniz. Yapılmasaydı ne tür durumlarla karşı karşıya kalırdık bunları da konuşmak lazım. Yolsuzluk söz konusu değil, gelen para swap üzerinden bankalara kullandırılmıştır.
(Dünya ekonomisi hakkında) Pandemi tüm dünya ekonomilerini sarstı. Sürece baktığımızda tüm ülkelerin sorunlar yaşadığını görüyoruz. Çok yüksek oranda borçlanmaların gerçekleştiğini görüyoruz. Toplam borç 24 trilyon dolar artıyor. Kamu maliyesinde 16 trilyon dolarlık harcama görüyoruz. Dünyada bazı şeylerin bu süreçte farkına varıldı. Tedarikteki kopukluklar, emtia fiyatlarındaki artış... Pek çok konuşulmayan konu ortaya çıktı. Güçlü bir büyüme bekliyoruz. Türkiye'ye pozitif yansıması olacak. Aşılamaya bağlı olarak covid sürecini gözlemleyeceğiz. Dünya çok önemli bir sorunla karşı karşıya kaldı. Borçlanmada, bütçe açıklarında tüm ülkeler önümüzdeki yıllarla bunlarla mücadele edecek.
Ülkelerin genel anlamda borçlanmaları söz konusu. Ciddi sorunların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Tedarik sorunları artık özellikle tedarik zincirlerinde bölgesel tedarik noktalarının oluşması gerektiğini gösterdi. Çin, Uzak Doğu merkez değil de çok merkezli tedarik noktaları kurulmalı. Türkiye önemli konuma sahip. Güçlü bir altyapıya sahip. Bu sorunların giderilmesi ülkelerin tek alacağı kararlardan oluşmuyor. Uluslararası işbirliği, bölgesel birliktelikler, birlikte hareket etmeli ve ortak kararlar alınmalıdır.
Hükümet olarak sürdürebilir hareket etmeye çalıştık. Uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz. Sağlıklı ve nitelikli büyümeyle sağlanır. Enflasyona yol açmayan, hane halkında aşırı bir borçlanmaya neden olmayan, istihdam, yatırım, üretimin arttığı bir ortam aslında sağlıklı büyümeyi ifade eder. Sağlıklı büyüme hangi oranda gerçekleştiğinden çok sürdürülebilir olması önemli. Temel problem büyümenin finansmanında yatırıyor. İç tasarruflarımız yatırımlarımız için yeterli değil. Bu da cari açıkla karşımıza çıkıyor. Dış tasarrufların akışında aksaklık olduğunda kurlarda oynaklık görüyorsunuz. Bu oynaklık enflasyona baskı yapıyor. 2020'ye gelince. 2020'de G20 ülkelerinde 1,8 rakamıyla Çin'le birlikte büyüyen tek ülkeyiz. 2. çeyrekten itibaren iç talepte canlılık oluştu.
2020 zor bir yıl oldu. 2021'e bakınca iktisadi faaliyetler canlı başladı. İhracat potansiyelimiz iyi gidiyor. Ocak-Mart döneminde 50 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. İlk çeyrekte öncü göstergelere baktığımızda yüzde 5,0 civarı bir büyüme öngörüyoruz. İkinci çeyrekte baz etkisiyle çift rakamlı bir büyüme söz konusu olacak. 2021'in büyüme açısından daha olumlu yıl olacağını düşünüyoruz. Kontrollü ılımlı yaklaşımda da hareket etmeliyiz.
