Başbakan Yardımcısı Elvan Ve Bakan Çelik Mersin'de (2)

Başbakan Yardımcısı Elvan Ve Bakan Çelik Mersin'de (2)
Güncelleme:

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik: - "Çaresizlere kucak açıyoruz. Buyurun diyoruz, sizin el emeğiniz göz nurunuzla o komşuları da o vatansızları da doyuruyoruz. Bugün mü? Yalnız bugün değil. Dün de çok geçmişte de. Biz böyle bir milletiz"- "Küçükbaş

MERSİN (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Çaresizlere kucak açıyoruz. Buyurun diyoruz, sizin el emeğiniz göz nurunuzla o komşuları da o vatansızları da doyuruyoruz. Bugün mü? Yalnız bugün değil. Dün de çok geçmişte de. Biz böyle bir milletiz." dedi.

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Mersin İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından Yenişehir Kültür Merkezi'nde düzenlenen proje tanıtım ve Çoban Eğitim Kursları, sertifika törenine katıldı.

Bakan Çelik, burada yaptığı konuşmada, çobanlığın kutsal bir meslek olduğunu, asla yan bakılmaması gerektiğini belirterek, en çok iftihar edilmesi gereken köylüyü, çobanlığı, çiftçiliği, üreticiliği kenara itenlere, görmemezlikten gelenlere seslenmek istediğini ifade etti.

Çelik, "Bu salonu dolduranlar olmasa sabah kahvaltı da ne yiyeceksin? Öğle yemeğinde ne yiyeceksin? Akşama ne yiyeceksin arkadaş. Bunu bilerek mi konuşuyorsun bilmeden mi konuşuyorsun? Bakanlığa başladığım gün arkadaşlar 'sürü yöneticisi' diye bir şey söylediler. Nedir dedim. Bu meğerse bizim çocukken, 'küçükken yaptığımız görevi sürü yöneticisi olarak" tanımladılar. Yok, değişim olacak dönüşüm olacak ama bazı şeyler değişmez çobanlık gibi." diye konuştu.

Vatan kavramının son derece önemli olduğunu ve vatansızların, vatanını kaybedenlerin bir bayrak altında olamayanların ne hale düştüğünü herkesin gördüğünü aktaran Çelik, şunları söyledi:

"Çaresizlere kucak açıyoruz. Buyurun diyoruz, sizin el emeğiniz göz nurunuzla o komşuları da o vatansızları da doyuruyoruz. Bugün mü? Yalnız bugün değil. Dün de çok geçmişte de. Biz böyle bir milletiz. Çaresizin imdadına yetişiyoruz. Onun için Allah vatansız bırakmasın. Allah bu millete bir İstiklal Marşı daha yazdırmasın derken bunlar boşu boşuna söylenmiş şeyler değildir. Dünyanın kalbi bölgemizde atıyor. 100 yıl önce cetvelle çizilen sınırlar bugün kanla temizleniyor. Dünyanın çivisi çıkmış. Böyle büyük kuruluşlar kurulmuşlar ki huzur, barış, dostluk ve adalet olsun diye. Maalesef onlarda fonksiyonunu kaybetmişler. İnsan çok ama insanlık yok. Nerede var insanlık yeminle söylüyorum dağda var. Çile çekenlerde, alın teriyle geçinenler de sizlerde, bizlerde, millette var."

Çelik, dünyanın nüfusunun arttığını, 34 ülkede açlık tehlikesi bulunduğunu ve bunların 27'sinin Afrika, 7'sinin ise Asya ülkesi olduğunu anımsatarak, buralarda gıdaya ulaşamama, gıdayı elde edememe tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını bildirdi.

Böyle bir duruma karşılık tezat bir tablonun da var olduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Bir de 62 tane dünyadaki zenginin serveti, 3.5 milyarlık insanın servetiyle eşit. 62 zengin dünyanın yarısıyla servetleri eşit noktada. Böyle bir garip tablo yaşanıyor dünyada. Ne yapacağız. Bu tehlikelerin buraya gelmemesi için çok çalışmamız, çok üretmemiz, gayret etmemiz. lazım. Bizim şimdi üretimde 148 milyar liralık tarımsal ve hayvansal üretimimiz var. Çok güzel. Yeterli mi? Değil. Onun için hükümet olarak demişiz ki '150 milyar dolarlık biz tarımsal hasıla oluşturmamız lazım.' '40 milyar dolar ihracat yapmamız gerekir' demişiz. Ama bizim ihracatımız 17 milyar dolar. 40 milyara çıkmamız lazım. Neden? Tarıma daha çok önem vermemiz gerektiği açısından bunlar söylenmiş. Nasıl yapacağız bunları? Desteklemeyle yapacağız. Çiftçiyle, üreticiyle, hayvancılık mesleğiyle meşgul olan kardeşlerimizle kol kola gireceğiz. Beraber olacağız."

