Bakan Şimşek AK Parti'nin 100 günlük planını açıkladı
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlMaliye Bakanı Şimşek, AK Parti'nin 100 günlük planı, asgari ücret, taşeron işçi gibi konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, seçimler sonrasında ilk kez katıldığı bir televizyon programında, AK Parti'nin 100 günlük planlarına yönelik açıklamalar yaptı. Şimşek, taşeron işçilerin kadroya alınması yönündeki soruya, "O konuda en ufak bir tereddüt yok" dedi. Şimşek, asgari ücretin kesinlikle 1300 lira olacağını ve teşvik sağlanabilir" dedi ve iş dünyasından asgari ücret artışı sonrasında ortaya çıkacak yükün devlet tarafından karşılanması yönündeki taleplerin sağlıklı olmadığını söyledi.
Şİmşek'in açıklamalarından satır başları şöyle:
Asgari ücretin 1300 tl olmasıyla ilgili komisyonda farklı bir tavır ortaya çıkması mümkün mü?
"Biz ne söz verdiysek onun gereği yapılacak. Komisyon, işçi, devlet ve işverenden oluşuyor. Ama devlet kimin tarafında oy kullanırsa belirleyici oluyor. Ama asgari ücretlimize söz verdik 1300 lira yapılacak. Bu konuda hiç tereddüt olmasın. Asgari ücretin artışı ile yaşanacak ilave yükü tamamen devletin karşılaması olası değil ama bazı sektörler için ilave teşvik gelebilir.
"İŞ ALEMİ YÜKÜN ÖNEMLİ KISMINA KATLANMAK ZORUNDA"
Yükün önemli bir kısmına iş alemi katlanmak zorunda kalacak.
Bizden hani bütün yükü alın yaklaşımları çok sağlıklı bir yaklaşım değil. Ha belli sektörlerde, mesela geleneksel rekabet gücünün zayıf olduğu alanlar var, onlara ilave teşvikler getirilebilir ki getirilmesi de lazım. Fakat, devlet bu vaatte bulundu yükü üstüne alsın yaklaşımı doğru değil.
"VAATLERİMİZİN ARKASINDAYIZ"
Bütün vaatlerimizin arkasındayız. Seçim vaatleri yaz sıcağında buza yazılmış vaatler değildi. Hep söyledim ben. Ne biz kandıran ne de kandırılan oluruz. Mahsurlu bulduğumuz bazı hususları dahi, eğer söz verdiysek ekonomik açıdan hangi açıdan olursa olsun mutlaka yerine getireceğiz. Tereddüt yok. Maliye olarak, zaten bütün vaatlerin bir ucu Maliye’ye dokunuyor. Arkadaşlar teknik anlamda hazırlıkları yapıyorlar. Bana da gönderdiler, ben de baktım. Vaatlerimizi çok da hızlı şekilde, beyannamemizde ön gördüğümüz çerçevede gerçekleştireceğiz."
Taşeron işçilerin kadroya alınması konusunda gelişme olacak mı?
O konuda en ufak bir tereddüt yok. Bütün mesele hangi işlerin asli işe girdiği, hangi konuların yardımcı olduğu konusudur. Biz çalışmamızı yapıp gönderdik. Ama işin özü şu. Yardımcı işlerde çalışan kardeşlerimiz üç yıllık sözleşmeler yapacaklar, kıdem tazminatı hakkı, yıllık izin hakları olacak. Üç aşağı kadrolu kardeşlerimiz gibi düzenleme olacak.
Bizim esnek, verimliliği yüksek işçi çalıştırma modellerini de devam ettirmemiz lazım, ona yardımcı Yemek, maliye bakanlığının işi değil. Bizim aşçı istihdam etmemiz doğru olmaz. Maliye bakanlığının işi belli. Sağlık işi sağlık bakanlığının. Yardımcı işler devam edecek, hakları daha da iyileştirilecek. Fakat asli işi yapanlar onlar kadroya alınacak. Yönetmelik çalışmamızı biz ilgili bakanlığa sunmuştuk.
100 günlük eylem planına taşeron işçiler yetişecek mi?
"Üç aşağı beş yukarı 100 gün içerisinde bütün bu konular derlenip toparlanabilir. Önce bir geçici bütçe kanunu çok önemli. İkincisi, tabi ki 2016 bütçesinin hazırlanıp normal komisyondan bütün parlamentodan geçirilmesi gerekiyor. O da zaman alacak bir süreç. O bahsettiğimiz hususların bazıları idari kararlardır. Ama mesela emeklikardeşlerimize 1200 lira ilave maaş, o kanun gerektiriyor. Onu da hızlı şekilde çıkartmamız lazım."
Bu kanun geçtiği tarihi itibariyle asli işte çalışanlar, ama tabi bu arada fırsatçılık yapanlar, asli işte yardımcı işçileri çalıştırmışlarsa bilmiyorum.