(Enflasyon hakkında) Enflasyonla mücadele en temel önceliğimiz. Enflasyon aslında orta vadede arz talep sorunundan başka bir şey değil. Yapısal bazlı sorunlarımız da söz konusu. Siz talebi karşılayacak kadar üretemiyorsanız. Talebi kısıp arzı arttırmanız lazım. Enflasyonun yapısal sorunlarını çözmeye yönelik tedbirlerimiz var. 4 temel hususa vurgu yapmak isterim. Fiyat istikrarının olmadığı enflasyonun yüksek olduğu ortamda istihdamdan sağlıklı büyümeden bahsedemezsiniz. Enflasyon paranın alım gücünü azaltıyor. Belirsizlik ortamı oluşturuyor. Enflasyon gelir dağılımı açısından da düşük gelir grubunda daha fazla etkisi olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Enflasyonla mücadelede nasıl bir yaklaşımda bulunacağız. İstihdam için büyüme, büyüme için yatırım, yatırım için daha az belirsiz ortama ihtiyacınız var. Bunun için de fiyat istikrarı ve finansal istikrara ihtiyacınız var. Sadece para politikalarıyla enflasyon problemi çözülmez. Bizim birincisi temel makro ekonomik politikalarımızda değişiklik söz konusu değil. Enflasyonla mücadeleye devam edeceğiz. Fiyat ve finansal istikrar için bu noktada MB Başkanımız kalıcı düşüş sağlanana kadar sıkı para politikası duruşuna devam edileceğini ifade etti. Önemli ama yeterli değil, yapısal sorunlar da önemli. Güven ortamı en temel ilkelerimizden biri. Kısa vadeli kazanımlar için orta ve uzun vadeli kazanımlardan vazgeçmeyeceğiz.
Bütçe açığımız 4,3'ten bunu 3,5'a çektik. Bütçe açığının azaltılması demek daha az borçlanmanız demek. Risk primi düşmesi, faiz ödemelerinin daha az olması demek. Enflasyonun da aşağı çekilmesi noktasında önemli unsur. Çok detaylı çalışma yaptık. Her bir kalem üzerinden geçtik. Gelirde harcamada ne yapabiliriz. Bunları tartıştık. Bir karar aldık. Bunları yapabiliriz dedik. 0,5 puanı gelir tarafında, 0,3 puanı harcamalar tarafında. Kalıcı gelir artışı için tedbirler aldık. Düzenlemeler söz konusu oldu. Covid nedeniyle harcama yapma zorunluluğumuz olan alanlar ortaya çıktı. Bütçede olmamasına rağmen 46,5 milyar liralık harcama söz konusu.
Bu harcamalara rağmen 4,3'lük bütçe açığını 3,5'e çektik. Enflasyon farkından dolayı memur ve emeklilere ödememiz söz konusu oldu. Kamu maliyesi alanında disiplinli ilerliyoruz. Tek amacımız şu sağlıklı bir büyümeyi sağlayalım. (İlave tedbirler hakkında) 46,5 milyar liralık harcama bugüne kadar ki yaptıklarımız. 2021'de hayata geçirdiğimiz... Esnaf destek paketi gibi... Covid'le ilgili vatandaşlarımızın eksiklerini belirleyip düzeltmek bizim temel sorumluluğumuz.
(Bankacılık sektörü hakkında) Bankacılık sektörüyle ilgili değişik açıklamalar söz konusuydu. Bankacılık sektörüne uluslararası kuruluşların ziyaretleri söz konusu oldu. Kuruluşlar risk görmediğini ifade etti. Tartışmalar duruldu. Takipteki alacaklar 150 milyar TL seviyesinde. Şu an 115 milyar liralık karşılık ayrıldığını görüyoruz. Gelişmiş ülkelerde nedir bu durum yüzde 40-45 bandında olduğunu görüyoruz. Yakın izlemedeki krediler miktarı 350 milyar lira civarında buradaki karşılık oranı yüzde 16 seviyesinde. Gelişen ülkelerde yüzde 5-6 oranında. Bankalarımızın yeterince ihtiyatlı olduğunu görüyoruz. Yakın izlemedeki bu yüzde 20'lik risk gerçekleşse bile takipteki alacak oranı yaklaşık yüzde 6'lara gelir, bu da önemli bir risk değil. Bankacılık sektörüne ilişkin tedbirlerimiz var. Şunu ifade edeyim reform programımızdaki eylemlerin yüzde 77'sini bu yıl gerçekleştireceğiz. Hazirana kadar ve sonrasında yapacağımız eylemler var.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol