Bakan Nebati ''Heteredoks politikalar'' dedi sosyal medya karıştı

Bakan Nebati ''Heteredoks politikalar'' dedi sosyal medya karıştı
Güncelleme:

MÜSİAD toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ‘yeni ekonomik modeli', “Biz Ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar” ifadeleriyle anlattı. Bakan Nebati'nin söz konusu açıklamaları sosyal medyada gündem oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, MÜSİAD Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı'nda konuştu. "Biz Ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar var" diyen Nebati, "Birilerinin bize söylediği ve öğrettiği şeyin dışına çıkıyoruz, bu yolda yürümeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

 Bakan Nebati'nin söz konusu ifadeleri Twitter'da gündem oldu.

Vatandaşlar Nebati'nin "Artık heterodoks politikalar var" ifadesinin ne 'anlama' geldiğine ilişkin çok sayıda paylaşımda bulundu.

BAKAN NEBATİ: "ORTODOKS POLİTİKALARI BİR KENARA KOYDUK, HETEREDOKS POLİTİKALARLA İLERLEYECEĞİZ

MÜSİAD Genişletilmiş Başkanlar Toplantısında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, ortodoks politikaları bir tarafa koyup artık heterodoks politikalarla ilerleyeceklerini söyledi. Bu dönemin herkesin kazandığı bir dönem olacağının altını çizen Bakan Nebati, kurum artık tartışılır olmaktan çıktığını vurguladı: Dün itibariyle kur korumalı mevduat 91,5 milyar TL'ye ulaştı, dövizdeki köpük ve algı bitti.

 Bakan Nebati'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Bugün burada tarihe ve topluma mal oluş mahalli ve evrensel değerlerin gözetildiği ekonomik ve siyasi alanda etkin, dünyada saygın bir Türkiye hayali ile yola çıktık. Ve yola çıkan kıymetli derneğimizin kıymetli üyeleri özellikle geçtiğimiz haftalarda ilan edilen ve yeşil üretime geçişte enerji verimliğinden gıda tasarrufuna iklim diplomasisinden sıfır atık politikasına kadar birçok başlıktan oluşan İklim Manifestosu sebebiyle kıymetli derneğimizi tebrik ediyorum.

2020 yılında dünya salgının etkileriyle yüzde 3,1 oranında daraldı. 2020 yılında hemen ilk çeyrekten itibaren Türkiye ve dünyadaki kapanmalar başladığında Türkiye hızlı şekilde mart ayının ortalarından itibaren proaktif tedbirler alıp, tüm sektörlerin önünü açan, vergi avantajlarından ertelemelere kadar, kredilerden her türlü ortamın iyileştirilmesine kadar aldığı tedbirlerle dünyadan ayrıştı ve yüzde 1,8'lik büyümeyi gerçekleştirdi.

Türkiye bunu gerçekleştirirken, geçmiş 2002 yılından ve bugüne kadar AK Parti hükmetlerinin ekonomi, maliye, para politikalarının ve reel sektöre ilişkin gerçekçi bakış açısının getirdiği önemli özgüven duygusuyla hareket etti. Türkiye'yi çok şükür 11. büyük ekonomiye taşıdı.

Yapısal reformlar ve önemli aşama kaydettiğimiz alt yapı yatırımları, sağlanan siyasi istikrar ortamı, disiplinli kamu maliyesi politikaları ve sağlam bankacılık sektörü de bu konuda önemli rol oynadı. Ve devam eden yılda yani geçen yıl ilk 3 çeyrekte GSYH büyümesi yıllık yüzde 11,7'ye ulaştı. Bu yıl bu büyüme trendi devam edecek.

Malum geçen gün pazartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin225 milyar dolarlık ihracat rekorunu açıkladı, bu yılın da 250 milyar dolarlık ihracat hedefini ortaya koydu. Kapasite kullanım oranının yüzde 80'lere geldiği bir Türkiye'de yeni yatırımlar ve açılımlarla bu hedefe çok kolay ulaşacağımız açık. Türkiye ihracat odaklı büyümeye devam edecek.

Öncü göstergelerden anladığımız üzere geçen yılın son çeyreğinde ekonomik aktivitede ılımlı görünüm devam ediyor. Geçen yıl kapandığımızda lütfen hatırlayınız, istihdam, kısa çalışma ödenekleri, kapanmalar açıldığınız zaman ciddi işten çıkarmalar olacak diye ortalığı yaygaraya verenler oldu. Ne oldu?

2020 yılının ilk 10 ayında 2,5 milyonun üzerinde toplam istihdam artarak salgın öncesi seviyesine ulaştı ve bunu da aştı. İstihdamı artırmak için KOSGEB destekli olarak son 12 ayda çalışan sayısını koruyan ve gençleri istihdam edecek olan şirketlere de 100 bin lira destek vermeye devam ediyoruz.

Salgın döneminde küresel ticaret korumalı politikalar ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ile olumsuz etkilenirken Türkiye 2021 yılında ihracatta tarihi bir rekor kırdı. İhracat geçen yıl yüzde 32,9 gibi yine tarihi rekorlar kırarak az önce ifade ettiğim gibi 225 milyar dolara ulaştı. Artık ayda 20 milyar dolar ve üzerinde ihracatla yolumuza devam ediyoruz.

2021 yılında ithalat bir önceki yıla göre yüzde 23,6 arttı, ihracat 32,9 arttı. Yani dış ticaret açığı yüzde 7,8 oranında azalarak 45,9 milyar dolar seviyesine geriledi. Turizmde gerçekten tarihi rekorlar kırdık. Salgın itibariyle. İlk defa Akdeniz ülkelerinden fazla turist kabul etti bu ülke ve salgına, kapanmalara rağmen 29 milyon turist ile 24 milyar doları aşan bir turizm geliri elde edildi. Bu yıl bunu da aşacağız, rekorlarımızı kıra kıra yolumuza devam edeceğiz. Akdeniz'deki rakiplerimizi de geri bırakmaya devam edeceğiz.

Yeni ekonomik model düşük cari açıktan inşallah bu yıldan itibaren cari fazlaya ve büyümede devam edecek. İhracat artmaya devam edecek, içerideki üretim artacak, sanayi gelişecek, istihdam artacak ve inşallah bu yıl tarihi rekorların kırıldığı, yeni ekonomik modelim tamamen kullanılabilir olduğu ve bu yılın daha öngörülebilir, istikrarlı, Türkiye'nin kazanımlarının en yüksek olduğu yıllardan birisi olacak.

Cari fazla ve büyüme... Hep birlikte bunları yaşayıp bunu da içselleştireceğiz. Biz ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar... Ama bunu yaparken de ülkenin gerçeklerine, iç dinamiklerine, uluslararası konjonktürün işleyişine uygun bir şekilde maliye para politikalarını da birlikte yürüterek, her türlü tedbiri almak, ve özellikle de bütçe disiplininden taviz vermemek koşulu ile yolumuza devam edeceğiz.

Yepyeni şeyler, bu yepyeni şeylerin içinde de özellikle de reel sektörün bizi anladığı dönemdeyiz. Bu dönem herkesin kazandığı, ülke paylaşımlarının en müferreh toplum seviyesinde gerçekleştirildiği ve önünü gören, hesabını, kitabını yapabilen bir dönem olacak, rahat olun.

Ülkemiz son yıllarda önemli bir ekonomik ve yapısal dönüşümü sağladı. Bu dönüşümün en önemli aktörleri de küresel talebi ve tüketici beklentilerini en doğru şekilde analiz eden, değişen tercihlere en kaliteli ürünlerle ulaşabilen siz değerli iş adamlarımızdır.

20 Aralık tarihi bir milattır. 20 Aralık akşamı Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni Türkiye modelini kamuyuyla paylaşırken çok önemli tedbirler paketini de peşi sıra ortaya koydu ve başkanlık sisteminin ortaya koyduğu hareket etme imkanlarını da değerlendirdi.

'Ortodoks davranmıyorsunuz bize bir tane kalem yeter' diyenlere hayır, bireysel yatırımcıların tekrar algı operasyonları ile zarar görmesini engelleyecek, Türkiye'de TL'yi güçlendirecek ve farklı operasyonların etkisi altında kalmayı engelleyecek enstrümanlarımızın tamamını sunduk. Özellikle 20 Aralık öncesinde oluşturulmuş karamsar tablo ve döviz üzerindeki köpük kısa bir süre içerisinde terse çevrildi. Lütfen işinize gücünüze bakın, her türlü imkandan faydalanın. Ortodoks düşünmek zorunda değiliz. Bize öğretilmiş olan şeyler çerçevesinde hareket etmek zorunda değiliz.

Kur artık tartışılır olmaktan çıktı. Bakın serbest piyasa koşulları altında döviz kurları dengeye kavuştu, artık bunu gündemimizden çıkarıyoruz. Kur korumalı TL mevduat hesabı her gün güncelleniyor vatandaşımız iyi destek veriyor, kendisini koruyor, kazancını artırıyor. Dün itibariyle 91,5 milyar liraya ulaşan bir hacme geldi. Sadece bir enstrümandaki bir adımımız bile Türkiye'nin nasıl köpüklerle, algı operasyonuyla karşı karşıya kaldığını göstermesi açısından önemlidir. Gitti köpükler algılar da bitti. Algıların her zaman çok güçlü bir performans sergilediğine ama o güçlü performansın mutlak surette güçlü duvara toslayacağını da bilelim. Bir yere kadar hareket ettirirler, bunu toplum mühendisliğiyle de pekiştirirler ama geleceği yer gerçekliktir, gerçeklik algıyı bitirir. 20 Aralık itibariyle de gördüğümüz, yaşadığımız bu gerçekliktir.

Malumunuz asgari ücrette yüzde 50'lik bir artış yaptık ama aynı zamanda işverenlerin üzerindeki yükün bir kısmını da üzerimize aldık. Hem çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, emeklilerimizi unutmadık, şimdi sıra elimizdeki enflasyonla mücadele etme noktasında atacağımız adımlar.

Türkiye'deki enflasyonu sadece Türkiye'de enflasyon varmış gibi algılamak doğru değil. Hafızalarında enflasyon olmayan toplumlarda şu anda ciddi bir şekilde travma yaşanıyor özellikle Batı ülkelerinde. Enflasyon önceliğimiz ve enflasyona mücadelemiz kararlılıkla devam edecek."