- "Yeni bir destekleme politikasıyla ilgili son aşamaya geldik"

Bakan Çelik, 13 yılda 78 milyar liralık tüm tarımsal alanlarda destek verildiğini, bu destekten bütün üreticilerin yararlandığını belirterek, desteklerle ilgili düzenlemeler yapacaklarını ve bunları bir kaç kalemde toplayacaklarını anlattı.

Çelik, "Yıl içinde de çok yaygın bir şekilde değil bir iki kere ödeme yapalım. Üreticiyi üzecek iş yapmayalım. Üreticinin eline doğru düzgün bir imkan vereceksek üreticiyi, çobanı, eli nasırlı insanı üzerek değil. Bunları yapmayalım diye yeni bir destekleme politikasıyla ilgili son aşamaya geldik. Yani her alanda, tarımın her alanında etten süte buğdaydan diğer hububata kadar kendi değirmenimizin taşını kendi suyumuzla çevirelim diye bir çaba içerisindeyiz. Kendi yağımızda kendimiz kavrulalım. Kimseye muhtaç olmamak için gerekli tedbirleri, önlemleri alalım. Çünkü refah düzeyi arttıkça tüketim artıyor. Tüketim arttıkça ürettiğiniz yetmiyor. Daha çok üretmek için mutlak suretle yeni bakış açılarını geliştirmemiz gerekiyor. Tüm kurumlar sizin hizmetinizde olacak. Tepeden bakan değil, üreticinin hizmetkarı bir il müdürü olacak. Kapıdan baktıran değil, yola düşüp hizmet götüren olacak. Biz eğer bu dayanışmayı sağlarsak, bizim bakanlık diye bir derdimiz yok. Ben 9 senedir bakanlık yapıyorum. Bir inşaat ustasının oğluyum ben. Ömrü çileyle geçmiş bir insanın oğluyum. Bakanlık, müdürlük tafraları yok." diye konuştu.

- "Küçükbaş hayvancılığını geliştirmeliyiz"

Türkiye'nin coğrafyasına bakıldığı zaman küçükbaş hayvancılığa uygun bir coğrafya olduğunu ancak bu alanda 1980'li yıllardan günümüze yüzde 40'lık bir azalma görüldüğünü vurgulayan Bakan Çelik, küçükbaş hayvanların yeniden sayıldığını, şu andaki verilere göre, küçükbaş hayvan sayısının 42 milyon civarında bulunduğunu kaydetti.

Bu rakamın düşük olduğunu ve artırılması gerektiğini anlatan Çelik, buna rağmen bazı maksatlı çevrelerin küçükbaş hayvancılıkla ilgili olumsuz ortam oluşturduğunu bildirdi.

Çelik, bunu ortadan kaldırarak, küçükbaş hayvancılığı tekrar yükseltmenin herkesin görevi olduğuna dikkati çekerek, şu görüşlerini paylaştı:

"Küçükbaş hayvancılığının daha yukarılara çıkmayı hak ettiği için el birliğiyle onu gerçekleştireceğiz. O güzel buram buram binbir çeşit bitkiyi alarak bizim soframıza gelen nadide etleri bizim milletimizle buluşturma konusunda gayret içerisinde olacağız. Hayvancılıkla ilgili birçok birlikler var. Bugün buraya geldik başkana sordum 'Koyun, keçi var mı?' dedim. Eğer koyun, keçin varsa iş çok kolay. O zaman aynı yola koşuyoruz demektir. Koyun keçi yok, büyükbaş hayvan yok, ben birlik başkanıyım. Yok arkadaş ben böyle birlik başkanıyla çalışmam. Dertten anlayacak, çileyi anlayacak, sorunu bilecek ki birlikte çözüm bulabilelim. Bu beni çok memnun etti, inşallah bütün bu sektörün içinde olan kardeşlerimizle birlikte yürüyeceğiz. Hayvan sayısı ve çoban konusu zaten gündemimizde. Anaç koyun, keçiyle ilgili desteğimiz var. Bunu biraz artıracağız. Haftaya Erzurum'da bölge toplantımız var bir miktar artıracağımızı söyleyeyim. Hiç olmazsa bu desteğin hayvan başı 20 lira ise 25 lira yapalım. Elimizde bir bütçe var o bütçe imkanları çerçevesinde koyun ve keçi küçükbaş hayvancılığa verdiğimiz önem için söylüyorum. Yoksa ağustos ayında oturup, bu desteklemeleri 2017 için yeniden paylaşacağız."

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik konuşmalarının ardından, çobanlık sertifikası almaya hak kazanan kursiyerlere sertifikalarını verdi.

(Bitti)