Milyonlarca memur ve emekliye kötü haber: ''Zam yok fark var''

Milyonlarca memur ve emekliye kötü haber: ''Zam yok fark var''
Güncelleme:

Ünlü ekonomist Alaattin Aktaş, memurlara ve emeklilere yılda iki kez verilen 'enflasyon farkı'nın eksik olduğunu belirterek "Enflasyon zammı yok, enflasyon farkı var; o da eksik! Bir bardak soğuk su için" dedi.

Yapılan zamlara rağmen  Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK) mayıs ayı tüketici enflasyonunu yüzde 2.98 olarak açıkladı. TÜİK'e göre yıllık bazda enflasyon yüzde 73,5, 5 aylık enflasyon ise yüzde 35.64 oldu. Merkez Bankası'nın 6 aylık enflasyon tahmini gerçekleşirse ortalama yüzde 40 zam yapılması beklenen SSK/Bağ-Kur emeklileri ile memur ve emekli maaşları için ekonomist Alaattin Aktaş'tan kötü haber geldi.

Ekonomist Alaattin Aktaş, memur ve emeklilere Temmuz ayında yapılacak zamma ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı. 'Zam yok, fark var' diyen Aktaş, "Soğuk su için, yılda 14 bin TL zarar" ifadelerini kullandı.

Dünya yazarı Alaattin Aktaş şu ifadeleri kullandı: 

"Bugün memura, emekliye ve bazı işçilere yılın ilk yarısındaki enflasyona göre verilecek fark konusu üstünde durmak istiyorum. Önce bu farkı alacaklara bir çağrım var. Size yapılacak ödeme bir “zam” değildir. Bir kere dilinizden bu sözcüğü atın. Siz zam değil, yılbaşında yapılan zamla ilk altı ayda oluşan enflasyon arasındaki farkı alıyorsunuz. Buna zam denilemez. Üstelik haziran sonunda oluşacak altı aylık fiyat artışı, bu altı aylık dönem için yılbaşında verilen zammın çok çok üstünde. Şimdi yılbaşında verilen zam altı aydaki enflasyonun çok altında kaldığı için aradaki fark kapatılacak. Maaş ve ücretler enflasyon düzeyine çekilecek. Peki daha ocak ayında enflasyonun altında kalan ve altı ay boyunca böyle devam eden enflasyona yenik maaştan kaynaklanan müthiş kayıp ne olacak? Üstüne bir bardak soğuk su!

"VARSAYALIM HEP 2.98!"

Haziran ayındaki TÜFE artışının da yüzde 2.98 olacağını varsayalım. Şu durumda ilk altı aydaki TÜFE artışı yüzde 39.68 olacak. Bir memur aralık ayında diyelim net 10 bin lira maaş alıyordu. Ocak ayında yüzde 7.5 zam yapıldı ve net maaş 10.750 liraya çıktı, bu maaş altı ay boyunca da sabit kaldı. (Aslında burada vergi dilimini dikkate alırsak memur artık daha düşük maaş alıyor ama bunu göz ardı ediyorum.) Bu memur arkadaşımız daha ocak ayında aldığı zammı enflasyona kaptırdı. Fiyatlar ocak ayında yüzde 11.10 arttı. Yüzde 7.50’lik zam, ancak 20 günlük enflasyona yetti. Oysa o zam altı aylık enflasyon için yapılmıştı.

Dolayısıyla bu memur 20 Ocak’tan haziran sonuna kadar, yani 5 ay 10 gün boyunca enflasyona yenik düşmüş oldu. Temmuzla birlikte durum kısa bir süreliğine değişti.

"ALTI AYDA 11 BİN!"

Altı ayda ödenen maaş 74.500 lira. Aralıktaki 10 bin lira her ay enflasyon kadar artsaydı altı ayda ödenecek maaş 85.739 lira olacaktı. Fark, 11.239 lira. Vurgulayalım; bu fark mayısta yüzde 2.98 olarak uygun görülen, haziranda da aynı oranda geleceğini varsaydığımız enflasyona göre...

FARK NASIL YANSITILACAK?

Altı aylık TÜFE artışının hazirandaki yüzde 2.98’le birlikte yüzde 39.68 olacağını varsaydığımı belirttim. Yılbaşında verilen yüzde 7.50 zam ile yüzde 39.68’lik enflasyon arasındaki fark olan 32.18 puan temmuz maaşına yansıtılacak. Yani aralıkta 10 bin lira olan maaş temmuzda 13.968 liraya çıkacak ve bu tutara yılın ikinci yarısının yüzde 7’lik zammı uygulanacak. Böylece bu memurun maaşı 14.946 liraya yükselecek.

TOPLAM 14 BİN LİRA ZARAR!

Mayıs ayındaki yüzde 2.98’lik TÜFE artışının gerçeği yansıttığını ve bundan sonraki aylarda da hep bu çok sevilen ve benimsenen yüzde 2.98’lik artışın gerçekleşeceğini varsayarsak karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:

Geçen yıl aralık ayında 10 bin lira alan bir memur yılın on ayında enflasyona karşı yenik düşmüş. Bu memur yalnızca temmuz ve ağustos aylarında enflasyonun üstünde maaş alabilmiş. Sonuçta yılın tümünde uğranılan kayıp tam 14 bin 559 lira. Yine daha önce de vurguladım; aylık net 10 bin lira alan bir memur, daha yılın üçüncü ayında üst vergi dilimlerine girmeye başlıyor ve net maaşı azalıyor. Bunu göz ardı ettim. Emeklilerin maaşından vergi kesintisi olmadığını da hatırlatmak isterim."

 

Alaattin Aktaş'ın Dünya gazetesindeki yazısının tamamı için...