Ankara Üniversitesi'nden iflas itirafı: Tüm hastaneler borçlu
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlRektör Erkan İbiş yönetimindeki Ankara Üniversitesi (AÜ) Sayıştay’ın tespitlerini bir adım ileri götürerek bütün üniversite hastanelerinin iflasın eşiğinde olduğunu açıkladı.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinin de aynı şekilde zarar içinde olduğunu belirten İbiş yönetimi, “Tüm üniversite hastanelerinin borçları sürekli artmakta. Gelir-gider dengesizliğinin yol açtığı ekonomik krizin ulaştığı boyut, tüm devlet üniversite hastanelerini çok güçlükle hizmeti sürdürebilir ya da bazı alanlarda hizmet veremeyecek hale getirdi” dedi.
AÜ yönetimi, gazetemizin kamuoyuna “Hastane iflas ediyor” başlığı ile duyurduğu haberin ardından Sayıştay’ın denetim raporunu ve sağlık sisteminin durumunu değerlendirdiği ortaya çıktı. Sayıştay’ın iflas tespitinin “bütün devlet üniversite hastaneleri için geçerli” olduğunu belirten AÜ’nün kendi akademik camiasına gönderdiği itiraf gibi açıklamasına Cumhuriyet ulaştı. AÜ yönetiminin değerlendirmeleri bütün sağlık sistemine yönelik eleştirileri ile dikkat çekti. AÜ, tüm devlet üniversite hastaneleri için “uzun yıllardır mali açıdan büyük bir çıkmaz içinde” değerlendirmesi yaptı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimlikleri tarafından hazırlanan ve rektörlüğün akademisyenlerle paylaştığı bilgi notundan dikkat çeken başlıklar şöyle:
Masraflar yüzde 400 arttı
Sayıştay raporu sadece bizim değil tüm devlet üniversite hastaneleri için de geçerli. Ülkemizde tüm devlet üniversite hastaneleri uzun yıllardır mali açıdan büyük bir çıkmaz içinde. Bu çıkmazın sebebi giderlerde yıllar içerisinde gerçekleşen büyük artışlara karşın gelir kalemlerinde aynı oranda artış olmaması. Son beş yıl içerisinde giderlerde yüzde 300 hatta 400’lere varan artışlar gerçekleşti.
SGK batırdı
Üniversite hastanelerinin ana gelir kaynağını oluşturan, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) sağlık hizmeti karşılığında almış oldukları ödemeler, giderleri karşılamaktan giderek uzaklaştı. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyat tarifesinde sınırlı sayıdaki birkaç kalem işlem ve malzeme dışında neredeyse 14 yıldır artış yapılmadığından, SGK’nin hizmet başına yapmakta olduğu ödemeler hizmet maliyetlerinin çok altında kaldı. Sonuçta devlet üniversite hastaneleri çalıştıkça, hizmet ürettikçe daha fazla zarar eder bir duruma düştü.
Bakanlık hastaneleri de zararda
Sağlık Bakanlığı Hastaneleri ile devlet üniversite hastaneleri de aynı şekilde zarar etmekte. Ancak Sağlık Bakanlığı’nda bu zararlar gider esaslı global bütçe ile kapatılırken, gelir esaslı global bütçe uygulanan devlet üniversite hastanelerinde böyle bir imkan bulunmamakta.
Borçlar sürekli artıyor
Aynı SUT fiyatlarına tabi özel hastaneler ve vakıf üniversitelerinin hastaneleri ise hastalardan yüksek farklar alarak zarar etmekten kurtulabilirken devlet üniversite hastanelerine bu olanak da tanınmamakta. Bu nedenlerle sadece üniversitemizin tıp fakültesi hastaneleri değil, tüm üniversite hastanelerinin borçları sürekli artmakta.
Çözülemez boyutta
Söz konusu mali dengesizlik nedeniyle ilaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanan sıkıntı çözülemez boyuta ulaştı. Ödemelerin gecikmesi sebebiyle birçok tedarikçi firma artık üniversite hastanelerinin ihalelerine teklif vermemekte, katılanların önemli bir kısmının da gerçek fiyatın 5 ila 20 katına ulaşabilen fahiş fiyat teklifleri yaptıkları görülmekte.
Sağlık tehdit altında
İlaç ve tıbbi malzeme temininde yaşanan ciddi sıkıntılar üniversite hastanelerinde sadece ileri düzey sağlık hizmetlerinin değil rutin hizmetlerin de yürütülmesini riske sokmuştur. Bu olumsuz tablo karşısında diğer devlet üniversite hastaneleri gibi hastanelerimizde de mali sürdürülebilirliği zora sokmuş; sorunların ulaştığı boyut, sağlık hizmetinin yanı sıra bu kurumların temel ve vazgeçilmez görevi olan tıp eğitimini ve araştırmayı tehdit eder bir seviyeye ulaşmıştır.
Kararlar hayata geçmedi
Üniversite Hastaneleri Birliği Başkanı da olan rektörümüz, diğer devlet üniversitelerinin rektörleri ve hastane yöneticileriyle birlikte, giderek derinleşen mali sıkıntıların çözümü için yedi yıldır her seviyede pek çok ziyaret gerçekleştirmiştir. Yirmiyi aşkın rapor ve 80’i aşkın mektup hazırlayıp ilgililere sunmuş, konuyla ilgili bakanlıkların yetkilileri ile yüzü aşkın toplantı yapılmış, her platformda ve her fırsatta sorunlar ve çözüm önerileri dile getirilmiştir. Ancak ne yazık ki kurul kararlarının büyük çoğunluğu bugüne kadar hayata geçiril(e)memiştir. Devlet üniversite hastaneleri olarak bu konudaki sayısız girişimlerimize rağmen çözüm elde edilememiştir.
Krizin boyutu
Sonuçta geldiğimiz noktada; gelir-gider dengesizliğinin yol açtığı ekonomik krizin ulaştığı boyut, tüm devlet üniversite hastanelerini çok güçlükle hizmeti sürdürebilir ya da bazı alanlarda hizmet veremeyecek hale getirmiştir. Bilmenizi isteriz ki; Devlet Üniversite Hastaneleri Yöneticileri olarak hastanelerin bu krizden çıkabilmesi ve uluslararası nitelikte sağlık hizmeti verebilen, geleceğin doktorlarını en yeni bilimsel bilgiler ışığında yetiştirebilen kurumlar olarak ülkemize hizmet edebilmeleri için gayretlerimiz her düzeyde, ısrarlı ve kararlı bir şekilde devam etmektedir.
Cumhuriyet
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol