Ankara-İstanbul arasına Süper Hızlı Tren ve yeni otoyol için tarih verildi

Ankara-İstanbul arasına Süper Hızlı Tren ve yeni otoyol için tarih verildi
Güncelleme:

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi'nin 2027'de, Ankara-İstanbul Süper Hızlı Treni Projesi'nin ise 2034 yılında tamamlanacağını duyurdu.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Ulaştırma projelerinin tasarruf tedbirleri kapsamında ne durumda olduğuna ilişkin soruyu yanıtlarken Uraloğlu, "Yüzde 70-75'in üzerinde olan hiçbir projede durmayacağız. 10 milyon liralık bir işin 8 milyon liralık kısmını gerçekleştirdiniz, geri kalan 2 milyon lirayı 'tasarruf tedbirinden dolayı durdurayım' diyemezsiniz. Niye? Çünkü oradaki yaptığınız yatırım atıl halde kalacak demektir. Dolayısıyla belli oranın üzerine çıkmış olan projeleri mutlaka devam ettireceğiz. 'Olmazsa olmaz diye düşündüğümüz, bu oranlara gelmemiş olsa bile ülkemizin geleceği ile ilgili hem ulusal hem de uluslararası ağlarda iş yapacağını düşündüğümüz sektörler, demir yolundan iletişime, deniz yoluna, hava yoluna kadar bunları durdurmayacağız.' dedik." diye konuştu.

Ötelenmeye tahammülü olan işlerde yavaşlayacaklarını anlatan Uraloğlu, üretim merkezlerinin demir yollarına veya birbirine bağlanması noktasında son sürat devam edecekleri bilgisini paylaştı.

Uraloğlu, Ankara-İzmir hızlı tren hattının yaklaşık 508 kilometre uzunluğunda olacağına işaret ederek, bu projede durmayacaklarını, projenin kendileri için kıymetli olduğunu söyledi. Uraloğlu, "Ankara-İzmir'in, ulusal ve uluslararası taşımacılık noktasında Çin'den gelen Orta Koridor'un bir parçası olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. İnşallah 2027'nin başlarında İzmir'i bitirmiş olacağız. Güvenli şekilde inşallah 3,5 saatte gidilmiş olacak. Hedefimiz bu." diye konuştu.

Ankara-İstanbul arası için yeni otoyol ve hızlı tren hattı

Devam eden diğer projelere de değinen Uraloğlu, "Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep hızlı tren projesi devam ediyor. 312 kilometre civarında. Halkalı-Çerkezköy-Kapıkule Hattı devam ediyor hızlı tren projesi anlamında. Ankara-İstanbul'u sordunuz. O biraz daha hızlı olacak inşallah. Ankara ile İstanbul arasında ihtiyaç nedir? Neye ihtiyaç duyuluyor? Aşağı yukarı 30 milyona yakın bir insanın yerleştiği bölgenin seyahat ihtiyacından bahsediyoruz. Önümüzdeki 10 yılda demir yolu ve kara yolunun kapasitelerinin yetmeyeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla Ankara-İstanbul arasında hem bir yeni otoyol hem de yeni bir hızlı tren hattı inşa edelim istiyoruz." ifadesini kullandı.

Uraloğlu, Ankara-İstanbul Süper Hızlı Treni Projesi'ne ilişkin bilgi vererek, "Ankara'dan İstanbul'a 350 kilometre saat hızla giden süper hızlı tren projesinin çalışmalarını başlattık. Hayata geçirdiğimiz zaman 80 dakikada Ankara'dan İstanbul'a gitmiş olacağız inşallah." dedi.

Projenin tamamlanacağı tarihe ilişkin soruya Uraloğlu, "Sonuç odaklıyız. Projesinin şekillenmesi net şekilde nereden bakarsanız 2-3 yıl sürer. Yapımına 2-3 yıl sonra başladığımızı düşünelim. O da yaklaşık 6-7 yıl gibi sürer. Ankara-İstanbul Süper Hızlı Treni'ni 2034'ler gibi hayata geçiririz. Gerçek anlamda da o tarihlerde 'fizibil' olur. Bunu da kaçırmamak lazım." yanıtını verdi.

Bakan Uraloğlu, Bolu Dağı Tüneli'nden geçen günlük araç sayısının ortalama 50 binlere ulaştığını işaret ederek, 80 binlere geldiğinde hizmet seviyesinin D, E seviyelerine düşeceğine dikkati çekti. Seyahat hızının da 80 kilometreler seviyesinde olacağını ifade eden Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla buraya gelmeden, yeni bir otoyol yapmamız gerekir diye düşünüyoruz. Ankara'dan, Beypazarı'ndan, Nallıhan'dan, Akyazı'ya çıkacak olan bir hat üzerinde çalışıyoruz. O hat da zaten Kuzey Marmara Otoyolu'nun esasında bağlantı noktası olacak. Bir anlamda Kuzey Marmara Otoyolu'nu Ankara'ya kadar bu dediğim aks üzerinden Akyazı, Beypazarı, Nallıhan, Sincan üzerinden getirip çevre yolumuza bağlamış olacağız. Bunu da Süper Hızlı Tren ile eş zamanlı hayata geçirebiliriz diye düşünüyoruz."

YİD projelerinde SGS'nin kullanılması çalışmaları

Uraloğlu, serbest geçiş sisteminin (SGS), hızlı geçiş sisteminin (HGS) daha serbestleştirilmiş hali olduğuna dikkati çekerek, kurdukları sistemlerle araçların tanındığını ve gerekli ücretlendirmenin yapıldığını ifade etti.

