FED faiz artırımı yapacak mı ?

FED faiz artırımı yapacak mı ?
Güncelleme:

ABD Merkez Bankası, yarın faiz artırımı kararını açıklayacak.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yarın faiz artırması bekleniyor. Fed ABD ekonomisini soğutmak için her faiz artırdığında gelişmekte olan ülkeler olumsuz etkileniyor sıcak para (dolar) yüksek faizden cazip olarak geldiği ülkeye yani ABD'ye geri dönüyor. Bu kendi problemleri dahil Arjantin ve Türkiye Fed'in faiz adımlarından en çok etkilenen ülkeler arasında yer aldı. Piyasalar faiz artışını fiyatladığı için kararın ardından dolar/TL'de önemli bir değişiklik beklenmiyor.

ABD Merkez Bankası (Fed), bu hafta yapması beklendiği gibi, dünyanın en büyük ekonomisini soğutmak için frene her bastığında, etkileri tüm dünyada hissediliyor.

Gerçi bazı yetkililer Fed’e kararlarının gelişen ekonomiler üzerindeki etkisine karşı daha hassas olmasını, hiç değilse niyetini önceden belli etmesini çağrısı yaptılarsa da, şikayetlerin bir faydası olmuyor.

Fed faizleri 2.00-2.25 oranında seyrediyor. Faizlerin yarın 2.25-2.50 bandına çıkarması bekleniyor.

TRUMP FED’İ SUÇLUYOR

ABD Başkanı Donald Trump bile Fed’i çok hızlı ve çok katı olmakla suçladı. Fed, faiz oranlarını yükselterek ve elindeki varlıkları satarak, diğer ülkelerdeki daha riskli yatırımlara kıyasla ABD tahvillerini daha çekici yapıyor.

Bunun doğrudan sonucu olarak, dolara talep arttıkça diğer para birimleri zarar görürken, gelişen piyasalar eşit rekabet imkanını kaybediyorlar. Fed, ABD sınırlarının ötesinde yarattığı etkinin fa rkında ancak kendi görevinin enflasyonu kontrol altında tutmak ve ülke içinde istihdamı en yükseğe çıkarmak olduğunu söylüyor.

“1994’TEN BERİ İLK OLUR”

Piyasaların yılın son FED toplantısına odaklandığını ve doların diğer para birimlerine karşı değer kaybettiğini hatırlatan Gedik Yatırım Algoritmik İşlemler Müdür Yardımcısı Gizmen Nalbantlı, konu hakkında sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulundu. Genel olarak FED'in yarın faiz artırsa bile 2019 yılı için güvercin olacağına dair beklentinin mevcut olduğunu söyleyen Nalbantlı, “Özellikle Trump'ın son dönemde ciddi şekilde faiz artırmama çağrısı da bu beklentide etkili oldu. Bir tarafta ekonomik veriler sıkılaşmaya işaret ederken diğer tarafta piyasalar faiz artırımı istemiyor. Ekonomik olarak baktığımızda ben yarın bir faiz artışı daha gelebileceğini düşünüyorum. Eğer FED bu toplantıda faiz artışı yapmazsa bunun sebebinin hisse senedi piyasasındaki düşüş olmasını yüksek görüyorum. Geçmiş yıllara baktığımızda FED'in hisse senetlerinde düşüş olan dönemlerde faiz artırmadığını görüyoruz. Eğer FED yarın faiz artırırsa, bu piyasanın kötü olduğu dönemde 1994’ten beri ilk faiz artırımı olacak.” açıklamasında bulundu. Gizmen Nalbantlı şöyle devam etti:

Yukarıda bahsettiğim gibi yarından ziyade 2019 tahminleri önemli olacak. 2019 için zaten 1 faiz artışı hesaplayan piyasanın yarın gelecek olan açıklamalardan tatmin olması için FED'in 2019 beklentilerini yönlendirmesi gerekiyor. Eylül toplantısına göre daha temkinli bir duruş sergilenirse dolardaki değer kaybı devam edebilir. Özellikle Brexit sürecini bahane edip Mart'a kadar izlemede kalacağını söyleyebilirler. Eğer Trump ve hisse senedi piyasasını takmayıp 2019 tahminlerini 3 faiz artışında bırakırsa dolardaki değer kaybı yerini güçlü dolara bırakır.

‘BÜTÜN SUÇU FED’E YÜKLEMEK DOĞRU DEĞİL’

Haziran ayında New York Fed başkanlığından ayrılmadan önce Reuters ile konuşan William Dudley, kimsenin Fed kararlarına şaşırmaması gerektiğini, başka ülkelerdeki politika yapıcıların da hazırlıklı olmak ve uyum sağlamak için yapacakları şeyler bulunduğunu söylemişti.