Önemli olan burada konu şu. Devletin asli pozisyonlarında biz kadrolu eleman çalıştıracağız. Dolayısıyla geride kalanlar detay bu aşamada. "
TÜRKİYE VİETNAM’LA BENZER MALLARI ÜRETMEYE DEVAM EDERSE…
Ben hep söyledim burada, türkiye bilgi yoğun teknolojik ürünler yönetse asgari ücret çok yüksek seviyelerde belirlenir. Ama Türkiye, yanlış anlaşılmasın gidip Bangladeş Vietnam’la Kamboçya’yla benzer malları üretmeye devam ederse zorlanır tabi.
Niye siz 7 Haziran öncesinde çıkıp, bir saniye bizim kesemizden niye böyle bol vaatte bulunuyorsun demeleri lazımdı. Ama demediler, hiç ses çıkmadı. Gelinen noktada biz verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Hiç gecikme olmayacak. Belli sektörlere ilave teşvikler gelebilir. Fakat genel anlamda yük özel sektörde olacak.
Seçim sonucu, ekonomideki belirsizlik sona erdi diyebilir miyiz?
Siyasi belirsizlik azaldı. Belirsizlik hiçbir zaman tamamen kalkmaz. Geçen uluslararası yatırımcılarla konuştuk. Ben fazla konuşmadım, millet bize yetki verdi, artık reform zamanı şeklinde kısa konuşma yaptım. O sorulardan hala bir takım soru işaretleri olduğu belli. İnşallah partimiz, hükümet kuracak. Bu hükümet hızlı şekilde önce geçici bütçe, daha sonra da reform gündemi…
Şimdi kredibilite konuşmayla kazanılmıyor. Güzel sözler söylemek sizi bir yere götürmüyor. Güçlü bir hükümet programı önemlidir. Bu programın çok efektif şekilde hayata geçirilmesi… Mesela ilk yıl içerisinde bütün reformların yasal altyapısının tamamlanmış olması, tamamının. Ondan sonra da güçlü bir uygulama. Esas olan budur. Kredibilite rasyonel politikayla başlar, ama esas olan uygulamadır. Bugün bütün dünya reformdan bahsediyor. Ama bahsetmek yetmiyor.
Şu anda Türkiye’nin önünde muazzam bir fırsat var. Hakikaten heyecan verici bir dönem. Çok hızlı şekilde Türkiye’nin yapısal dönüşümünü başaracak, Türkiye’de refah artışını sağlayacak çok yüksek tempoda kapsamlı bir reform programı… Şu anda bizim de iddiamız bu. Bizim programımız bu, parti beyannamesine bakarsanız herkes vaatlerden bahsediyor. Reform, projeler işin en önemli boyutu. Aslolan, vatandaşımızın da ilgilenmesi gereken husus reformların hızlı şekilde hayata geçirilmesi.
Reform başlığında öncelik hangisinde?
Topyekûn her alanda. Bizim hiç zamanımız yok. 1250 tane mikro reform var. 25 sektörel dönüşüm programı. Onun içinde her şey var. Kamu maliyesi, harcamaların rasyonelleşmesi. Bizim çok kapsamlı bir yol haritamız var. Ve detaylara kadar inilmiş. Hangi kurum, hangi tarihte hangi reformu uygulamaya koyacak. Çünkü şimdi verimliliği, inovasyonu artırma zamanı, enerjide dışa bağlılığı azaltma zamanı. Bu reform programına da başladık aslında. Ama bizim şimdi görünür bir şekilde, belki de ilerleme raporlarını yayınlayacak şekilde, bizim bu reform gündemini Türkiye gündemi yapmamız lazım.
Ayrışmanın başka hiçbir sihirli formülü yok. Elimizde sihirli değnek yok. Şimdi siyasi istikrar var. Anayasal çoğunluk olsaydı bir takım hususlar da gerekli hakikaten… Kamu iradesinde yeniden yapılandırma anlamında söylüyorum. Onun olmadığını varsayıp, uzlaşarak, anayasa güçlü şekilde değişirse bu ülke için büyük kazanım olur. Bir başkanlık sistemi doğru olur, hiç tereddüt yok.
Mükemmeli yakalayamamız halinde, o zaman bizim yapabileceklerimize yoğunlaşmamız lazım.
MOODY'S’İN AÇIKLAMALARINA YANIT
Türkiye’nin cari açığı gerçekten yüksek. Bizim bütün amacımız bunu aşağı çekmektir. Rezervler neye göre düşük, neye göre yüksek? Siz şokların absorbe edilmesini sağlayacak esnek kura sahipseniz o zaman farklı. Türkiye yeni bir döneme giriyor. Beklentiler iyileşecek. Çok basit bütün mesele şu, istikrarı yakaladık şimdi reform zamanı. Bunu başarabilirsek başlangıçta zaten piyasalar kredi verir. Arkasından da verilen sözleri yapmak istediklerinizi uygulamaya koydukça piyasalar uzun vadeli büyümeyi dikkate alacak.
Dünyada kaynak sorunu yok, para bol. Kendi sistemini iyileştiren ülkelere para var, her zaman olacaktır. Çünkü para, potansiyeli yüksek olan, getirisi yüksek ülkelere gider. Türkiye bu ülkelerden bir tanesidir. Reform yaparsak sermaye bol, para bol.