SGS'yi kendi işlettikleri otoyollarda neredeyse tamamen hayata geçirdiklerini belirten Uraloğlu, "Yap-işlet-devret projelerinde henüz hayata geçiremedik. Peki nedir problem? Oradan geçen özellikle yabancı araçlar... Gelir İdaresi Başkanlığımızla, Hazine Maliye Bakanı'mızla konuştuk. Bu konuda düzenleme yaparak sınırlarda çıkış noktalarında yabancı plakalı araçların otoyol kullanım ücretlerini de tahsil etmeye başladığımızda yap-işlet-devret projelerinde de serbest geçiş sistemini hayata geçireceğiz." dedi.

İstanbul için çelik kuleler üzerine baz istasyonları yapılacak

Uraloğlu, 6 Şubat depremlerinin ardından bakanlığının çalışmalarına ilişkin de bilgi vererek, o dönemde Karayolları Genel Müdürü olarak görev yaptığını, Ankara'dan bölgeye geçtiğini ve ikinci depremi de orada AFAD binasının içinde yaşadıklarını söyledi.

Deprem çok büyük olduğu için ulaştırma yapılarının da etkilendiğini anımsatan Uraloğlu, kara yolları, demir yolları, hava meydanları ile iletişimin depremden etkilendiğine işaret etti. Uraloğlu,"Bir acil eylem yaklaşımıyla hepsine müdahale ettik, alternatif yollardan, alternatif limanlardan, hava meydanlarından bölgeye her türlü yardım malzemesinin, arama kurtarma ekiplerinin gitmesini ve oradan ayrılacak olan vatandaşlarımızın da gitmek istedikleri yere kadar seyahat etmelerini sağlamış olduk." dedi.

İletişim noktasında baz istasyonlarının genellikle binaların üzerinde olması ve binaların birçoğunun yıkılmış olması sebebiyle devre dışı kaldığını anımsatan Uraloğlu, römork tipi baz istasyonlarıyla oradaki iletişimi sağladıklarını dile getirdi.

Uraloğlu, bunun kendilerine çok ciddi bir tecrübe olduğuna işaret ederek, depremin, olası bir İstanbul depreminde nerede olmaları gerektiği noktasında yaptıkları çalışmaları daha üst seviye çıkardığını vurguladı.

İstanbul ve Marmara Bölgesi'nde baz istasyonlarının doğru konumda olup olmadığına ilişkin soru üzerine Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Orada bir projemiz var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızla da işbirliği halindeyiz. Özellikle İstanbul Valiliğimizle şunu dedik; 3 GSM operatörünü de bu konuyla ilgili çağırdık, konuştuk, gerekli istişareler yaptık. Kamu arazilerinin olduğu her yere kule dikeceğiz. Binalardan bağımsız çelik kuleler dikip, onların üzerine bu baz istasyonlarını yerleştirerek, her türlü afet durumunda onların ayakta kalmasını sağlamayla ilgili bir çalışma başlattık. Bunu yaygınlaştırdığımız müddetçe burada bir sıkıntı olmayacağını öngörüyoruz."

"Projeler bitme aşamasında, finansmanını konuşuyoruz"

Zengezur Koridoru'na ilişkin soruyu yanıtlarken Uraloğlu, "Zengezur Koridoru noktasında Azerbaycan'la işbirliğimiz var ve Azerbaycan tarafındaki çalışmaların önemli bir ölçüde bittiğini söyleyebilirim. Nahçıvan'daki çalışmalar yaklaşık 180 kilometredir, onlar devam ediyor. Bizim tarafta Dilucu'ndan, Iğdır'dan Kars'a kadar gelip Bakü-Tiflis-Kars hattına bağlanacak olan 224 kilometrelik bir koridor var. Biz de onun ihalesini yaptık. Bu senenin sonu, önümüzdeki senenin başında çalışmalara başlarız. Dolayısıyla burayı bitirdiğimiz zaman biz hem alternatif bir güzergahımız olacak hem de oradaki taşınma kapasitesini artırmış olacağız. Türk dünyasına daha kestirme bir yolla bağlanmış olacağız." değerlendirmesini yaptı.

Kalkınma Yolu Projesi'nde de Basra Körfezi'nde Irak tarafından inşa edilen Faw Limanı'nın ilk fazının gelecek yıl içerisinde devreye alınacağının bilgisi veren Uraloğlu, "Oradan başlayıp 1200 kilometrelik hem demir yolu hem de otoyol, ülkemizin Habur'un 15-20 kilometre daha batısında Ovaköy bölgesinden yeni bir sınır kapısıyla beraber ülkemize girecek ve oradan da Şanlıurfa'ya, Gaziantep'e kadar oradan Karaman'a, Eskişehir'e, İstanbul'a Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki raylı sistemi de geçecek şekilde Kapıkule'ye kadar gidecek olan bir hattan bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, projelerin bitme noktasına geldiğini, ilk etapta Irak ve Türkiye olarak burada yoğun çalıştıklarını, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yoğun katkısıyla sürece katıldığını söyledi.

Nisan ayında yapılmış olan anlaşma sonrasında Bakanlar Zirvesini gerçekleştirdiklerine işaret eden Uraloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Oradaki yol haritasını netleştirmeye gayret ettik. Projeler bitme aşamasında, finansmanını konuşuyoruz, 2025 yılı içerisinde başlamayla ilgili bir gayretimiz var. Irak malum, çok istediğimiz hızda orada ilerleyemediğimizi de söyleyebilirim. Çünkü malum bir savaş ortamından geçmiş, çok istenilen seviyeye gelmiş değil ama her türlü iletişim halindeyiz. Irak tarafının her şeye rağmen çok istekli olduğunu da görüyoruz, gerçekten kıymetli bir proje."