“Bu ülkelerden bazılarının büyük mali denge ve cari açıkları var ve yürüdükleri mali yolda devam edebilmeleri için yabancı sermayeye muhtaçlar. Bu nedenle nasıl olsa sorunlarla karşılaşacaklardı. “Bu yüzden, bütün suçu (Fed’in) bilanço normalleştirme çalışmalarına yüklemek bence fazla ileri gitmek olur.”

Fed neredeyse sıfır düzeyindeki faizleri artırmaya üç yıl önce başladı. Ancak Fed çeyrek dönemlik artırımlara ve 2007-2009 finansal krizi boyunca ekonomiyi desteklemek için aldığı varlıkları tedrici olarak azaltmaya başlamaya ilk kez bu yıl hız verdi. Sermayenin gelişmekte olan piyasalardan çıkarak daha yüksek getirili Amerikan varlıklarına yönelmesi ve doların güçlenmesi eğilimi ise Nisan ayında yoğunlaştı.

Fed’in doları güçlendiren sıkılaştırma adımları, örneğin enflasyonla boğuşan Arjantin’de çok kötü sonuçlar verdi. Uluslararası Para Fonu’ndan gelen 57 milyar dolar piyasalara bir ölçüde istikrar getirdiyse de, pesonun dolar karşısında bu yıl gördüğü yüzde 50 değer kaybı, zaten borçlanma faizlerinin yüzde 70’in üzerine çıkmasından etkilenen ithalatçıları yerle bir etti.

ARJANTİN KÜÇÜLECEK

Sonuç olarak, hükümetin bu yıl yüzde 3.5 büyüyeceğini öngördüğü Arjantin ekonomisi, merkez bankası analistlerinin tahminlerine göre yüzde 2.4 küçülecek. Ülke parasını istikrara kavuşturmaya çabalayan Endonezya merkez bankası da bu yıl faiz oranlarını altı kez yükseltti ve bu adımlarını açıklarken Fed’in agresif faiz artırmalarına dikkat çekti.

Fed’in krizle mücadele için aldığı önlemler kadar, daha sonra bu önlemlerden vazgeçme adımları da küresel sermaye akışını, yatırımları ve çok kez diğer ülkelerin politikalarını şimdiye kadar görülmedik ölçüde etkiliyor.

Bu etki, 2013 yılında o zamanki Fed Başkanı Ben Bernanke’nin Fed’in tahvil alımlarını gelecek aylar boyunca azaltmaya geçeceği önerisiyle zaten açıkça ortaya çıkmıştı. Bu açıklama üzerine yaşanan yaygın satış dalgasının gelişen piyasaların borsa ve tahvilleri üzerinde yarattığı etkiyi gidermek aylar almıştı.

Beş yıl sonra, aynı ülkeler Fed’in sıkılaştırma adımları hızlandıkça, aynı zorlukları yeniden yaşıyorlar. Arjantin ve Türkiye yıl ortasında yaşanan çöküşte, dövize olan büyük bağımlılıkları nedeniyle en çok zararı gören ülkeler oldu.

FT: FED KÜÇÜLME PLANLARINI DEVREYE ALACAK

Satış dalgası, her ne kadar o günlerden sonra bir miktar yatıştıysa da, Rusya gibi daha güçlü ekonomileri de vurdu. Rusya, enflasyon ve yaptırımlar nedeniyle, 2014 yılından bu yana ilk kez faiz artırdı. Fed’in yarın faizlerini çeyrek puan daha artırması bekleniyor. Ancak 2019’da bu yolda daha ne kadar ilerleyeceği konusunda soru işaretleri de artıyor. Bu ay görevinden istifa eden Hindistan Merkez Bankası başkanı Urjit Patel, Haziran ayında Financial Times gazetesine yazdığı bir makalede şöyle demişti: “Fed bilançosunu küçültme planlarını yavaşlatmalıdır. Eğer bunu yapmazsa, (ABD) hazine tahvilleri dolar likiditesinin o kadar çoğunu çekecek ki, dolar cinsi tahvil piyasasının geri kalanında bir krizin baş göstermesi kaçınılmaz olacak.”

‘TL LEHİNE YENİ BİR TREND OLUŞUMU BEKLEMİYORUZ’

Işık FX tarafından hazırlanan yatırım notunda şu ifadeler yer aldı:  ABD Başkanı Trump’ın FED’e yönelik eleştirileri ile Dolar Endeksi’nde görülen geri çekilmeler de dün kur tarafında zaman zaman kendisini gösterdi. Şuan için 5.3730 seviyesi üzerinde fiyatlama görülün kurda bugün oluşabilecek yukarı yönlü ataklarda izlenebilecek direnç noktaları 5.4000, 5.4250, 5.4500 ve 5.4600’da olup, özellikle 50 ve 100 günlük ortalamalara yakın olan 5.4600 seviyesinin kalıcılıkla geçilebilmesi halinde USD lehine işlemler ivme kazanabilir. Bu tarafta da 5.2750 seviyesinin altına inilmeden TL lehine yeni bir trend oluşumu beklemiyoruz.