“ORTA VADELİ PROGRAMDA DEĞİŞİM OLABİLİR”
Biz 2016 bütçesini takdir edersiniz ki, programı olmayan hükümetle yaptık, geçici seçim hükümeti. Bir hükümet programı ortaya konacak. Tek başına iktidarın getirdiği olumlu bir hava var. Bir takım ince ayarlar olabilir. Ama genel anlamda ben felsefenin makro çerçevenin çok da değişeceğine inanmıyorum. Bazı değişiklikler söz konusu olabilir hem bütçede, hem orta vadeli programda.
Tabi müzakereler olacak, değişik bakanlıklar bizim ortaya koyduğumuz bütçeyle belki kalıba sığamayacaklarını gelip anlatacaklar. Ben çok büyük değişiklikler olmasını düşük görmekle birlikte, bazı değişiklikler olabilir, bu da normal. Hiçbir şey olmasa bile aradan 5-6 ay geçmiş olacak. Biz Eylül’de çalışmayı bitirmiştik, biz tekrar Ocak’ta başlayacağız, aradan 5 ay geçmiş olacak.
Bütçeyi açıklarken yeni vergi artışı yok demiştiniz. Sonrasında yeniden değerleme oranını ortaya koyan veri ortaya koydu. Bakanlar Kurulu değiştirme yetkisini kullanır mı?
Bakanlar kurulunun yetkisine ilişkin yorum yapmam doğru olmaz. Biz yeni bir vergi getirmeyeceğiz, mevcut vergi oranını artırmayacağız dedim. Hep şunu da söyledim, maktu vergiler var Türkiye’de bunun en az enflasyonla güncellenmesi lazım. Enflasyonşu anda yüzde 8 civarında yeniden değerleme ortamı bunun altında. Yeni hükümet gelecek değerlendirmeyi yapacak. Burada çok büyük sürprizler yok. Biz maktu vergileri yeniden değerleme oranında güncellersek bu rutin bir işlem olur. Ben bunu vergi artışı olarak görmüyorum. Maktu ise zaten güncellenir. Öbür türlü o vergiler değer kaybedeceği için devletin reel vergilerinde düşüş olur.
Biz gelir vergisi kanun tasarısının öncelikli olarak ele alınacağını ümit ediyoruz. Bu çerçevede yani kamu maliyesinde reform yaparak vergiyi tabana yayarak bununla sağlıklı kalitesi yüksek vergilerle Türkiye’nin harcamalarının finanse edilmesi… Buna ek olarka harcamaların da rasyonelleşmesi. İsraf asla kabul edilebilir bir şey değildir. Çok tartışılıyor ama bu konuda hassasiyetimiz ortadadır.
“BUNU SÖYLEDİĞİMDE ŞAŞIRIP KALDILAR”
Bakın şu anda 2016 bütçesine bakarsanız en büyük harcama kalemi eğitimdir. Yüzde 24’ü eğitime gidecektir. Bu sabah uluslararası bir kanalda bunu söylediğimde şaşırıp kaldılar. Türkiye 2016’da 100 liralık verginin 24 lirasını eğitime 21 lirasını sağlığa 21 lirasını sosyal güvenliğe harcayacak dediğim zaman hepsi insan odaklı.
“DOLARDAKİ HAREKETLİLİK…”
Türkiye’de rahatlama oldu, risk primi düştü. Fakat küresel riskler devam ediyor. FED’in faiz artırma riski şu anda fiyatlanıyor. Bunlar bütün dünya için etkileyen önemli faktörler. Çin’deki sert düşüş riski, tamamen kaygılar gitmiş değil. Dolayısıyla zor bir dönem, o nedenle dedik ki bu zor dönemde güçlü bir hükümet işi daha iyi götürür. Fakat bu dönemin zorluluğunu ortadan kaldırmıyor. FED’in faiz artırma riski var. Bölgemizde ciddi jeopolitik gerginlikler var. Bu süreci daha iyi yönetebilecek siyasi istikrarımız var. Bu türkiye için büyük bir kazanımdır.
Türkiye bütün şoklara karşı kapalı olacak, hiçbir şok bizi etiketlemeyecek anlamına gelmiyor. Sadece direncimiz artacak. Bu çok önemli.
Milli Piyango özelleştirmesi gündemde öne çıkan açıklamalar oldu. İkinci sıradaki şirketle sözleşme imzalama imkânı olacak mı?
Tamamen şirkete bağlı. Parayı bulur getirirlerse olur, getiremezlerse olmaz. Biz kimseye özel muamele yapmayacağız. Bu yılın sonuna kadar ya biter, ya da tekrar yeni baştan ihaleye çıkılır diye düşünüyorum. Şu anda ne olur, benim yorum yapmam doğru olmaz. Ama özelleştirmeleri hızlandırmaya devam edeceğiz. Türkiye rahat olsun. Özelleştirme hiçbir şekilde tartışılacak bir konu olmaması lazım. Şeffaf yapmamız lazım, serbestleşme, rekabet çok önemli. Özelleştirme sadece bir devir meselesi değil. Özelleştirme rekabeti getiriyorsa özelleştirme budur. Özel sektör kamudan her konuda bu konuda daha iyi işler beceriyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol